ويكيبيديا

    "لديها سبب" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bir nedeni vardır
        
    • bir sebebi vardır
        
    • bir sebebi var
        
    • sebebi yok
        
    • sebepleri var
        
    • nedenleri vardır
        
    • nedeni var
        
    • için bir neden
        
    • için bir nedeni
        
    • sebepleri varmış
        
    Eyaletin tarihin belirlenmesi... talebinin geçerli bir nedeni vardır. Open Subtitles الولاية لديها سبب وجيه للقيام بتقديم موعد المحاكمة
    Eminim burada olmamasının iyi bir nedeni vardır. Open Subtitles انا متاكده بان لديها سبب وجيه لكونها لم تاتي
    Eminim çalılarla kaplı bir drenaj çukurundan kaçıp Terra Nova'dan ayrılmak için geçerli bir sebebi vardır. Open Subtitles أنا متأكّدةٌ بأنّ لديها سبب جيّد بأن تتسلّل خارج "تيرا نوفا" خلال حفرة الصرف
    Öyle ve itiraf edelim Bayan Robinson* ve genç aşığının bize yalan söylemeleri için geçerli bir sebebi var. Open Subtitles أجل, و عليك ان تعترفي أن السيدة (روبينسون) لديها سبب مقنع لما هي و الولد الدمية قاموا بالكذب علينا
    Ondan omurilik biyopsisi yapmayı isteyebilirsin. İzin vermesi için bir sebebi yok. Open Subtitles يمكنك أن تطلب منها نسيج العصب - ليس لديها سبب لتعطيني إياه -
    Timsahların, suaygırlarından çekinmesi için iyi sebepleri var. Open Subtitles التماسيح لديها سبب وجيه لتحذر من فرس النهر البالغ
    - Eminim haklı nedenleri vardır. Open Subtitles - 00: 23: 49,543 أنا متأكد بأن لديها سبب
    Dinle, eminim sana o adamdan bahsetmemesinin haklı bir nedeni vardır. Open Subtitles أنّ لديها سبب وجيه لعدم إخبارك بذلك يا رجل - أجل, مثل أنها مازالت تحب الرجل
    Belki zıtlaşmak için iyi bir nedeni vardır. Open Subtitles ربّما لديها سبب وجيه للعراك.
    Eminim bunun bir nedeni vardır. Open Subtitles أنني واثقة أنها لديها سبب.
    - Belki başka bir sebebi vardır, Jane. Open Subtitles ربما لديها سبب قوي للكذب يا جين ماذا..
    - Belki iyi bir sebebi vardır. Open Subtitles لربما لديها سبب جيد
    Belki vermemesinin bir sebebi vardır. Open Subtitles ربما لديها سبب لذلك؟
    Bu adamın bizimle çalışmak için geçerli bir sebebi var. Open Subtitles هذا الرجل... يبدو أن لديها سبب مشروع أن تريد العمل معنا.
    Saklı kalmasının bir sebebi var. Open Subtitles لديها سبب لتبقى مخفيّة
    Bir dakika, Barry Schickel'a zarar vermek için sebebi yok ki. Open Subtitles انتظر,انتظر ليس لديها سبب لإيذاء (باري شيكل)
    Balıkların kaçmak için iyi sebepleri var. TED وتلك الأسماك لديها سبب وجيه للهروب.
    Beni daha iyi nedenleri vardır. Open Subtitles لديها سبب أفضل منى
    Beni bırakmamasını gerektiren kati bir nedeni var o yüzden gururunu düşünecek lüksü yok. Open Subtitles لديها سبب واضح لعدم تركي لذا ليس لذيها احترام للذات تهتم به
    - Bu işi kendisinin kurması için bir neden yok, değil mi? Open Subtitles حسناً ، لايوجد لديها سبب لتختلق ذلك ، ألديها سبب؟
    Ona güvenilir mi? Bize ihanet etmesi için bir nedeni yok. Open Subtitles ليس لديها سبب لخيانتنا
    Duyduğum kadarıyla, sebepleri varmış. Open Subtitles من وجهة نظري , لديها سبب

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد