ويكيبيديا

    "للعيش" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yaşamak
        
    • yaşamaya
        
    • yaşayacak
        
    • yaşama
        
    • eve
        
    • yaşamanın
        
    • yaşam
        
    • yanına
        
    • yaşamayı
        
    • yaşanacak
        
    • taşınmak
        
    • taşındı
        
    • yaşaması
        
    • yaşanabilir
        
    • ömrü
        
    Etrafta bir sürü erkeğin olduğu bir yerde yaşamak hoş olmaz mıydı? Open Subtitles لا يكون لطيفا للعيش حيث أن هناك الكثير من الرجال الآخرين حول؟
    Bu çok saçma, Said gibi adamlar yaşamak için her şeyi yaparlar. Open Subtitles هذا غير منطقي, شخص مثل سعيد لديهِ كُل شيئ للعيش من أجله
    Burada yaşamaya geldiysem bile yengem ve dayım için endişelenirdim. Open Subtitles حتى لو جئت للعيش هنا سأكون قلقة بشأن خالي وزوجته
    Sadece, yaşayacak çok şeyim ve bunları yapacak çok az zamanım var. Open Subtitles الأمر فقط ان هناك وقت قليل تبقى لي للعيش و الكثير لأفعله
    Bir insan öldüğünde, bir başkası yaşama şansı elde eder. Open Subtitles مثل عندما يموت شخص شخص آخر يحصل على فرصة للعيش
    Yani, geçinebilmek için kardeşinle aynı eve taşınman gerekiyorsa onu ara. TED لذا إن احتجت أن تنتقل للعيش مع شقيقك لتغطية نفقاتك، هاتفه.
    Bu da yaşamak için 3 ayım kaldığı anlamına geliyordu. Open Subtitles والذي كان معناه إنه لديً بالضبط ثلاثة أشهر متبقية للعيش.
    Şu herifle bir arada yaşamak zorunda olmayayım da gerisi önemli değil. Open Subtitles ذات يوم لن أكون مضطر للعيش مع ذلك الأحمق , ولا يهمني
    yaşamak için, deniz şakayıklarının dokunaçları arasında, ...oldukça zorlu bir yer seçmiş. Open Subtitles يبدو أنه انتقى مكاناً قاسياً للعيش به بين مجسّات شقائق النعمان البحري.
    Babamla yaşamak için giderse ne olur tahmin edebiliyor musun? Open Subtitles هل تستطيع التخيل ماذا سيحصل اذا ذهبت للعيش معه ؟
    Eğer benimle yaşamaya başlarsa, özellikle de birkaç yıl, mahvolurum. Open Subtitles أعني، إن انتقلت للعيش معي و لو لعامين سينتهي أمري
    Bakıcı Carrie bizimle birlikte yaşamaya başladığında babamın üzüntüsü geçmişti. Open Subtitles لقد أصبح أبي سعيداً بعد مجئ المربية كاري للعيش معنا
    Ayrıcalıklı olmak ya da birlikte yaşamaya başlamak bir aşamadır. Open Subtitles أن تكون العلاقة حصرية تعتبر مرحلة أو الانتقال للعيش سوية
    Sonra Çocuk Koruma Hizmetleri'ni arayacaklar ve kimseyi tanımadığı bir evde yaşayacak. Open Subtitles ،حسناً وبعدها سيتصلون على خدمات حماية الطفل وسيذهب للعيش في منزل جماعي
    Ne var ki formülün insanın yaşama arzusunu dikkate almıyor. Open Subtitles على أي حال، هذه الطريقة لا تَحسب مقدرة البشر للعيش
    Kusuru bakma ama olmaz. Hayır. Eddie bu eve gelmiyor. Open Subtitles انا اسف يا ابي ,لكن ايدي لن ينتقل للعيش هنا.
    Böyle bir yerde yaşamanın tek yolu kendi işine bakmaktır. Open Subtitles الطريقة الوحيدة للعيش في هذا المكان بأن تبقى في حالك.
    Bir ara "yaşam atılımı" diye bir şey sayesinde yaşadığımızı sananlar vardı; ki biz böyle bir şey olmadığını biliyoruz. TED حسناً, أنت تعلم الناس كانت تعتقد أنه كان هناك قوة حياة للعيش. نحن الآن نعلم بأن هذا غير صحيح مطلقاً.
    Sonra kız kardeşimin yanına gittim iyi bir adamla evliydi. Open Subtitles ثم ذهبت للعيش مع أختى كانت متزوجة من رجل طيب
    Kes sesini artık. 100 mil önceydi. Geçmişte yaşamayı kes. Open Subtitles أخرص يا رجل إنها مئة ميل وستعود للعيش في الماضي
    Çok yavaş ilerliyoruz. Zeminin güçlendirilmesi lazım. Odaların yaşanacak hâle getirilmesi gerekiyor. Open Subtitles عملنا بطيء، عليّنا أن نؤمن الطوابق مزيداً من الغرف الخالية للعيش بها
    İşini kaybedip de ailesiyle aynı eve taşınmak zorunda kalan bir adamla ilgili. Open Subtitles انه حول هذا الرجل الذي فقد وظيفته وعليه ان ينتقل للعيش مع والديه
    Babası annesini dövüyordu, ...o yüzden boşandılar ve başka yere taşındı. Open Subtitles والده ضرب أمه. لذا فقد انفصلا وانتقل هو وأمه للعيش هنا.
    Shredder bu şehri emrimiz altında yaşaması için tehdit edecek. Open Subtitles قوة آلة تقطيع الورق على هذه المدينة للعيش تحت سيادة.
    Birleşmiş Milletler İnsani Gelişme Endeksi dünyanın en yaşanabilir ülkesini tespit eder. Open Subtitles برنامج الأمم المتحدة الإنساني لمؤشرات نسبة البلدان الأقل صلاحية للعيش في العالم
    Bu bomba senin kadar sahte değilse, ikimizin de yarım saat ömrü kaldı. Open Subtitles مالم تلك القنبلة كمزيّف بينما أنت، كلانا أصبحنا حول النصف الساعة للعيش.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد