"لايجب" - ترجمة من عربي إلى تركي

• asla
• gerek yok
• değilsin
• gerektiğini
• gereken
• zorunda
• gerekmez
• gerekmiyor
• Böyle
• gerekiyor

Geceyi orada geçirip ertesi gün geri dönebilirsiniz ama asla Reichenbach Şelalesi'ni görmeden geçmemelisiniz.
يمكنك قضاء الليل هناك والحضور اليوم التالى ولكن لايجب ان يفوتك بأى حال

Artık saklanmana gerek yok. Nerede olmak istiyorsan orada olabilirsin.
لايجب أن تختبىء بعد الأن يمكنك أن تكون ما تريده

Ve çok korktum, arabayı kenara çektim. Oh. Artık korkmak zorunda değilsin.
وخفت بشده , اضطررت للتوقف جانبًا لايجب عليك أن تخافي بعد الآن

Bunun eşcinsel topluluklarda sık rastlanan hastalıklar nedeniyle yasal olmaması gerektiğini söyledi.
قال انه لايجب أن يكون قانونيًا بسبب الأمراض الموجودة لدى المثيلين جنسيًا.

Walt daha önce hiç olmaması gereken bir yerde göründü mü?
هل كان والت في مكان يفترض بأنه لايجب أن يكون فيه؟

Gerçekten öyle olman da gerekmez. Öyle gibi davran ve bir anda tamam.
لايجب ان تكونى وحيدة وتتصرفى على انك وحيدة

Tabi yine herhangi bir şeye tıklamanız gerekmiyor.
مرة أخرى، لايجب عليك النقر فوق إحدى النتائج.

İşin aslı, Böyle bir ortamda yıldız oluşumu beklemeyiz.
في الحقيقة، نحن توقعنا أن تشكيل النجوم لايجب أن يستمر في هذه البيئة

Kontrol bende mi, onlarda mı, bilmiyorum. Ama olmamaları gerekiyor.
أنا لا أعرف من يسيطر أنا أم هم،ولكنهم لايجب ان يكونوا هناك

asla çiğnemememiz gereken bir yasadır bu. Doğru.
هذا هو القانون الرئيسي الذي لايجب ان نخالفه

Fiziksel yetersizliklerinden dolayı asla Tanrı'nın cennet perdesini aralamasınlar.
من لديه هذه العيوب الخلقية , لايجب أن يدخل أو يقترب من الكنائس حتى لا يُفسد أماكني المقدسة

Bana asla bir şizofrene güvenme diyen sendin.
انتى الوحيدة التى اخبرتنى بهذا لايجب ان تثق فى مرضى الفصام

Yani istediğimi elde etmek için zina yapmama gerek yok.
ما يعني اني لايجب علي ان انام معه لاحصل ترقية.

Daha fazla ödemene gerek yok siktir olup gidebilirsin de.
لايجب عليك ان تدفع اكثر يمكنك ايضا الخروج ايها اللعين

Artık öksürüyor diye korkmana gerek yok!
لايجب عليك ان تقلق بخصوص سعالها بعد الان

Marni, ondan gitmesini istemek zorunda değilsin. Yani, Tim kalabilir.
مارني, لايجب عليك ان تقولي له ان يرحل يمكنه البقاء

İyi durumda değilsin. Benimle boğuşmamalısın.
انت لست فى حالة جيدة لايجب ان تتعارك معى

Mal çok. Hepsini bir seferde kullanmak zorunda değilsin.
لدينا الكثير لايجب عليك أن تتعاطيها كلها مرةً واحدة

Bunu yememem gerektiğini biliyorum ama bu vişne kompostosu yahu.
أعلم بأنه لايجب علي أكل هذا لاكن هذا كرز أسود

Doktorlar hiçbir sorun olmadığını ve endişe etmemem gerektiğini söylediler, ama ben o kadar emin değildim.
الأطباء أكدو لنا أنه لايوجد ما يستدعي القلق و أنه لايجب علي القلق و لكني لم أكن متأكدة من ذلك

- Bizimle akıl oyunları oynamada endişelenmemiz gereken sadece yapımcılar değil, o adamdan da endişelenmeliyiz.
لايجب أن نقلق بشأن المنتجين فقط ولعبهم بعقولنا ولكن يجب أن نقلق من ذلك الرجل

Tabutlar kapatılmalı. Karılara ve annelere fedakârlıklarını hatırlatmak gerekmez.
لايجب أن يُذكر الأمهات والزوجات بتضحياتهم

Çocuğun yalan söylediğini bilmek için psikiyatr olmam gerekmiyor.
لايجب ان اكون نفسانيا لأعلم ان الولد كان يكذب

Yapma, George, denir mi hiç Böyle şey.
لايجب ان تقول مثل هذا الكلام يا جورج مهما كان شعورك

Olanları sorgulamamam gerekiyor değil mi?
لايجب عليّ أن أستجوبك هكــذا، أليس كذلك؟