Ve söyleyeceğim diğer bir şey olarak, kızların ve kadın sesini çıkarması güzel, varlıklarını gösteriyorlar, ama bunu tek başımıza yapamayız. | TED | وهناك شيء آخر أودّ أن أقوله هو أن أصوات الفتيات وأصوات النساء جميلة إنهن هناك ولكن لا يمكننا فعل هذا لوحدنا |
İşte bu yüzden şu an için bu konuda hiçbir şey yapamayız. | Open Subtitles | لهذا بالضبط لا يمكننا فعل أى شىء تجاه هذا الآن ماذا تعنى؟ |
- Sana yalan söylemedim. Artık kürtaj yapamayız çünkü doğum başlamış bile. | Open Subtitles | لم أكذب عليك قط لا يمكننا فعل ذلك الآن، أنت في المخاض |
Hiçbir şey yapamayız. Tek kuruşumuz yok. Ne istediğini bilmiyorum. | Open Subtitles | لا يمكننا فعل شيء، نحن مفلسون لا أعرف ما تريد |
Ancak dünden kalan miktar çok fazla bir şey yapamayız. | Open Subtitles | لكن مبلغ اليوم مكلف جداً، لا يمكننا فعل أي شيء |
Hepimiz aç gözlüyüz ve korkuyoruz ama bunu yapamayız. Onu ölüme terk edemeyiz. | Open Subtitles | جميعنا جشعون وخائفون، لكن لا يمكننا فعل ذلك بهِ، لا يمكننا تركه للموت. |
Her ne kadar yapmak istesek de şu anda yapamayız bunu. | Open Subtitles | لا يمكننا فعل هذا الآن بقدر ما نرغب في فعل ذلك. |
bunu şimdi yapamayız çünkü güneş panelleri ağır, pahali ve verimli degil. | TED | لا يمكننا فعل ذلك اليوم لأن شرائح الطاقة الشمسية ثقيلة الوزن، وباهظة الثمن وليست فعالة. |
- Şimdi eşyalarını al da gidelim hadi! - Hayır, olmaz! Bunu yapamayız. | Open Subtitles | ـ هيّا، أحزم أغراضك، لنذهب ـ كلا، كلا، لا يمكننا فعل هذا |
Tüm klan sakin olursa, onları ellerine geçirirler. Hiçbir şey yapamayız. | Open Subtitles | بما أن العشيرة في جانبهم لا يمكننا فعل شيء |
Yaz ilişkimizi kuvvetlendirmek için mükemmel bir dönem diye düşünüyorum ama eğer 9.500 kilometre ayrıysak, bunu yapamayız. | Open Subtitles | و لا يمكننا فعل ذلك لو كنّا على بعد 6 آلاف ميل. |
İşte bu yüzden şu an için bu konuda hiçbir şey yapamayız. | Open Subtitles | لهذا بالضبط لا يمكننا فعل أى شىء تجاه هذا الآن |
Bunu yapamayız. | Open Subtitles | لا يمكننا فعل ذلك يبدو هذا صعبا على الشرح يا كيراس |
Evet, o et hakkındaki bilgiyi almadan hiçbir şey yapamayız ve Booth'ta kaybettiği adamı aramak için güneşin doğmasını beklemek zorunda. | Open Subtitles | لا يمكننا فعل أي شيء حتى نحصل على تحديد لنوع ذلك اللحم و يجب على بووث أن ينتظر حتى الصباح ليبحث عن الرجل الذي أضاعه |
- Yarı zamanlı olarak evet, ama... tam zamanlı olarak senin öğretmeninim, ve bunu gerçekten yapamayız. | Open Subtitles | ولكن عملي الاساسي هو معلمك .. لذا حقاً لا يمكننا فعل هذا |
Seçimler yaklaşıyor bunu yapamayız. | Open Subtitles | لا يمكننا فعل هذا فنحن الإثنان لدينا إنتخابات قادمة |
Bunu yapamayız. Eğer onları yalnız başına bırakırsak yaratığa karşı savunmasız bırakmış oluruz. | Open Subtitles | لا يمكننا فعل ذلك سنتركهم معرضين لخطر المخلوقات إن فعلنا |
Tüm makineli silahların başında adam var. Filomuzu yerde korumak için daha fazlasını yapamayız. | Open Subtitles | كل مواضع الرشاشات غير آلية لا يمكننا فعل شيء لحماية القاعدة على الأرض |
Gemi kaldırmak ve saldırıları engellemek dışında Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | فيما عدا تدشين سفينة و ايقاف الهجمات لا يمكننا فعل الكثير |
Hiçbir şey yapamıyoruz. İstiyoruz ama henüz erken. | Open Subtitles | لا يمكننا فعل شيء، نود ذلك حقاً، ليس بعد |
Üzgünüm ama şuanda onun için yapabileceğimiz bir şey yok. Hemen limana gitmeliyiz. | Open Subtitles | أنا متأسف لا يمكننا فعل شيء حيالها الآن علينا الوصول إلى مرفأ السفن |
Ne yapabiliriz peki? Bu çok zor bir iş. | Open Subtitles | لا يمكننا فعل شيئ آخر؟ |
Bunu bir daha asla yapamayacağımızı biliyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | تعلمون أنه لا يمكننا فعل هذا أبداً، صحيح ؟ |