Tıptan başka konu konuşmayalım diye yanımda notlar getirdim ama bana devamlı kişisel sorular soruyor ve kartlarım bitmek üzere. | Open Subtitles | لقد جلبت ملاحظات لأتمكن من إبقاء الحوار حول الطب، لكنها تستمر في سؤالي تلك الأسئلة الشخصية، ولقد نفذت مني البطاقات. |
Bunları yanımda getirdim çünkü bunlar büyükbabamın en sevdiği yazarlar tarafından yazılmış. | TED | لقد جلبت هذه الكتب معي لأنها كتب أدرجت على قائمة مؤلفي جدي المفضلين. |
Aslında savaşı yanımda getirdim. Envanter. | Open Subtitles | أكثر، لقد جلبت المعركة لمنزلنا، عملية جرد |
- Yemek için bunu aldım. - Merhaba Niles. Erkencisin. | Open Subtitles | ـ لقد جلبت هذا للعشاء ـ نايلز لقد جئت مبكراً |
Sana küçük bir hediye aldım, böylece hepimiz seni hatırlayabiliriz. | Open Subtitles | لقد جلبت لك هدية صغيرة, حتى يمكننا جميعا أن نتذكرك |
Ve başta, bunu kavraması oldukça zor bir şey buldum, ama bir yol, ne olduğunu anlamama yardım etti, Koltuğumun yanında bir şişe su gorüyorum, doğru mu? | TED | في البداية، اعتقدت أن هذا صعب بعض الشيء ليتقبله تفكيري، لكن طريقة وحيدة ساعدتني على ذلك، أنا أرى ذلك، لقد جلبت قارورة ماء من مقعدي، صحيح ؟ |
Bizi hasta eden yabancıları getirdin. | Open Subtitles | لقد جلبت الذين بالخارج الذي جعل جميعنا مرضى |
Sadakatsiz erkeklerin başlarına türlü belalar getirdim. | Open Subtitles | لقد جلبت الخراب إلى رءوس الرجال الغير مخلصين |
Bunun sözlü bir anlaşma olduğunu onaylayan avukatımı buraya getirdim. | Open Subtitles | لقد جلبت محامي الذي يؤكد أن هذه الأقوال تعتبر عقد كلامي |
Ayrıca losyon da getirdim. | Open Subtitles | بالإضافة لذلك, لقد جلبت معي الكريم المرطب |
Dışarı biraz ısırıyor, sana ceket getirdim. | Open Subtitles | الطقس بارد في الخارج لقد جلبت لكي معطفاً |
Yine de sana biraz su getirdim. | Open Subtitles | أنا بخير على أي حال، لقد جلبت لك بعض الماء |
Size biraz çörek getirdim. Gerçek gözetleme yemeği. | Open Subtitles | حسنا لقد جلبت بعض الدونات اوه انه حقا طعام المراقبة |
Evinize haftanın üç günü, yılın on sekiz haftası son yirmi beş yılın on iki yılı boyunca kahkahalar getirdim. | Open Subtitles | لقد جلبت الإبتسامة إلى بيوتكم ثلاث أيام في الأسبوع و18 شهرا في السنة في 12 من الـ25 سنة الماضية |
İmparatorluğuma barış, özgürlük, adalet ve güvenliği getirdim. | Open Subtitles | لقد جلبت السلام والحرية والعدالة والحماية لامبراطوريتي الجديدة |
Tıpkı senin sevdiğin gibi Yeni Zelanda'dan bir kasa "Malbec" aldım. | Open Subtitles | لقد جلبت لك حزمة كاملة من شراب العنب النيوزلندي الذي تحبه |
Fazladan birkaç malzeme de aldım. Bu sefer çok daha dikkatli olmalıyız. | Open Subtitles | .لقد جلبت معدات إضافية .أظن علينا أن نكون حذرين جداً هذه المرة |
İlişkimize katkısı olan bir çok anlamlı şey de aldım. | Open Subtitles | لقد جلبت العديد من المواد المهمة للمنزل منذ زواجنا، ايضاً |
Yarın görüşürüz. Ve sonraki gün de. Evet, hepsini aldım. | Open Subtitles | أراك غداً واليوم الذي يليه أجل لقد جلبت كل شيء |
Sana biraz yemek getirmiştim. Ancak, bir azarlamayı tercih edersen... | Open Subtitles | لقد جلبت لكِ بعض العشاء لكن لو كنتِ تفضلين محاضره... |
Deli kız kardeşini de getirdi, kendisinin bir numara küçüğü. | Open Subtitles | لقد جلبت معها اختها الصغيرة والمجنونة, أو النسخة المصغرة عنها |
Başıma çok fazla dert açtın. Artık beni takip etme. | Open Subtitles | لقد جلبت الكثير من المتاعب لا تتبعني مجدداً, ان تبعتني |
Kurta Pajama ve kep giyseydim, değişim getirmiş olur muydum? | Open Subtitles | يمكن لقد جلبت أغير إذا .. أنا .. كان يرتدي كورتا-بيجامة وقبعة؟ |