Buradaki anahtar sözcük "gizli." Ama burada anlamı yok herhalde. | Open Subtitles | كلمة السر كانت خاص والتي لا تعني شيئا في المكتب |
Geçtiğimiz dört buçuk saatin senin için anlamı yok muydu? | Open Subtitles | هل الساعات الأربع والنصف الماضية لا تعني شيئا بالنسبة لك؟ |
Açıkçası teorin pek bir şey ifade etmiyor Allison. Bunu bir düşün. | Open Subtitles | صراحة ، نظريتك لا تعني شيء ، أليسون ، فكري في الأمر |
Ne kadar oyarsam oyayım bana hiçbir şey ifade etmiyor. | Open Subtitles | مهما قمتُ بالنقش، فهي لا زالت لا تعني لي شيئًا. |
Bu benim değerlere veya inançlara sahip olmadığım anlamına gelmez ancak bu değerlerin ve inançların çevresinde katılaşmadığım anlamına gelir. | TED | لا تعني أنه ليس لدي قيّم أو معتقدات، لكنها تعني أنني لست متصلبة حولهم. |
Yahudi olduğunu mu düşünüyorsun? Strauss Yahudi ismi değil ki. Bir isim hiçbir şey ifade etmez. | Open Subtitles | الأسماء لا تعني شيئًا فأنت تناديني بلاكمي بدلاً من ماريا |
İkincisi senin de söylediğin gibi kleptoman katil anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | ثانيا , السارقة المكرهة كما قلتيها ببلاغة لا تعني قاتلة |
Sen kimse gelmeyecek dedin, baba. Hayır, hayır demek değil mi? | Open Subtitles | انت قلت لا احد يا ابي لا تعني لا اليس كذلك؟ |
Çünkü bu birliğin güvenliğine kıyasla kariyerlerinin hiç anlamı yok. | Open Subtitles | مهنتهم لا تعني أي شئ لي بالمقارنه بسرية هذه الوحده |
Her neyse, bütün bunlar olmadan sunumun bir anlamı yok. | Open Subtitles | على أي حال، عملية التسليم .لا تعني شيئاً بدون الفيديو |
Sizdeki mektupların hiçbir anlamı yok, senle ben, her ikimiz de bunu biliyoruz. | Open Subtitles | تلك الخطابات لا تعني شيئا انت وانا كلانا نعرف ذلك |
Kızımı ilgilendiren hiçbir şey kalmadı. Mektupların hiçbir anlamı yok. | Open Subtitles | هذا لا شأن له بابنتي الخطابات لا تعني شيئا |
Bu listenin hiçbir anlamı yok. Sadece dinleyici istekleri. | Open Subtitles | انها لا تعني اي شيء انها فقط قائمه من الطلبات |
Benim için hiçbir şey ifade etmiyor artık. | Open Subtitles | لقد اصبحت تلك الاشياء لا تعني لي شيئا الان |
Sanki bir çeşit - oyun - oynuyormuşum gibi, ama kurallar benim için birşey ifade etmiyor. | Open Subtitles | إنه مثل الإنغماس في نوعاً ما من اللعب لكن الوقاحة لا تعني لي أي شئ |
Sana ondan bahsetmek zorunda değildim. Benim için hiç bir anlam ifade etmiyor. | Open Subtitles | لم أكن مضطر لأخبرك عنها إنها لا تعني لي شيئا |
Teknecinin onu istasyondan almış olması illa ki trenden inmiş olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | حقيقة أن سائق العبّارة أقلها من المحطة لا تعني بالضرورة أنها قد نزلت من القطار |
Böyle tehlikeler bu soytarılara bir şey ifade etmez. | Open Subtitles | هذه المشاكل لا تعني شيئا بالنسبة لهؤلاء المهرجين |
Zehirli, zararlı, yapay ya da doğal olmayan anlamına gelmiyor. | TED | إنها لا تعني سام، ولا ضار، ولا تعني من صنع الإنسان أو غير طبيعي. |
Sırf bunun hakkında konuşmak istemem, sizin tarafınızdayım demek değil. | Open Subtitles | رغبتي في الحديث عن ذلك لا تعني أنني متحالفة معك |
Zaten bu yarışmanın önemi yok! | Open Subtitles | هذه المسابقة لا تعني تغوط لي على أية حال |
Umarım fırtına demek değildir çünkü fırtına fobim var. | Open Subtitles | حسناً، تمنيت أنّها لا تعني وجود الرعد، لأنّني مصاب برهاب الرعد. |
Bu yüzden, ülke ve köylerin benim için pek bir değeri yok. | Open Subtitles | البلاد والقرى التي لا تعني لي شيئاً أصلاً |
Evet, bak ne diyeceğim? Oldu bir kere ama unutmaya çalışalım, tamam mı? Çünkü hiçbir anlamı yoktu. | Open Subtitles | لقد حدثت بالرغم من ذلك, لنحاول فقط أن ننسى بشأنها, إنها لا تعني شيئاً. |
Ne diyeceğini biliyorum, ama muhtemelen bir anlamı yoktur. | Open Subtitles | أعرف ماذا ستقول, لكن من المحتمل أنها لا تعني شيئاً |
Öyle demek istemedi... | Open Subtitles | كلا انها لا تعني ذلك انها مرتبكة قليلاً فحسب |
Böyle demek istemedin, değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تعني ذلك لم يكن ليقتلها حقاً |