| Gençliğinde, Beagle Deniz Yolculuğu sırasında bile Darwin hala dünyanın ve dünyadaki her şeyin tanrı tarafından yaratıldığına inanıyordu. | Open Subtitles | وهو شاب، خلال رحلته على متن سفينة البيغل.. كان داروين لايزال مؤمنا بأن الله خلق العالم بكل ما فيه. |
| Ama hala burdayım hala gülümseyebiliyorum Ve dünya hala muhteşem bi yer | Open Subtitles | مع ذلك لازلت هنا , يمكنني ان ابتسم والعالم لايزال مكان رائع |
| İyi, ama hala bazı sebeplerden ruh hekimliği yaptığını düşünüyor. | Open Subtitles | لكنه لايزال يظن بأنه يمارس . الطب النفسي لسببٍ ما |
| - Dosyasından çektiğin fotoğraflara erişim imkanın var mı hâlâ? | Open Subtitles | هل لايزال لديك وصول للصور التي اخذتها من ملفه؟ اجل |
| Bir tane. Benden büyük ve lise mezunu. Ama hâlâ evde oturuyor. | Open Subtitles | واحد، هو أكبر مني؛ تخرج من الثانوية ولكنه لايزال بعيش في المنزل |
| Biraz kafası karışıktı ama yine de onda bir şey var. | Open Subtitles | ربما لديها بعض التشويش لكن ـ ـ لايزال شيئا ما بخصوصها |
| Fahat burada hala aynı huzur ve dinginlik var mı, madam? | Open Subtitles | ولكن, هل لايزال موجود نفس السلام والصفاء الآن يا سيدتى ؟ |
| Biraz yardım işime yarar. Dediğim gibi, hala onaylama aşamasındayım. | Open Subtitles | يحتاج إلى بعض العمل كما قلت، لايزال في مرحلة الموافقة |
| Bu kitap gerçekmiş gibi bile görünmüyor. Mürekkep hala ıslak mı? | Open Subtitles | هذا الكتاب لا يبدو حتى حقيقيا هل الحبر لايزال مبللاً ؟ |
| O pislik Eduardo'nun hala hayatta olduğu anlamına mı geliyor bu? | Open Subtitles | هل يعني هذا بأن ذلك اللعين أدواردو لايزال على قيد الحياة؟ |
| Kolunuzu kaybettiğinizde bu sinir sistemi hala çalışmaktadır. | TED | وعندما تفقد ذراعك ، ذلك الجهاز العصبي يكون لايزال يعمل. |
| işte insanların gelecek hakkında konuştuğu bir konferans ve fark edeceğiniz gibi gelecek hala 2000 yılı civarlarında. | TED | والآن ها نحن في مؤتمر حيث يتحدث الناس عن المستقبل، وتلاحظون أن المستقبل لايزال في حوالي سنة 2000. |
| Küçük yaşta olduğundan şoku hala atlatamamıştı, Muhammed yeni vücuduna alışmaya çalışıyordu. | TED | كان لايزال يعاني من الصدمة في تلك السن المبكرة، كان محمد يكافح لكي يتأقلم مع جسمه الجديد. |
| Adamın okulun kablosuz ağına bağlanmış olması hâlâ burada olduğu anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | أتعلم، إتصال هذا الرجل بإنترنت المدرسة لا يعني بالضرورة أنه لايزال هنا. |
| hâlâ aynı. Kalp masajına devam et. 360'a şarj et. | Open Subtitles | لايزال نبضه منعدماً، تابعوا الضغط على صدره، واصعقوه بمقدار 360. |
| Kocasını aylardır görmüyorum ama hâlâ çok zor bir durum. | Open Subtitles | لم ارى زوجها لشهور , لكن لايزال هذا صعب جداً. |
| hâlâ orman örtüsünün %80’ine sahibiz. | TED | الى الآن لايزال لدنيا 80 بالمئة من الغطاء الحرجي. |
| Fakat, hâlâ yeterli düzeye yakın bile değil. | TED | ولكنه لايزال بعيد عن القدر الذي يجب فلعه. |
| Çoğumuz dedik ama o bunu başardı, hâlâ yapabilirken. | TED | الكثير قالوا, لكنه فعلها, في حين أنه لايزال بإمكانه |
| Meşgul olduğu için gelemedi ama yine de doğum gününü unutmadı. | Open Subtitles | لا نعلم بما هو مُنشغلٌ به، لكنه لايزال يتذكرّ عيد ميلادك. |
| Fakat halen, şuna bakarsak, tamamlamamız gereken şeyler var. | TED | لكن لايزال نوع من التعبئة , كما يمكننا قول ذلك إذا نظرنا إلى هذه |
| henüz geç değil. hala evimi kurtarabilirsiniz! | Open Subtitles | الأمر لم يتأخر بعد لايزال بإمكانك إنقاذ منزلى |
| Daha şimdi merkezi aradım... Masada duruyor. | Open Subtitles | لقد تحدثت توا بالإدارة, وهو لايزال على مكتبهم |
| Dünyanın kırsal kesimlerinde halâ milyonlarca insanın önlenebilir sebeplerden hayatını kaybettiğini biliyoruz. | TED | حسنا، نعلم أنه لايزال هناك الملايين من الناس يموتون لأسباب يمكن تجنبها في مجتمعات قروية حول العالم. |