Oraya girmek için başka bir yol bulamazsak, onu çıkarmak için kimse gönderilmeyecek. | Open Subtitles | مالم نجد نقطة الوصول الأخرى، لا أحد سيرسل في لإخراجها. |
Bana bak, onu oradan çıkarmak için katliam bile olması umarımda değil. | Open Subtitles | لا يهمني إن تطلب الأمر مذبحة لإخراجها من هناك |
Bana bak, onu oradan çıkarmak için katliam bile olması umarımda değil. | Open Subtitles | لا يهمني إن تطلب الأمر مذبحة لإخراجها من هناك |
Cesedi çocuklar görmeden daireden çıkarmanın bir yolunu bulması gerekiyordu. | Open Subtitles | عليه أن يكتشف طريقة لإخراجها من الشقة بدون أن يرونها. |
Onu adadan çıkarmanın tek yolu Birleşik Devletler polis şefini getirmek. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لإخراجها من الجزيرة هي اللجوء لمسئول تطبيق القانون |
Babam Abigail' ı senin içine koymak için onu kullandıysa, biz de onu çıkartmak için kullanabiliriz. | Open Subtitles | لو ابي استخدمه لوضع أبيجيل في داخلك ربما يمكننا استخدامها لإخراجها |
- Tabii, elbette. Biraz müsaade edin... Bulup çıkartmak için. | Open Subtitles | أجل، أجل، بالطبع، سأحتاج بعض الوقت لإخراجها... |
Gerçi gözleri biraz şeşbeş bakar ama onu barakasından çıkarmak için elektrikli ok tabancası kullanmışlardı, ondan. | Open Subtitles | تبدو كمن يعاني الحول ولكن هذا لاستخدامهم مسدس صاعق لإخراجها من المخبأ |
Onu oradan çıkarmak için bir kaç alet bulmalıyız. | Open Subtitles | علينا إحضار بعض المعدّات لإخراجها من هناك |
Ama sanırım onu oradan çıkarmak için biraz yardıma ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | ولكنني أظن أننا سنحتاج للمساعدة لإخراجها من هناك |
Çukura gir. çıkarmak için birlikte çalışmanız gerekiyor. Yeni arkadaşımızla ben ilgilenirim. | Open Subtitles | اذهب للينبوع، عليكما التعاون معًا .لإخراجها وسأعتني بصديقنا الجديد |
Araç orada yolda kaldı, kazarak çıkarmak zorunda kaldılar. | Open Subtitles | ومن ثم علقوا هناك وكان عليهم الحفر لإخراجها |
Onu o daracık yerden çıkarmak çok zor olacak. | Open Subtitles | سنستغرق وقتاً طويلاً لإخراجها .. |
Onu çıkarmak için bir alet lazım mı? | Open Subtitles | هل تحتاجين بعض الدعم لإخراجها ؟ |
Onu çıkarmak yani. | Open Subtitles | أقصد بألا نجد وسيلة لإخراجها -ما الذي تفكر به؟ |
Arabayı çıkarmak için 500 dolar ödemeniz lazım. | Open Subtitles | سوف تكلفكم 400 دولار لإخراجها من الحجز. |
Kadını oradan çıkarmanın yolu belki de kaba kuvvet kullanmak. | Open Subtitles | الوسيلة الوحيدة لإخراجها هي استخدام القوة |
Onu oradan çıkarmanın bir yolunu bulacağım. Duvarları yıkıp geçmem gerekse bile. | Open Subtitles | سأجد طريقة لإخراجها من هناك حتى لو اضطررت لتحطيم الجدران. |
Oraya çekip dışarı çıkarmanın bir yolunu bulup öldürmüşler. | Open Subtitles | ثم إيجاد طريقة لإخراجها و قتلها |
- Onu çıkartmak için yardıma ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | -نحن بحاجة إلى مساعدة لإخراجها |
çıkartmak için ameliyathaneye götürün. | Open Subtitles | خذوه لغرفة العمليات لإخراجها |