Katil bana yaptığı gibi arayıp Nereye gideceğini bizzat söyleyebilirdi. | Open Subtitles | كان بإمكان المفجّر أن يخبره لأين يذهب مثلما فعل معي |
Sonrasında adam kaybolmuş. Nereye gittiğini veya neden gittiğini söylememiş. | Open Subtitles | بعدها رحلب، لم ينطق بكلمة لم يقل لأين سيذهب ولماذا |
Benim tek bilmek istediğim kamyonu o gece Nereye götürdüğün. | Open Subtitles | إنني أريد أن أعرف وحسب لأين ذهبت بالشاحنة تلك الليلة. |
Nereye filmi yansıtacağız düşünüldüğünde ve nerede bu toplu deneyimi yaşayabileceğiniz düşünüldüğünde. | TED | بالنسبة لأين يمكن عرض الأفلام وأين يمكن عقد هذه التجارب المشتركة. |
Pekala, o zaman. Bunu sen istedin. Tam olarak Nereye gideceğimizi biliyorum. | Open Subtitles | حسناً إذاً ، لقد عرفت بالضبط لأين يجب أن نذهب |
Nereye gittikleri hakkında bir harita bırakmadılar ya? ! | Open Subtitles | هؤلاء الشباب لم يتركوا خريطة وراءهم لأين سيذهبون |
Gerçek şu ki; kimse Nereye olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | و الحقيقة أنه لا أحد يعرف لأين ذهب بالفعل |
Nereye gitmek istediysem her zaman gittim. | Open Subtitles | كنتُ أعرف دوماً لأين سأذهب .. ولأين يفترض أن أذهب. |
Neden nedensellik döngüleri* hakkında konuşmak için, senin evine gitmiyoruz, bakalım bizi Nereye götürecek? | Open Subtitles | لِم لا نعود إلى منزلك، لنتحدث حول الحلقات السببية، ونرى لأين سيقودنا هذا؟ |
Nereye gittiğini bilmiyorum, ama şampanyayı geri getirmeni istiyorum | Open Subtitles | لا أدري لأين ذاهبة لكن أريدكِ أن تجلبي الشامبانيا. |
- Kendimi fazlasıyla kaybetmiştim. - Nereye gittiğini bana hiç söylemedin. | Open Subtitles | كنت ضائعًا للغاية لم تخبرني قطّ لأين ذهبت |
Bunu sormak biraz aptalca olabilir ama Nereye gideceğini biliyor musun? | Open Subtitles | يبدو سؤالي سخيفًا، لكن هل تعرفين لأين تذهبين؟ |
Çünkü bugünlerde kimse Nereye gittiğini bilmemesine rağmen, ...virajda ne olduğu konusunda endişe etmiyor. | Open Subtitles | لأن اليوم لا أحد يعرف لأين متجهون، لكنهم غير خائفون من نهاية الطريق. |
Bana Nereye gitmek istediğini söylemedin. | Open Subtitles | لم تخبريني قبلًا لأين أردت الذهاب. لأين أردت الذهاب؟ |
Nereye gidiyorsun? | Open Subtitles | لأين تذهب؟ لا يمكنك الخروج لهناك في حالتك هذه |
Sanırım Nereye götürdüğünüzü hatırlamıyorsunuzdur. | Open Subtitles | يالا الروعة، لا أظن بأنك تتذكر لأين أخذتهم؟ |
Nereye gittiklerini bilseydi çoktan söylemiş olurdu. | Open Subtitles | لو كان يعلم لأين يتجهون، لكان أخبرنا بالفعل |
Peki ya, varsayalım ki tüm bunlardan hoşlanmadım ve cidden Nereye kaçtığını bilmek istedim! | Open Subtitles | ماذا إذا إفترضنا أنني قررت أنلاتسيرالأمور.. كما هو مخطط لها. وبكل صدق أردت أن أعرف لأين أنت ذاهب. |
Kimyasal işaretlere güveniyorlar, suyun tadı, onlara tam olarak Nereye gitmeleri gerektiklerini söylüyor. | Open Subtitles | إنها تعتمد على الإشارات الكيميائية طعم الماء؛ ليخبرهم بالضبط لأين سيذهبون |
En azından Nereye gideceğini anlayana kadar burada kalıyorsun. | Open Subtitles | سوف تبقى هنا حتى تعرف لأين تتجه على الأقل. |
Patrick Clarkson'ın cinayet saatinde nerede olduğunu ispatlayabildiğimi söylesem fikrinizi hiç mi değiştirmezsiniz? | Open Subtitles | لأين كان ليلة أمس في وقت الجريمة، ذلك لا يُغيّر رأيك في اللحظة؟ |