Cinayeti geçmekte olan bir banliyö treninin penceresinden gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت بأنها رأت الجريمة من خلال نوافذ القطارِ المار. |
Hastanenin polise haber vereceğini söyledi. Çağırmayacağıma söz vermemi istedi. | Open Subtitles | لقد قالت ان المستشفى سوف تتصل بالشرطه لقد جعلتنى اعدها |
Ona elmas bir yüzük alamadığım için ucuz olduğumu söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت اننى بخيل لأننى لم أشترى لها خاتم ماسى |
- O'na benim geldiğimi söyleyin. - Hiçkimseyi istemiyorum dedi. | Open Subtitles | ـ أخبرها أنه أنا ـ لقد قالت لن تقابل أحداً |
dedi ki bu gece, beyaz tavşan yüzdüğünde ruh eşim tehlikede olacakmış. | Open Subtitles | لقد قالت: الليلة عندما يسبح الأرنب الأبيض, فستكون توأم روحك في خطر |
Bana Lisa Oberman'ın da aynı dönemde burada olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | لقد قالت أن ليزا أوبرمان كانت هنا فى نفس التوقيت |
Rahatça konuşabileceğimiz öyle pek ortalıklarda olmayan bir yer bildiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت أنها تعرف حانة خارج الطريق حيث يمكننا أن نتحدث |
Bed-Stuy Nikki, Justice adında bir polisin onunla yattığını söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت لى ان هناك شرطى اعتدى عليها اسمة جيوستك |
Zayıf bir kedicik gibi göründüğünde daha sevimli olduğunu söyledi. Yaralacağından korkuyor. | Open Subtitles | لقد قالت بأنك تكون أظرف عندما تكون ضعيفاًورقيقاً ولكنك تنجرح من ذلك |
Senin kaba, bencil, uyuzun teki, ve aşık olmaya değmeyecek biri olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت انك جاف,غليظ و انانى, تعنى,انه من الصعب ان تنسجم مع احد. |
Ayrıca o hayali bir arkadaşım için biraz genç olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت أيضاً أنه صغير جداً . ليكون عنده صديق خيالي |
Tabii ki eşleşir. Oraya her hafta gittiğini söyledi zaten. | Open Subtitles | بالطبع ستتطابق، لقد قالت مسبقا أنّها كانت هناك كلّ أسبوع. |
Eğer Bay Shue'nun çocuklarından biri ile sadece konuşsam bile, kafamı kazıyacağını söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت لي اذا تحدثت مع احد طلاب السيد شوو ستحلق لي راسي |
Avrupa'daki 2 Haziran Hareketindeki yoldaşlarına daha faydalı olacağını söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت أنها ستكون أكثر إفادة في أوروبا مع رفاقها. |
Kızın babasına bir söz verdi. Kızını mutlaka kurtaracağım dedi. | Open Subtitles | لقد قالت له أنّها لن تدعه يذهب إلى المنزل بدونها |
Bilirsin işte,kör olmak yerine sağır olmayı tercih ederim vs dedi. | Open Subtitles | تعرف , لقد قالت هل تفضل ان تكون اعمى او أصم |
"O pis Kızılderililer köpek yiyor" dedi. | Open Subtitles | لقد قالت أولئك الهنود القذرين يأكلون الكلاب |
Patlamanın olduğu sıralarda kısa süreli bilinç kaybı yaşadığını söylemişti. | Open Subtitles | لقد قالت لى أنها سيطر عليها الظلام طوال وقت الانفجار |
Tabii ama eşiniz aksini söylüyor. O yüzden neden bize neler olduğunu anlatmıyorsunuz? | Open Subtitles | أجــل، حسنــا، لقد قالت بأنك فعــلت، لذا لمــاذا لا تخبرنا بمــا حدث ؟ |
Evet, emlakçı bayanın Dediğine göre şu an ki piyasada müzayede usulu teklifler alabilirmişim. | Open Subtitles | لقد كنت محقاً أجل، لقد قالت سيدة العقار بأن هذه الملكية تضمن منافسات السوق يمكنني أن أتوقع عروض منافسة |
Hatırlıyorum da, sen daha altı yaşlarındayken annen "Bu yıl tatile gitmeyeceğiz." demişti. | Open Subtitles | أتذكر عندما كنتِ في السادسة لقد قالت والدتك : لا عطلة هذا العام |
Kazanın 10:30 civarında meydana geldiğini söylemiş. | Open Subtitles | لقد قالت أن الحادث وقع في الساعة العاشرة و النصف تقريباً ؟ |
O herzaman, ölüme asla siyahlar içinde yakalanmayacağını söylerdi. | Open Subtitles | لقد قالت دائماً أنها تخشى الموت و هي ترتدي ثوباً أسود |
Haberlerde arabanın çarptığını söylüyordu. | Open Subtitles | حسناً , أنت تعلمين , لقد قالت الأخبار أن السيارة بها انبعاج |
diyor ki, bir avuç düşünceli insan dünyayı değiştirebilir. | TED | لقد قالت أن مجموعة صغيرة من المفكرين تستطيع تغيير العالم. |
Sana o hikayeyi anlattı çünkü olanı kabul edecek kadar cesur değil. | Open Subtitles | لقد قالت لكِ تلك القصة لانها ليست شجاعة كفاية للاِعتراف بما فعلنا |
Gönderdiği mesajda gurubunuzdan iki kişinin öldüğünü yazmış. | Open Subtitles | لقد قالت الرساله ان هناك اثنان من مجموعتكم موتي بالفعل. |