Issızlıkta o kadar uzun süre yaşadım ki; Atlantis'e gelmemi istediğinde, ben... | Open Subtitles | لقد عشت فى عزلة لزمن طويل بحيث أنك عندما طلبت منى الحضور |
Bugünü daha önce yaşadım. Bir şekilde zamanda geriye gittim. | Open Subtitles | لقد عشت هذا اليوم من قبل لقد رجعت في الزمن |
Bu dünyada 175 yıl yaşadım ve kayda değer çok az şey yaptım. | Open Subtitles | لقد عشت 175 سنة على هذه الأرض وقد فعلت القليل جداً من الخير |
Bu mahallede uzun zamandır yaşıyorum. Bir çok değişik şey gördüm. | Open Subtitles | لقد عشت في هذا الحي منذو زمن طويل رأيت اشياء كثيرة |
Bütün hayatımı sadece bir kadınla geçirdim sonra o da lezbiyen oldu. | Open Subtitles | لقد عشت حياتي كلها مع إمرأة واحدة و إتضح لي في النهاية أنها شاذة جنسيا |
Uzun bir süre Ülkenden uzak yaşadın, Ne elde ettin? | Open Subtitles | لقد عشت في الخارج لفترة طويلة , ما كنت وجدت؟ |
Yasa dışı yaşadım ama beni bir tek kanunsuzlar yargılamadı. | Open Subtitles | لقد عشت بعيداً عن القانون، لكنّ المجرمين الوحيدين لا تحاكمني. |
- Evlenip boşanmış. - Bilirsin işte, hayatı dolu dolu yaşadım. | Open Subtitles | .. ـ إنه تزوج وتطلق ـ أجل، لقد عشت حياة كاملة |
Hadi ama, tüm hayatım boyunca suçluluk hissi ve kendimden nefret ederek yaşadım. | Open Subtitles | هيا. لقد عشت مع هذا حياتي كلها. مع الشعور بالذنب ومع كره نفسي. |
Ama bana inanın, aynı üzüntüyü 3 yıl önce yaşadım. | TED | وصدقوني، لقد عشت نفس الحياة الحزينة هذه حتى قبل فترة 3 سنوات. |
Her anımı hastalığın semptomlarının başlamasını bekleyerek yaşadım. | TED | لقد عشت كل لحظة وأنا أتوقع ظهور أعراض المرض. |
yolları gelişiyor. Ben Manhattan'da 15 yıl yaşadım. | TED | في جميع أنحاء العالم. لقد عشت في مانهاتن لمدة 15 عاماً. |
Olağanüstü kuşlar, hayvanlarla yaşadım. Küçük nehirlerimizde Güney Amerika timsahlarıyla beraber yüzdüm. | TED | لقد عشت مع طيور مذهلة، وحيوانات مذهلة لقد سبحت في أنهارنا الصغيرة مع تماسيحنا. |
Suriye'nin iç batısında bulunan Humus'ta doğup büyüdüm ve hep burada yaşadım. | TED | ولدت ونشأت في مدينة حمص، مدينة تقع في غرب منتصف سوريا، لقد عشت هنا طيلة حياتي. |
Uzun bir zaman inkar ederek yaşadım ve inkar edişim belki de olanlardan, okulu bırakmamdan ve işten atılmamdan dolayıydı. | TED | لقد عشت في نكران للذات لمدة طويلة، وقد يكون النكران بسب الأشياء التى حدثت. ترك الدراسة والطرد من العمل. |
Depresyon nedeniyle acı çekiyorum. Uzun bir süre boyunca düşündüm ki birindeki insanın diğerindekinden korktuğu tamamen birbirinden farklı iki hayat yaşıyorum. | TED | اعاني من الإكتئاب وذلك لمدة طويلة، وعلى ما أعتقد لقد عشت حياتين مختلفتين تماما حيث كل شخص فيها خائف من الآخر. |
On senedir burada yaşıyorum ve hiçbir şeyin karşı tarafına geçmedim. | Open Subtitles | لقد عشت هنا لعشر سنين و لم أكن أبدا فى الجانب الثانى لأى شئ |
Bak küçükbayan ben 50 yıldır burada yaşıyorum. | Open Subtitles | انظري يا سيدتي، لقد عشت هنا أكثر من 50عاماً |
Bütün hayatımı, onların kurallarına göre yaşayarak geçirdim. | Open Subtitles | لقد عشت حياتي كلها في هذا المكان وبقوانينه |
O kadar çok hayat yaşadın ki kim olduğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | نعم، لقد عشت بعدة ارواح، وانا لا اعلم من تكون |
Benim buraya taşınma amacım bu toplantılardan uzak kalmaktı ve 7 yıldır bu evde tek başıma huzur içinde yaşıyordum. | Open Subtitles | لقد أتيت هنا لأتخلص من مقابلاتك.. لقد عشت هنا سبعة سنين لوحدي في هذا المنزل، وفي سلام |
Senin türün çamurdan sürünerek çıkmadan önce 10,000 ömür boyunca yaşdım. | Open Subtitles | لقد عشت 10.000 حياة قبل أن يزحف أول أسلافكم خارج الطين |
Daha önce burada yaşamıştım. Ne kadar Ukraynalı varsa buralarda kalır. | Open Subtitles | لقد عشت هنا من قبل لقد كانت منطقة أوكرانيه |
Tüm hayatım korku içinde geçti. | Open Subtitles | لقد عشت حياتي كلها خوفًا من أن يأتي ذلك اليوم |
Ben senelerce burada kaldım, ama şimdi yukarıda... ikinci katta yatıyorum. | Open Subtitles | لقد عشت هنا لسنوات عديدة لكني الآن أسكن في الطابق العلوي |
İtibarsız bir hayat yaşamış olabilirim ama yine de bir tarzım vardı ölümüm de aynı şekilde olacak. | Open Subtitles | كلا، لقد عشت حياة سيئة، لكن عشتها بأسلوب وسأموت هكذا |