| Aynı gün ilerleyen saatlerde bir arıcı, gazetecilere arılarının olduğu sahaya sanki atom bombası atılmış gibi olduğunu söyledi. | TED | وفي وقتٍ لاحق من ذلك اليوم، قالت إحدى مربيات النحل للصحفيين بأن حديقة نحلها بدت وكأنها ضربت بقنبلة نووية. |
| Yılın ilerleyen zamanlarında uçuş sırasında rokette sorun olmasıyla alakalı bir demo daha yapacağız. | TED | سنقوم أيضاً بعرض آخر في وقت لاحق من هذا العام في حال واجهتنا مشكلة في الصاروخ أثناء الرحلة. |
| Hayatımın ilerleyen vakitlerinde çokuzaklardabiryerlerde başka insanlar için daha farklı şeyler hissedecektim. | Open Subtitles | في وقت لاحق من حياتي, بدأت اطور مشاعر اعمق تجاه غيري من الناس. |
| Boğazındaki tüpü günün ilerleyen saatlerinde çıkaracağız. | Open Subtitles | سنخرج هذا الأنبوب من حلقك في وقت لاحق من اليوم |
| O yıl daha sonra Sovyet yönetimi kendi nükleer güçlerinin gösterisini izlediler. | Open Subtitles | في وقت لاحق من ذلك العام، شهدت القيادة السوفيتية استعراضًا لقوتها النووية |
| Boğazındaki tüpü günün ilerleyen saatlerinde çıkaracağız. | Open Subtitles | سنخرج هذا الأنبوب من حلقك في وقت لاحق من اليوم |
| Gecenin ilerleyen saatlerinde Londra'dan ünlü bir müfettiş geldi. | Open Subtitles | لكن في وقت لاحق من ذلك الليل وَصلَ مفتش مشهور مِنْ لندن |
| İlerleyen saatlerde seni eşim Bayan Pepperfield'la tanıştırayım. | Open Subtitles | سأعرّفُك على السيّده.بيبرفليد في وقتٍ لاحق من هذه الليله |
| İlerleyen saatlerde kaynağımızla buluşacağız... diğer adıyla "Death Awaits". | Open Subtitles | في وقت لاحق من الليلة سنلتقي مع مصدر مجهول |
| Sonra gecenin ilerleyen saatlerinde Chrissie Orlando'yla trampoline gitmiştim. | Open Subtitles | وبعد ذلك هَبطتُ على كريسي أورلندو على الترامبولينِ في وقت لاحق من ذلك الليل؟ |
| Aynı gün ilerleyen saatlerde polise isimsiz bir ihbar telefonu geliyor. | Open Subtitles | في وقت لاحق من ذلك اليوم، مُكالمة مجهول تعطيّ معلومات مهمة للشّرطة. |
| O gece ilerleyen saatlerde, bunu konuşmak için yanına gittim. | Open Subtitles | في وقت لاحق من تلك الليلة، ذهبت إلى والدي لحديث عن ذلك |
| Bunu sana söylememem gerekiyor ama bugün ilerleyen saatlerde başka bir boyuttan gelen Croatoan adındaki bir canavar tarafından ele geçirileceksin. | Open Subtitles | ليس من المفترض ان اقول لك ذلك لكن في وقت لاحق من هذا اليوم سوف يُتحكم بك بواسطة كروتوان , وحش من بعد اخر |
| İlerleyen saatlerde tüm aile toplanıp onun kişisel eşyalarından hangilerini istediklerine karar verdiler. | Open Subtitles | في وقت لاحق من اليوم تجمع أفراد العائلة كي يحدد كلّ منهم ما يعجبه من مقتنياتها الشخصية. |
| O gecenin ilerleyen saatlerinde, bir sese uyandım. | Open Subtitles | وفي وقت لاحق من تلك الليلة، أيقظتي صوت من النوم |
| O gecenin ilerleyen saatlerinde, bir sese uyandım. | Open Subtitles | وفي وقت لاحق من تلك الليلة، أيقظتي صوت من النوم |
| İlerleyen saatlerde halka seslenecek. | Open Subtitles | ،عن المحكمة العليا وسيخاطب الأمة في وقت لاحق من اليوم |
| İşte, çıkarıp buraya koyacağım, akşamın ilerleyen saatlerinde siz ... Onu alıp ellemenizi istiyorum. | TED | هنا، سأقوم بوضعها هناك، وفي وقت لاحق من هذه الليلة، يمكنكم... أريدكم أن تمسكوه وتتعاملوا معه. |
| O yıl daha sonra Sovyetler, Moskova hava gösterisinde Batı'nın "Bizon" kod adlı yeni bombardıman uçaklarını görmesine izin verdiler. | Open Subtitles | في وقت لاحق من ذلك العام ،في عرض جوي بموسكو أتاح السوفيات للغرب مشاهدة القاذفات "النفاثة الجديدة المسماة " بيسون |
| daha sonra merdivenden aşağı yaptığım kader yolculuğu yüzünden dizim hâlâ acıyordu. | Open Subtitles | في وقت لاحق من هذا الأسبوع، ركبتي لا تزال تتألم من من رحلتي إلى أسفل الدرج، قررت أن تأخذ زمام الأمور في أيدي الخاصة. |
| Bugün daha sonra bir programınız olacak, Şansölye. | Open Subtitles | سيكون عندك جدول في وقت لاحق من هذا اليوم أنا آسف. |