Bir şeyler yapmaya mecbur hissettim, bu yüzden gidip kocayla yüzleştim. | TED | لقد شعرت بضرورة القيام بشيء لذلك توجهت إلى هناك وواجهت زوجها. |
Sanki, hakiki Kraliçe ve Prens Albert'i düdüklemişim gibi hissettim. | Open Subtitles | لقد شعرت كما لو أني نهرت الملكة والأمير ألبرت فعلاً. |
Yine de, onu hep en yakın arkadaşım olarak hissettim. | Open Subtitles | مع ذلك , لقد شعرت دائما انه افضل صديق لدي |
Biliyorum. Bak bende kötü hissediyorum. Belkide onların değişmelerinin tek yolu budur. | Open Subtitles | أعرف, لقد شعرت بالسوء أيضاً ربما هذه هى الطريقة الوحيدة للتأثير فيهما |
Billy Dee Williams'ın bir kutu likör içmiş halinden daha iyi hissediyordum. | Open Subtitles | لقد شعرت أنني أفضل من، بيلي دي ويليامز بعد قضية، خمر الشعير |
Bu etkileri daha önce hissetmiştim ama bu çok daha güçlüydü. | Open Subtitles | .لقد شعرت بهذا التأثير من قبل .لكن هذا كان أكثر فاعلية |
Bu sabah da aynı şeyleri hissettim. Bu bir tür virüs olmalı. | Open Subtitles | لقد شعرت بهذا الإعياء صباح هذا اليوم لابد وأنه نوع من الحشرات |
Liseli kızlar gibi hissettim. Kalbim geçitten geçtiğimiz zamankinden daha hızlı atıyordu! | Open Subtitles | لقد شعرت انني طفلة، قلبى يدق أسرع مما فعل عند عبوري البوابة |
Bunu hissettim. Ve bunlar olurken, Onlar ona yardım etmedi. | Open Subtitles | لقد شعرت بالأمر، وعندما فعلوا ذلك لم يَقُم أحدهم بساعدته |
Her zaman gizemli bir şeyin kendini benden sakladığını hissettim. | Open Subtitles | لقد شعرت عادة أن هنالك شيئاً غامضاً يخفي نفسه عني |
Hayır Hemen bazı yargılara vardığım için kendimi aptal gibi hissettim. | Open Subtitles | لا ، لقد شعرت بالغباء لقفزى فوق الأحداث و اختلاقى للنتائج |
Kendimi kötü hissettim, çünkü Earl'ün listesindeki o maddeye ne yapacağını bilmiyordum. | Open Subtitles | لقد شعرت بالسوء لأنني لا أعلم ماذا سيفعل إيرل بخصوص لا ئحته |
Annenin ölümünden sonra okulda kendimi kötü hissettim orda daha fazla yaşayamadım. | Open Subtitles | لقد شعرت بعدها بالسوء ، تركت المدرسة ولن اعد ارغب بالعيش هنا |
- Bak, ben hep Derek cinayetinin öz annemle ilgili olduğunu hissettim. | Open Subtitles | انظر , لقد شعرت دائما ان قتل ديرك له علاقة بأمي الحقيقية |
Bir şeylerin zeminde battığını hissettim. Sonrasında bir ses duydum. | Open Subtitles | لقد شعرت أن شيئاً قد حدث ثم سمعت هذا الصوت |
Kendimi insanların genel ortamından oldukça uzak hissettim ve hala da böyle hissediyorum. | TED | لقد شعرت .. وما زلت اشعر .. بمسافة كبيرة تفصلني عن البشر |
2 aylık eğitimden sonra, tekrar daha iyi olduğumu hissettim. | TED | بعد شهرين من التدريب، لقد شعرت بأنني أتحسن في أدائي مجدداً. |
Kendimi zaten suçlu hissediyorum. Bunun için beni mi suçluyorsun? | Open Subtitles | لقد شعرت بالفعل بالذنب ، هل تحاول لومني على ذلك؟ |
sorun değil herkesin kendi ıstırahat günleri var hayır ,sadece kötü hissediyorum. | Open Subtitles | لا بأس، فكل شخص يمر بهكذا يوم كلاّ، لقد شعرت بالسوء فحسب |
Hayır aramanıza sevindim. Geçen hafta yüzünden kendimi çok kötü hissediyordum. | Open Subtitles | لا، أنا سعيدة لاتصالك، لقد شعرت بسوء مما حدث الأسبوع الماضي |
14 yıl boyunca, ötekileştirilmiş ve zorbalığa uğramış hissetmiştim. | TED | لمدة 14 عامًا، لقد شعرت بالتهميش والرهاب. |
Biri o kadar çabuk geldi ki, normal fiyatı istemeye utandım. | Open Subtitles | ،أحدهم انتهى بسرعة لقد شعرت بالسوء بشأن أن أحاسبها بالسعر المٌعتاد |
Hayır, biraz başım döndü. Ben de uzandım. | Open Subtitles | لا, لقد شعرت بالدوار قليلاً, ثم اخذت غفوة. |
Kardeşinize kendim söylersem daha az sarsıcı olur diye düşündüm. | Open Subtitles | لقد شعرت بان الصدمة ستكون اقل لو جأت واخبرتك بنفسى |