Kendinde değilsin. Kalbim birden göğsümü yumruklamaya başladı sanki! | Open Subtitles | أنت لست على طبيعتك قلبي يضرب في صدري فجأة |
Hâlâ masanda değilsin, ne arıyorsun? | Open Subtitles | ما الذي لا تزال تفعله وأنت لست على مكتبك؟ |
Ben iyiyim! Hayır, iyi değilsin. | Open Subtitles | لا، أنتِ لست على ما يرام، لقد كنتِ تُغتَصبين |
Biraz uygunsuz davranmasına izin veririm, sonra Kendimi iyi hissetmediğimi söylerim. | Open Subtitles | سأجلعه في وضع غير ملائم ثم سأخبره أنني لست على مايرام |
Sadece Kendimi iyi hissetmiyorum. Hadi çantalarımızı kapıp, hokeye gidelim. | Open Subtitles | ـ أنا فقط لست على مايرام، هذا كل شيء ـ ذلك سيء جداً، أنا ذاهب لحلبة الهوكي |
Bak, son birkaç gündür kendimde değildim. | Open Subtitles | انظر، أعلم أني لست على طبيعتي في الأيام القليلة الأخيرة |
Demek istediğim, listemizde değilsiniz. | Open Subtitles | علما أننا تكبدنا مشقة في العثور عليك أعني, أنت لست على قائمتنا |
Henüz herhangi bir listede olmadığını bilmelisin. | Open Subtitles | أتعلم, لحد الاَن, أنت لست على أية قائمة؟ |
O zaman neden şu an İngiltere'ye giden bir uçakta değilsin? | Open Subtitles | إذاً لماذا لست على متن طائرة الى بريطانيا الآن؟ |
- Çok komik aslında, anne değilsin ama iki tane çocuğun var; ilişkin yok, fakat bir erkekle yaşıyorsun. | Open Subtitles | انت لست اماً لكن لديك طفلين انت لست على علاقة ومع ذلك تعيشين مع شخص |
Aşık olmuş gibi yaptığım adam değilsin sen. | Open Subtitles | انت لست على الاطلاق الشخص الذي اظن انني احبه |
Ve benim sayemde hapishaneye doğru giden bir otobüste değilsin. | Open Subtitles | والسبب أن لست على متن حافلة السجن هو بسببي . |
Çünkü kafadan kırıksın, iyi değilsin. | Open Subtitles | السبب هو أنك مريض في رأسك. أنت لست على ما يرام. |
Bu fikri göz önünde bulundurmaya gönüllü bile mi değilsin? | Open Subtitles | أنت حتى لست على استعداد بالإستمتاع بهاذه الفكرة؟ |
Kendimi iyi hissetmiyorum. Başım dönmeye başladı. | Open Subtitles | لست على ما يرام , بدأت أشعر ان رأسي خفيف قليلا |
Çünkü Kendimi pek iyi hissetmiyorum ve karım da gribe yakalandı... | Open Subtitles | لإنني أشعر بأنني لست على مايرام وزوجتي مريضة بالافلونزا |
Caveh, gerçekten Kendimi iyi hissetmiyorum. | Open Subtitles | كافيه , انا فعلا اشعر باني لست على مايرام |
İçki içiyordum, sonra Kendimi pek iyi hissetmedim ve banyoya gittim. | Open Subtitles | كنت اشرب وشعرت باني لست على ما يرام.. لذا ذهبت الى دورة المياه. |
Senden özür dilemek istedim. Son zamanlarda kendimde değildim. | Open Subtitles | أردت أن أعتذر منكِ لست على طبيعتي مؤخراً |
Ben büyük baba olmaya hazır değildim. | Open Subtitles | - نعم وأنا أعلم إننى شخصياً لست على استعداد لأكون جداً |
Monsieur le Mayor, iyi değilsiniz, benimle gelmelisiniz. | Open Subtitles | سيد لومير ، أنت لست على ما يرام لابد أن تأتي معي |
- Sanırım ailenle o kadar yakın değilsiniz. | Open Subtitles | أظن إذاً أنك لست على علاقة وثيقة بأسرتك. |
Yarışmaya katılmak istediğini biliyorum, ama bugünkü davranışın hazır olmadığını düşünmeme neden oldu. | Open Subtitles | أعرف انكى تريدين دخول المسابقة, لكن سلوكك اليوم يجعلنى اعتقد انكى لست على استعداد بعد. |
Gerçekten bununla bir ilgin olmadığını söyleyebilir misin bana? | Open Subtitles | أيمكنك القول بصراحه أنك لست على علاقه لما حصل لها؟ |