ويكيبيديا

    "لا يظن" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • düşünmüyor
        
    • düşünmez
        
    • olmadığını söylüyor
        
    • düşünmeyebilir
        
    • oynattığımı düşünmemesi
        
    Çocuğun senin o kadar ilginç olduğunu düşünmüyor. TED لا يظن اطفالكم أنكم بهذا المستوى من الشهرة.
    Ondan korkuyor, ama kamyonları onun soyduğunu düşünmüyor. Open Subtitles انه يخاف منه لكنه لا يظن انه يسرق الشاحنات
    O iş teklifinin numara olduğunu duydum. Baban seni iyileştiğini düşünmüyor. Open Subtitles أنظر لقد سمعت أن ذلك العرض مجرد مكيده والدك لا يظن أنك قد تحسنت فعلاً
    Çoğu örnekte insanlar taklit olduğunu düşünmez. Open Subtitles ما الذي نتحدث عنه؟ الامثلة الاكثر شيوعا هم الذين لا يظن الناس انهم مقلدون
    Veteriner hekim bir şeyi olmadığını söylüyor. Open Subtitles الطبيب البيطري لا يظن ان هناك مشكلة معه
    İntikamcı olsa da aynı tarafta olduğumuzu düşünmeyebilir. Open Subtitles مع أنه مطبق للقانون فقد لا يظن أننا بنفس الجهة و نحاول أن نمسك بالشرير سوية
    En yakın arkadaşımın aklımı oynattığımı düşünmemesi için büyüyü kaldırır mısın? Open Subtitles هل يمكن ان تظهر حتى لا يظن أفضل صديق لي أنني سأفقد عقلي؟
    Baba, çocuğun babası da intihar ettiğini düşünmüyor. Open Subtitles والدى والد الفتى نفسه لا يظن انه قتل نفسه
    Yangın alarmını benim verdiğimi düşünmüyor değil mi? Open Subtitles هو لا يظن بأنني سحبتُ جرس إنذار الحريق، أليس كذلك؟
    Kötü haber. JT, Sam'in örgütteki tek bir üyeye saldıracağını düşünmüyor. Open Subtitles أخبار سيئة , جي تي لا يظن سام يسعي خلف عضو واحد
    Hiçbir doktor senin uygun olduğunu düşünmüyor. Open Subtitles والذي لا يظن أي أحد من أطبائك أنه شيئًا تقدرين عليه
    Aynı kurallara uyması gerektiğini bile düşünmüyor ama gerektiğini biliyoruz. Open Subtitles هو لا يظن انه عليه اللعب بنفس القواعد ولكننا نعرف ان عليه كذلك
    Bizden iyi olduğunu düşünmüyor. Open Subtitles أعرف أنه لا يظن نفسه أفضل منا.
    İnsan, hayvanları bu kadar özleyeceğini düşünmüyor. Open Subtitles لا يظن المرء أنه سيفتقد الحيوانات هكذا
    Sokak arkadaşı, evsiz olduğunu düşünmüyor. Open Subtitles شريكه في الزقاق لا يظن أنّه متشرد.
    Hatta Powell bile bunun üstesinden gelebileceğimizi düşünmüyor. Open Subtitles حتى باول لا يظن أننا سننجح في هذا
    Sadece hastayla aynı odada bulunmanın zor olduğunu düşünmez. Open Subtitles انه لا يظن ان تواجده بنفس الغرفة
    Jim'in eşcinsel olduğunu düşünmez çünkü gey biri ayakkabılarla dışarı çıkmaz. Open Subtitles لا يظن أن (جيم) شاذ الشاذ لن يغادر المنزل مرتدياً هذه الأحذيه
    -Hasta bile hasta olmadığını söylüyor. Neden böyle bir şeye razı-- Open Subtitles -الرجل لا يظن نفسه مريضاً، لماذا يستجيب لـ ...
    "Şey, Alex Karev ilişkimizin iyi bir fikir olmadığını söylüyor." Open Subtitles (أليكس كراف) لا يظن أن علاقتنا فكرة سديدة.
    Patronum Lincoln davasının bakılmaya değer olduğunu düşünmeyebilir ama bence değer. Open Subtitles رئيسي لا يظن أن قضية (لينكولن) تستحق النظر فيها لكنني أرى عكسه
    En yakın arkadaşımın aklımı oynattığımı düşünmemesi için büyüyü kaldırır mısın? Open Subtitles هل يمكن ان تظهر حتى لا يظن أفضل صديق لي أنني سأفقد عقلي؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد