Sonunda, koca bir duvarı farkediyorlar küçük deliklerle dolu ve bir zeplini park etmek için ideal, çünkü onu bağlamak için bir yerleri var. | TED | اكتشفوا في النهاية حائطا ضخما مليئا بحفر صغيرة تفي بهذا الغرض لانه لديك مكان لربط المنطاد |
Çünkü beyne herhangi bir elektrik bağlantısı olduğunda bunu beyni bilgisayara bağlamak için kullanabilirsiniz. | TED | لأنه وبمجرد أن يكون لديك توصيل كهربائي مع الدماغ، فبإمكانك أن تستخدمه لربط الدماغ بالكمبيوتر. |
Bu şehirleri birbirine bağlayacak en kısa uzunluk iki şehir arasındaki uzaklığın 2,73 katı. | TED | المسافة الأقصر لربط الأربع مدن مع بعضها تعادل 2.73 مرة المسافة بين هاتين المدينتين. |
Ama durum buysa, tüm bu intiharlar birbiriyle bağlantılı. | Open Subtitles | إذا كان هذا صحيحا، يجب أن نكون قادرين لربط كل الحقائق |
- Benim oğlandan iyidir. Günde on kez bağcıklarını bağla demeden olmuyor. | Open Subtitles | أنه أفضل من إبني ، أضطر أن أذكرّه عشرة مرات في اليوم لربط حذائه |
Kendimizi hiç karıştırmadan o depoyu Holbrook'a bağlamanın bir yolunu bulmalıyız. | Open Subtitles | نحن بحاجة لمعرفة وسيلة لربط هولبروك إلى أن مساحة التخزين دون إن يصبح مرتبطا إلينا |
Dünyadaki teleskopları birbirine bağlama tekniği bizi ayıran bazı sorunları kolayca görmezden geliyor. | TED | وهذه التقنية التي نستعملها لربط التلسكوبات حول العالم تتجاوز نوعًا ما القضايا التي تفرقنا. |
ne kadar işbirliği sağladılar hiç danışıklı döğüş var mıydı bağlanmamış noktaları birbirine bağlamaya çalışmak sanırım bu kısım çürütüldü. | Open Subtitles | وأي نوع من التواطؤ محاولة لربط النقاط الغير مترابطة أعتقد أن هذا الجزء هذا هو المصداقية. |
Kâğıtları bağlamak için ip almaya gittiğimde harcadığım benzinin parasını bile karşılamıyor. | Open Subtitles | هذا لا يعوّض ثمن الوقود المستهلك للذهاب إلى المتجر، الذي اشتريت منه الحبل لربط الحزم. |
Biliyorsun, ne şanslıyım ki ayakkabılarımı bağlamak için sen varsın. | Open Subtitles | تعلمين انه من حظى اننى لدى انت لربط حذائي |
Ayakkabılarını bağlamak için hazır olduğunda, bağlayacaksın. | Open Subtitles | عندما تكوني جاهزة لربط حذائك سوف تفعلينها |
Ayakkabını bağlamak için eğildiğinde, notunu verirler. | Open Subtitles | عندما تتنحى لربط رباط الحذاء سيسجلونها كملاحظه ؟ |
Tırmanmak için kullandığınız düğümü, kurbanınızı bağlamak için kullandınız... ve onu göle attınız. | Open Subtitles | أنت تعرف عقدة كنت تستخدم لتسلق الجبال؟ أنت استخدمها لربط الضحية الخاص وتفريغ له في البحيرة. |
Cesedi arabanın altına bağlamak için kullanılmış olsa gerek. | Open Subtitles | من المؤكد انه تم استخدامه لربط الجثة الى عجلات السيارة |
Bu bir kavrama mandalı. Tasarımcısının düşüncesi: tek ihtiyacımız olan şey zarımsı yapıları destek direklerine bağlayacak bir şey. | TED | هذا مشبك مسك صممه شخص قال أن كل ما نحتاجه هي طريقة لربط الهياكل الغشائية لأضلاع الدعم المادية في البناء. |
Hepsinin zekasını toplayıp yüzle çarpsan bile, ancak ayakkabını bağlayacak kadar zekaya sahip olursun, onda da üstünü başını salya sümük etmezlerse. | Open Subtitles | إذا أخذت معدل ذكائهم مجتمعون وضربته في 100 قد يكون لديك ما يكفي، من الذكاء لربط حذائك اذا لم يسل لعابك عليك أولاً |
İddialarınızı suça kesin olarak bağlayacak elinizde delil var mı? | Open Subtitles | هل لديكِ دليل قاطع لربط إدعائكِ إلى الجريمة؟ |
Gerçek şu ki, bunun seninle bağlantılı olması için delile ihtiyacım yok. | Open Subtitles | الحقيقة أنني لا أحتاج إلى أدلة لربط هذا بِك |
Hagamar, atlara ip bağla, arabayı onlarla çekeceğiz. | Open Subtitles | " هاجمار " أستخدم الحبال لربط الخيول بالعربة لكى نقوم بسحبها. |
Inugamiyi aileye bağlamanın tek yolu Inugaminin hayatını kurtarmaktır. | Open Subtitles | الطريقه الوحيده لربط الانوجامي بعائلتك هي انقاذ حياه هذا الانوجامي |
Birisi demiri bağlama yolunu bulmuş böylece kasayı iki boyut arasına koyabilmiş. | Open Subtitles | احدهم وجد طريقة لربط الحديد بحيث يمكن ان يكون بين بعدين |
Jeanie'nin bilgisayarını izleyen şirketi onu kaçırmak isteyebilecek şirketle bağlamaya çalışyıoruz. | Open Subtitles | فى محاولة لربط الشركة التى كانت ترصد حاسب جيني إلى الشركة التي ترغب بخطفها |
Umarım sadece biraz burkulmuştur ama yine de sarmam lazım. | Open Subtitles | لحسن الحظ إنّه مجرّد التواء لكن في كلا الحالات سوف أكون مضطرا لربط الكاحل |
Bileklerini yatağa bağlamakta kullanılan bant erzak odasından çalınmış. | Open Subtitles | الرباط الذي استعمله لربط رسغيه كان مسروقاً من غرفة مستلزمات المستشفى، وذلك كل ما بالأمر. |
Bence dünyanın bu bölümündeki kadınlar insanların yerel ve bölgesel olarak birbirine bağlanması için kültürü önemli bir etken olarak görüyorlar. | TED | وأعتقد أن المرأة في هذا الجزء من العالم أدركت أن الثقافة هي عنصر مهم لربط الناس على حد سواء محليا وإقليميا. |