ويكيبيديا

    "لا سبب" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • nedeni yok
        
    • sebep yok
        
    • sebebi yok
        
    • gerek yok
        
    • neden yok
        
    • sebebim yok
        
    • nedenim yok
        
    • hiçbir sebep
        
    Belli bir nedeni yok, eski mekanlarımı ziyaret edeyim dedim. Open Subtitles لا سبب حقيقى فقط فكرت أن أمر ببعض الأماكن القديمة
    Bir nedeni yok. Annen kardeşimle birlikte olmaya başladı, o kadar. Open Subtitles لا سبب, صادف فقط أن أمك تضاجع أخي, هذا كل شيء
    Çünkü uzun vadede, bence bir gazetenin ayakta durması için sebep yok, geçerli bir sebep yok. TED لأنه على المدى البعيد أعتقد أنه لايوجد سبب، لا سبب عملي للصحف أن تنجو
    Teal'c, oğlunun ve eşinin bu olduğunda ... evde olduğuna inanmamız için bir sebep yok. Open Subtitles تيلك ، لا سبب للإعتقاد أن زوجتك وولدك كانا في المنزل عندما حدث ذلك
    Kırmızı kovboy çizmesi, bileklik. Belli bir ölüm sebebi yok. Open Subtitles خذاء رعاة بقر احمر ، الاسوارة لا سبب واضح للوفاة
    Dolayısıyla bana yalan söylemene de gerek yok. Open Subtitles لا يمكنني أن أطردك، لا سبب لتخافني و بالتالي لا سبب لتكذب
    Biliyorsun, buna kızman için bir neden yok. Gerginliğini almaya çalışıyorum. Open Subtitles لا سبب لأن تشعر بالغضب أنا فقط أحاول أن ألطِّف الموقف
    Görünen bir ölüm nedeni yok ve altı yaşında şoka girmiş bir kız. Open Subtitles لا سبب واضح للموت و طفلة ذات 6 سنوات متعرِضة لصدمة
    Ne 39,5 derece ateşinin ne de dilinin ağzına sığmamasının bir nedeni yok. Open Subtitles لا سبب لإصابته بحمى 103 و لا سبب لعدم اتساع فمه للسانه
    Bunun bir nedeni yok. Öylecesine oluverir. Open Subtitles لا سبب لماذا تخدث مثل تلك الأشياء ولكنها تحدث فقط
    Tahrik yok, sebep yok. Polis sadece onları korkutuyor. Open Subtitles لا إستفزاز ، لا سبب رجال الشرطة يرهبونهم
    Olmaması için bir sebep yok, yine de jeolojik açıdan bakıldığında... Open Subtitles لا سبب يمنع، ..بالرغم من الناحيةالجيولوجية.
    Uçağın bir takım kötü amaçlar için orada bulunduğuna inanmak için sebep yok, ama gökteki jet üzerindeki etkinin artması, Gizli Servisi çok endişelendirdi. Open Subtitles لا سبب للإعتقاد بأَن هذه الطائرة كانت هناك لأى أغراض غامضة لكن جهاز الأمن كان مهتم جدا ويشير إلى الطائرة فى السماء
    Yaşama sebebi yok. Open Subtitles لا سبب يشجعه على الحياة حياً، ميتاً أو يحتضر
    Bir sebebi yok. Ben de iyiyim. Open Subtitles لا سبب أنا بخير أيضاً , أتعلمين؟
    Popo ağrısı, keyifsizlik. Gözle görünen bir sebebi yok. Open Subtitles ألم بالمعدة، حاد الطبع لا سبب واضح
    Acı yok, neşe yok hepimiz çığlık atsakta ya da hiç gerek yok hem de hiç. Open Subtitles لا ألم، لا بهجة لا سبب يدعو للصراخ رغم أن هذا هو كل ما نفعله على الدوام
    Bu plânın bir parçası değildi ama eğlenceyi yarıda kesmeye gerek yok, değil mi? Open Subtitles يجب أن أعترف أن هذا لم يكن جزءاً من الخطة و لكن لا سبب لتوقف الحفلة، صحيح؟
    Burada olsam bile, yatmadan önce içmemen için neden yok. Open Subtitles لا سبب يمنعك من تناول كأس قبل النوم، حتى وأن كنتُ موجوداً
    Mantıklı davrandıklarını sen söylemiştin. - Kin tutmamız için bir neden yok. Open Subtitles أنتِ قلتى أنهم تصرفوا بعقلانية لا سبب لدينا لنحقد عليهم
    Ike Clanton ile bir anlaşmazlığım ya da onu tutuklamak için bir sebebim yok. Open Subtitles لم تكن لدى مشكلة مع أيك كلانتون و لا سبب لدى لاعتقاله
    Çok kadınlar sik evlat. Sana yalan söylemek için bir nedenim yok. Open Subtitles عاشر الكثير من النساء، لا سبب لدي لأكذب عليك
    Ama kraliçe yumurta var. Bizim için hiçbir sebep yok. Open Subtitles لكن بيضة الملكة لدينا لا سبب لدينا لإحتجازهم.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد