Az önce olanları anladım, peki, reklam filmine ne oldu? | Open Subtitles | فهمت مالذي قد حدث للتوّ, مالذي حدث في تصوير الدعاية؟ |
Bir ekip Az önce onu bir arabanın bagajında buldu. | Open Subtitles | أو هاتف الأقمار الصناعية، فريقٌ وجدها للتوّ في صندوق سيارتها |
Daha yeni kovulmuş bir adam için fazla şık giyinmişsin. | Open Subtitles | تبدو متأنقا للغاية بالنظر لشخص تم تسريحه من العمل للتوّ |
Onunla ilk tanıştığımız gece... bir pastanenin yanından geçmiştik, şekerleri yeni gelmişti. | Open Subtitles | في ليلتنا الأولى كنّا نسير بجانب ذلك المخبز، الذي استلموا السكر للتوّ |
şimdi almaya geldim. Ama yetkili bir kadın derslere girmediklerini söyledi. | Open Subtitles | ذهبتُ للتوّ لإقلالهما وقالت لي الموظّفة إنّهما لم يذهبا إلى صفوفهما |
Biraz önce çıktığın inşaattaki işinden bahsedebilirsin. Kız arkadaşından ve arabandan şikâyet edebilirsin. | Open Subtitles | يمكنكَ الحديث عن عمل الإنشاء الذي عدتَ منه للتوّ والتذمّر من صديقتكَ وسيّارتكَ |
Evde yer açılsın diye koskoca balık güvecini yedim demin. | Open Subtitles | قد أكلتُ للتوّ كسرولة تونة كاملة لأفسح مجالاً في الشقّة |
Çünkü Az önce sekreteriyle konuştum ve 1 saate seni anlaşma metniyle bekliyorlar. | Open Subtitles | لأنني أغلقت الهاتِفَ للتوّ مع سكرتيرته, ويتوقعونَ قدومك .معَ تعهدُ إرتباط خلال ساعة |
Az önce bir gün içinde çıkartıp 5000 dolar verdiğini gördüm. | Open Subtitles | ونحن رأيناك للتوّ تعطي 5 آلاف دولار لقضية جديدة |
Ben de Az önce arkadaşımla bunu konuşuyordum. | Open Subtitles | هذا مضحك, لقد كانت أتحدّث مع صديقي عن هذا للتوّ |
Az önce bir adam benim odamın anahtarlarını ona verdiğini söyledi. | Open Subtitles | رجل أخبرني للتوّ أنّك أعطيته مفاتيح غرفتي.. |
Sürekli çalışıyorum. Aslında Az önce bir işten çıktım. | Open Subtitles | لديّ وظيفة ثابتة في الواقع، أخذت استراحة للتوّ |
Adam daha yeni savaştan döndü, yani evet bu sim. | Open Subtitles | أجل، لقد عاد للتوّ من الحرب، لذا، نعم، إنه بريق. |
Diğerleri bir yere sığınırken, onlar için gün yeni başlıyor. | Open Subtitles | بينما يحتمي الجميع من الحرارة، يوم النمل قد بدأ للتوّ |
Doğa-temelli teknolojilerin potansiyelinin farkına varmaya yeni başlıyoruz. | TED | لقد بدأنا للتوّ إدراك قدرة التقنيّات المبنيّة على الطبيعة. |
Kıyafetlerimi daha yeni yıkadım da, giyilecek durumda da değillerdi. | Open Subtitles | قمت بغسل ملابسي للتوّ ولم أستطع فعل شيءٍ بها |
Şirketimde hep zararlı bir ot varmış da, bunu daha yeni anlayabiliyorum. | Open Subtitles | دائماً ما كان عائقاً في شكرتي. وأنا للتوّ أدركت ذلك. |
Soyguncumuzun ateş ettiği 30 kurşunun sonuncusunu poşetlemeyi şimdi bitirdim. | Open Subtitles | إنتهيتُ للتوّ من تَكْييس آخر الرصاصات الـ30 التي أطلقها سارقنا |
Hey. şimdi arkadaşımı götürüyordunuz ama onu eve ben bırakmak istiyorum. | Open Subtitles | مرحبا , لقد أوصلت صديقتي للتوّ ولكني الان أستطيع اخذها لمنزلها |
- FBI'daki lavuklara Raylan için arama emri çıkartmalarını söyledi şimdi. | Open Subtitles | في الحقيقة ، سمعته للتوّ يتحدث مع الشرطة الفيدرالية لنشر تعميم |
- Biraz önce ne yaptık? | Open Subtitles | المهابل و العاهرات ـ ماذا فعلنا للتوّ إذا؟ |
demin uzandığın yerin sıcaklığını hissederek. | Open Subtitles | وأستشعر دفء المكان الذي قد إستلقيْت عليه للتوّ |
Bu üçüncü buluşmamız ve sen beni teyzene iyi geceler der gibi öpüyorsun. | Open Subtitles | .. لأن هذا ثالث موعد لنا وقبّلتني للتوّ كما لو كنت تودّع عمتك |
Grammy'ye de ne olmuş? Az önce onunla konuştum. henüz ölmediğini söyledi. | Open Subtitles | خاطبتها للتوّ وقالت بأنّها لا تُحتضر إطلاقاً |
tam da erkek ergenliğine başlamak üzereydi. | TED | ولكنها كانت قد بدأت للتوّ مرحلة بلوغ ذكرية |
Teğmen Lewis Nixon, Teğmen Harry Welsh, şimdi 82.den geldi. | Open Subtitles | الملازم لويس نيكسون ، الملازم 82 هاري ويلش ، وصل للتوّ من. |
Kuşun, çadırın yanında, yerde duran Snickers kağıdını alıp sergisine eklediğini fark ettim. | Open Subtitles | لاحظتُ للتوّ أن الطائر قد انتزع غلاف المقرمشات من قاع المخبأ وأضافها لمعرضه. |