Onu ülkeden çıkarmak için evrak sahteciliği yapmamı mı istiyorsun? | Open Subtitles | هل تتحدث عن جلب أوراق مزيفة لإخراجه الى خارج البلاد؟ |
Kocası çöküntünün altında kalmış. Onu çıkarmak için yardım istiyor. | Open Subtitles | زوجها عالق بداخل الكهف هناك إنها تطلب المساعدة لإخراجه |
Anjin olmuş. Onu oradan çıkarmak için uğraşıyorum. | Open Subtitles | ذبحة صدرية، أقوم ببعض التحرّكات حالياً لإخراجه من هناك |
Neyse ki onu çıkarmak için hidrolik kesiciyi kullanmak zorunda kalmadılar. | Open Subtitles | لم يتوجب عليهم أن يستخدموا "المقص الهيدروليكي" لإخراجه هذه المرة الحمدلله |
Onu buradan çıkarmanın başka bir yolu olmalı. Tavandan falan da olabilir. | Open Subtitles | لابد وأن هناك سبيل آخر لإخراجه من هناك لربما عبر السقف أو ما شابه |
Onu dışarı çıkarmak için 100 bin euro mu ödeyeceğiz? | Open Subtitles | ? يريد ان ادفع 100,000 يرور لإخراجه |
Onu oradan çıkarmak için federal ajanlar geldiğinde ateş etmeye başladı. | Open Subtitles | وعندما ذهب الفيدراليون لإخراجه بدأ فوراً في إشعال نار |
Adam aşağı inince onu çıkarmak için bir yol açacağız hazır olun. | Open Subtitles | تجهزوا حين يأتي بذلك الرجل الى اسفل وافسحوا معبراً لإخراجه |
- O ejderhasından düştü ve biz onu kumdan çıkarmak için saatlerce uğraştık. - Gustav, sana tokat atmamı sağla! | Open Subtitles | سقط من فوق تنينه وقضينا ساعات في محاولة لإخراجه من الرمال غوستاف ، لا تجعلني اجعل لك لكمة |
Onu ülkeden çıkarmak için sana asla güvenmediğini söyledi. | Open Subtitles | وأنه لن يثق بك أبداً لإخراجه من البلد هل تريدين شراباً؟ |
Yataktan çıkarmak için evine gittim ama orada yoktu. | Open Subtitles | ذهبتُ إلى منزل لإخراجه من السرير، لكنه لم يكن هناك. |
Bütün dikkatimizi Egan'ı tutuklamaya vermişken siz de Jamie ve avukatla onu çıkarmak için çalışıyordunuz. | Open Subtitles | فقد وضعنا كامل تركيزنا للقبض على إيجان بينما كُنتٍ تعملين أنتٍ وجيمس مع بروكتور لإخراجه |
Onu çıkarmak için mengene kullanırsak etleri parçalanır ve anında kanamadan ölür. | Open Subtitles | لو استخدمنا القاطعة لإخراجه سنقطعه إرباً وسينزف حتى الموت في ثوانٍ |
Onu çıkarmanın bir yolu var. | Open Subtitles | هناك طريقة لإخراجه |
O zaman onu oradan çıkarmanın bir yolunu bul çünkü Cahill ona ulaşmadan Jill'i ikna etmemiz gerek. | Open Subtitles | إذاً من الأفضل أن تجد طريقة لإخراجه لأنه يجب أن نقنع (جيل) بالانقلاب على (سوتر) قبل أن يصل إليها (كايهل) |
Dediğine göre, onu dışarı çıkarmak için bu parayı ödeyecekmişiz. | Open Subtitles | يقول, انه يريدني ان ادفع النقود لإخراجه |
Ve belki... bu açıkkapıların O'nu dışarı çıkarmak için yeterli olduğuna inanma noktasına gelmişti. | Open Subtitles | ولربما هو... اعتقد أن هذه المنافذ كانت كافية لإخراجه. |