Evlenmek için geri döndüğünü söylemiştin. Nişanlın ne iş yapıyor? | Open Subtitles | لقد قلتَ أنك أتيت هنا كي تتزوج ماذا تعمل خطيبتك؟ |
Öğretmen olduğunu söylemiştin. Sanat, opera, kitap, şarap. | Open Subtitles | لقد قلتَ أنك كنت مدرسا أنت تعرف عن الفن والأوبرا والكتب والخمر |
O bir Telmarine, köpek yavrusu değil. Ondan kurtulacağını söylemiştin. | Open Subtitles | إنه تيلماري ، وليس جرواً تائهاً لقد قلتَ أنك تنوي التخلص منه |
Bu kadar. Halledeceğini söylemiştin. | Open Subtitles | هذا كل شيئ ، أتعرف لقد قلتَ أنك ذاهب لتغطية الحدث |
İstihbarattaki kankalarını aradığını söylemiştin, değil mi? | Open Subtitles | لقد قلتَ أنك إتصلتَ بصديقك في الإستخبارات, صحيح؟ |
Tamamen bıraktığını, bir daha asla yarışmayacağını söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلتَ أنك تركت السباق للأبد ولن تعود له وللزيادة .. |
Kimin kendi payına düşeni yapacağını görmek istediğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلتَ أنك تود معرفة من بإمكانه تحمل نفسه |
Kızlarla daha fazla vakit geçirmek istediğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلتَ أنك تريد قضاء وقتٍ أطول مع الفتيات |
Ürdün'deki otel odasından hiç çıkmadığını söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلتَ أنك لَم تغادر حجرة الفندق في الأردن أبداً؟ |
Koluna baktıracağını söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلتَ أنك ستجعل أحدهم يفحص ذراعك |
{Seçime kadar kalacağını söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلتَ أنك باقٍ حتى الإنتخابات |
Yüzdeler üzerinde çalışmamı söylemiştin, değil mi? | Open Subtitles | صدقني. لقد قلتَ أنك تعمل لأجل الأرباح؟ |
İyi ama Patrick, şahsi alışverişçi olarak kreatif yeteneklerini boşa harcadığını söylemiştin. | Open Subtitles | لكن، يا (باتريك) لقد قلتَ أنك تضيِّعُ مواهبكَ الإبداعية لكونكَ تعملُ في المحل. |
- Onun kim olduğunu bildiğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلتَ أنك تعرفُ من يكون |
Ona dikkat edeceğini söylemiştin! | Open Subtitles | لقد قلتَ أنك ستنتبه لها |
Olduğu gibi bırakacağını söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلتَ أنك ستدعه وشأنه |
Beni yalnız bırakmayacağını söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلتَ أنك لن تتركنى بمفردى |