Bu bir şey değiştirmiyor. İstediğin şeyi vereceğim ve bu iş bitecek. | Open Subtitles | وهذا لا يغيّر من الأمر شيئاً، سأمنحك ما تريد، وسينتهي هذا الأمر |
Takdir ediyorum, fakat yine de çok karmaşık bir durumu değiştirmiyor. | Open Subtitles | .. أنا أقدّر هذا و لكن هذا لايزال لا يغيّر شيئاً من الموقف شديد التعقيد |
Bu ilk seferinde çuvalladığın gerçeğini değiştirmiyor. | Open Subtitles | هذا لا يغيّر حقيقة أنّك رسبتَ في المرّة الأولى |
Piyasadaki alışveriş, onların kabulüne göre, alışverişi yapılan malların anlamını veya değerini değiştirmez. | TED | تداول السوق، كما يفترضون، لا يغيّر المعنى أو القيمة للسلعة التي يتم تداولها. |
Bu sırf biriyle yatmak için kötü bir karar verdiğin gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | هذا لا يغيّر حقيقة أنّكَ اتخذتَ قراراً خاطئاً لأنّكَ أردتَ ممارسة الجنس |
Hastanın ölüyor olduğu gerçeğini değiştirmiyor. | Open Subtitles | الفرق الوحيد الآن هو أنّه قرّر ألا يقف فوق رأسك وهذا لا يغيّر من وضع مريضك الذي يحتضر |
Fakat bu, politikalarını ve her zaman olduğu gibi endüstriyi kayırdıkları gerçeğini değiştirmiyor. | Open Subtitles | لكن هذا لا يغيّر الحقيقة بأن السياسات التي اتخذوها |
Ama bu stajyer olduğun gerçeğini değiştirmiyor. | Open Subtitles | أحبّكِ، ولكن هذا لا يغيّر حقيقة كونكِ لا زلتِ مُتدرّبة |
Öldüğü sırada onun dükkanında olduğun gerçeğini değiştirmiyor. | Open Subtitles | ذلك لا يغيّر من حقيقة أنّكَ كنتَ بمتجره عندما مات |
Bu ileride harika bir anne olacağın gerçeğini değiştirmiyor. | Open Subtitles | لا يغيّر حيقية أنّك ستكونين أمّاً رائعة ذات يوم |
Yalnızca yaptığın jeste ne kadar minnettar olsam da bana verdiğin para pek fazla bir şeyi değiştirmiyor. | Open Subtitles | إنّما أقول، كما أنني أقدّر مبادرتك، المال الذي أعطيتني لا يغيّر شيئاً. |
Ama bu onun vurulduğu ve ölmek üzere olduğu gerçeğini değiştirmiyor. | Open Subtitles | إنّه لا يغيّر من حقيقة انّها اصيبت وهيالأنعلىوشك الموت. |
Ama tüm bunlar, kızımızın çok zor zamanlardan geçtiği gerçeğini değiştirmiyor. | Open Subtitles | ولكن هذا لا يغيّر من حقيقة أنّ ابنتنا قد مرّت بوقتٍ عصيب. |
Ama bu bana karşı dürüst olmak için fazla ödlek olduğun gerçeğini değiştirmiyor. | Open Subtitles | لكنْ هذا لا يغيّر كونكَ أجبن مِنْ أنْ تكون صادقاً معي. |
Bu benim zararıma da olsa, bu hiçbir şeyi değiştirmez. | Open Subtitles | إنْ حدث ذلك على حسابي فهذا لا يغيّر أيّ شيء |
Ama bu, kendini acındırmak için yalan söylediğin gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | ولكن هذا لا يغيّر حقيقة أنك كذبت عليّ لاستدرار عطفي |
Bu onun seni öldürmek isteyen insanı tanıdığını değiştirmez. | Open Subtitles | هذا لا يغيّر حقيقة أنّها تعرف الرجل الذي حاول قتلك. |
Ama bu onların bir gün bizi tehdit edecek bir tür geliştireceği gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | لكن ذلك لا يغيّر الحقيقة بأنّهم لربما في يوم ما قد يتطوّروا إلى نوع لربما يهددنا |
Evet, para seni değiştirmez. Sadece kişiliğine mercek tutar. | Open Subtitles | نعم، المال لا يغيّر شخصيّتكَ بل تضخّم سماتكَ فحسب |
Muhteşem. Ama bunu onun yaptığı gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | لكنّ هذا لا يغيّر حقيقة أن هذا ما يفعله. |
Buradaki de sabaha karşı 4:00. Her neyin peşindeyse, gerçekleri değiştirmeyecek. | Open Subtitles | أياً كان ما يلمح له فهو لا يغيّر حقيقة أنّ لديها ليمفوما وأنّنا أعطيناها لقاحاً خطيراً |