Gel de bak seni aptal. Demek bir şey yok ha? | Open Subtitles | بالله عليك , أيها الأحمق لا يوجد شئ فوق سقفك ؟ |
Beklemekten başka yapabilecek bir şey yok. Pygar, nerede oturuyorsun? | Open Subtitles | لا يوجد شئ نعمله سوى الأنتظار بيجار أين تعيش ؟ |
Sabırsızlıkla beklediğim zevkle yapacağım başka bir şey yok, bay Grady. | Open Subtitles | لا يوجد شئ أتطلع اليه مع عظيم سرورى يا مستر جرادى |
- Şu büyük siyah kasada belki? - Hayır, kasada hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لعلها فى تلك الخزنة الكبيرة السوداء كلا , لا يوجد شئ فى الخزنة |
Seni sevmemem için dünya üzerinde yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شئ على الأرض قد يجعلني اتوقف عن حبك |
İşim de elinizdekileri almak! Burada size göre birşey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شئ هنا يخصك الا اذا اتيت هنا لتشتريها |
İş arayan bir oyuncu kadar itici bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شئ مثير أكثر من ممثل يبحث عن عمل |
İş arayan bir oyuncu kadar itici bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شئ مثير أكثر من ممثل يبحث عن عمل |
Şu an için çözüm bulabilecek fazla bir şey yok. | Open Subtitles | لأكون صادقا معك لا يوجد شئ يمكننا فعله لك الآن |
Burada artık senin için bir şey yok. Güvenebileceğin kimse yok. | Open Subtitles | لا يوجد شئ هنا متبقي لكِ لا أحد كي تثقي به |
Pişman olacaksın, ve artık yapabileceğin bir şey yok çünkü artık çok geç. | Open Subtitles | سوف تنمدين على هذا والآن لا يوجد شئ بيدك لفعله لأنه فات الأوان |
Söylenecek başka bir şey yok. İyi geçti, tamam mı? | Open Subtitles | لا يوجد شئ أخر لأقوله لقد سارت علي ما يرام |
Han, endişelenme annen yarın dönene kadar yapabilecekleri bir şey yok. | Open Subtitles | هان,لا تقلقي لا يوجد شئ يستطيعون فعله, حتى ترجع امك غدا, |
Annemin günlüğünde, onun isteklerine ters düşecek hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شئ فى دفتر يوميات والدتي يمكنه إسقاط الوصية |
Ama sizin de nişanlanmanızı engelleyen hiçbir şey yok. Evet var. | Open Subtitles | و لكن لا يوجد شئ يمنعكم من أن تعلنوا خطبتكم أيضاً |
Hikayemde beni buraya koyacak hiçbir şey yok. | TED | لا يوجد شئ في قصتي قد يمكنني من الوقوف هنا. |
Tehdit tahtasında hiçbir şey yok ve gemide de gözle görülür bir zarar görünmüyor. | Open Subtitles | لا يوجد شئ على لوحة التهديدات ولايوجد أضرار جسيمة بالسفينة |
Hâlledemeyeceği hiçbir şey yok. Ben hiçbir şeyi hâlledemem. | Open Subtitles | لا يوجد شئ لا يستطيع معالجته و أنا لا استطيع معالجة أى شئ |
Bilmiyorsun. Elle tutulur birşey yok. | Open Subtitles | أنت لا تعرف , لا يوجد شئ يمكن أن تضع إصبعك عليه |
Bil ki dünyada bundan daha önemli bir şey yoktur. | Open Subtitles | أؤكد لكِ , لا يوجد شئ أهم فى العالم أجمع |
Kimse iz bırakmayacak, o yüzden dert edecek bir şey değil, değil mi? | Open Subtitles | لن يترك احد من منها حناك , لذا لا يوجد شئ للقلق بشأنه , حسناً ؟ |
Yapabileceğin hiçbirşey yok bu onun annesinin problemi | Open Subtitles | . لا يوجد شئ يمكنك فعله . هذه مشكلة والدتها |
Hâlâ yanıt vermiyor. Yapabileceğimiz bir şey kalmadı. | Open Subtitles | مع ذلك لاتوجد اى استجابه لا يوجد شئ يمكننا فعله |
hiçbir şeyin bu aileden daha önemli olmadığını biliyorum ama babanla yakınlaşman gerekiyorsa, anlayışla karşılarım. | Open Subtitles | انا اعرف انه لا يوجد شئ اهم من هذه العائله ولكن اذا كنت تريد الابتعاد عن والدك انا اتفهم ذلك |