Uyum sağlıyorlar. Sonuçta tek bir çözüm noktasına geliyor çok daha güçlü düşmanla savaşmak için. | TED | و على ما يبدو هناك حل وحيد لقتال عدو أقوى بكثير |
- Hayır. Ben iyiyim, dinlendim ve ateş bükücülerle savaşmaya hazırım. | Open Subtitles | على الإطلاق, انا بخير و منتعش و جاهز لقتال مُخضعي النار |
Bunu söylediğini duydum ya, yeraltı dövüş kulübünün bir parçası oldun. | Open Subtitles | لسماعك تقولين، أنك كنت عضوة في نادي تحت الأرض لقتال الأطفال. |
Bana bunları kimin aldığını sormuştun ve göğsünü kabartıp rakibinle savaşa hazırlandığını gördüm ama sonra kendim aldığımı söyledim. | Open Subtitles | لقد سألتني من اشترى هذه؟ ورأيتُ صدرك ينتقخ في استعدادٍ لقتال أحد المنافسين |
Seni onaylamıyorum, beni dövüşe getirdin. | Open Subtitles | أوه، أنا لا يوافقون على لك أخذ مني لقتال والدي لقتال |
Almanlarla savaşmanın yanında açlık ve susuzlukla da savaşıyorlarmış. | Open Subtitles | وبالاضافة لقتال الالمان قاتلنا الجوع والعطش |
Ünvan sahibi şampiyon bile olsan seni köpek dövüşüne bile götürmezdim. | Open Subtitles | لن اصطحبك لقتال كلاب حتى لو كنتي المدافعة عن اللقب |
Vampirleri cadı savaşına getirdin demek. Birileri dersini almamış. | Open Subtitles | تجلبون مصاصي الدماء لقتال ساحرة، ثمّة أشخاص لم يتعلّموا درسهم. |
Ben de moralim bozulduğunda sarhoş olup boksörlerle dövüşmeye giderim. | Open Subtitles | ما أعنيه هو، أنك تثمل و تذهب... لقتال ملاكمين محترفين عندما تكون غاضباً |
Aileme yardım edecek ya da Amerikalılarla savaşacak kas gücü arıyorum. | Open Subtitles | فليست لدي الطاقه أو الرغبه لقتال الأميركان |
Bizim için bekliyor. Bunu almak için Raza'yla savaşmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | فى أنتظارنا ولسنا فى حاجه لقتال رازا للحصول عليها. |
Ülkemiz paramparça oldu ve ben de Fransızlarla savaşmak için Vietnam'a gönderildim. | Open Subtitles | دولتنا قد قسمت وانا قد ارسلت الى فتنام لقتال الفرنسيين |
Bir kralla savaşmak için altından fazlası gerekir. | Open Subtitles | يحتاج الأمر أكثر من الذهب ليصبح المرء كفؤ لقتال ملك |
Yani, erkekler büyük kötü uzaylıyla savaşmaya giderken küçük kadını evde bırakmaktan mı bahsediyorsun? | Open Subtitles | اتعني ان تترك المرأة الضعيفه في المنزل ويذهب الرجال لقتال الفضائي الكبير السيء؟ |
Dünyanın ücra köşelerindeki ölümcül hastalıklarla savaşmaya gitmeniz gerekir diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | كنت اعتقد انك ذاهبة لقتال بعض الأمراض الفتاكة في زوايا بعيدة من العالم |
Demek Almanlar ile savaşmaya gidiyorsun. Peki, git Marcel. | Open Subtitles | إذًا ستذهب الآن لقتال الألمان، لا بأس، اذهب. |
Yüz yüze dövüş için daha iyi bir yer aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | لا استطيع ان افكر في مكانا افضل لقتال يدوي |
Yüz yüze dövüş için daha iyi bir yer aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | لا استطيع ان افكر في مكانا افضل لقتال يدوي |
Kazanamayacağın bir savaşa... - ...girme yolunu seçme. - Seçmeyeceğim de. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تسمح لنفسك بالانجذاب لقتال مصيره الفشل |
Basından kimse Mobutu'yu hiç görmedi ve dövüşe de gelmedi. | Open Subtitles | 'لا أحد في الصحافة من أي وقت مضى شهد موبوتو 'وقال انه لم يأت لقتال. |
Şimdi, bu yeni savaşçıyla savaşmanın anahtarı olabilir. | Open Subtitles | الأن ربما سيكون المفتاح لقتال المحارب الجديد |
Her zaman bıçak dövüşüne silah getirmek zorundasın, değil mi? | Open Subtitles | دائماً يتوجب عليك أحضار مسدس لقتال بالسكاكين.اليس كذلك؟ |
Tatlım, cadı savaşına sofra tuzu getirmezsin. | Open Subtitles | عزيزتي انت لاتحضرين ملح طاولة لقتال ساحرة |
Seni Zulu'da dövüşmeye hazırlıyorum. | Open Subtitles | سأجعلك مستعدا لقتال, زولو |
Aileme yardım edecek ya da Amerikalılarla savaşacak kas gücü arıyorum. | Open Subtitles | فليست لدي الطاقه أو الرغبه لقتال الأميركان |
Mıntıka 12 ve mıntıka 2 arasında bir savaş yok. | Open Subtitles | مهما كان انتماؤنا، فليست لدينا دوافع لقتال بعضنا البعض |
Tamam millet, köpek dövüşü için bir kanıt arıyoruz. | Open Subtitles | حسناً يا رفاق، ما نبحث عنه هو دليل على وجود عمليّة لقتال كلاب |
Adam bıçaklı kavgaya silah getirmiş. | Open Subtitles | حسناً، ثمّة رجل أحضر مُسدساً لقتال بالسلاح الأبيض. |