| Hadi şimdi buradan dön. Buradan dön de şehre gidelim. | Open Subtitles | حسناً ، استديرى الآن استديرى الآن ، ودعينا نعود للمدينة |
| - Provadan sonra onu şehre götüreceğim. - Tamam, tatlım. | Open Subtitles | ــ بعد التدريب على المشهد سآخذها للمدينة ــ حسناً عزيزتي |
| Amerikan başkan yardımcısı Lyndon Johnson, şehre Kennedy'nin temsilcisi sıfatıyla uçtu. | Open Subtitles | ،نائب الرئيس الأميركي ،ليندون جونسون والذي ذهب للمدينة كممثل شخصي لكينيدي |
| kasabaya biraz vakit geçirmeye geldim ve saralı bir kız buldum. | Open Subtitles | جئت للمدينة لأحظى ببعض المرح و وقعت فى فتاة مصابة بالصرع |
| Bu şehrin, doğa ile olan tüm ilişkilerinden kesinlikle kurtuluşudur. | TED | إنها آخر تحرر للمدينة من أية علاقة واضحة مع الطبيعة. |
| Çok kutsal adamlar. Kafiristan'ı dolaşarak Kutsal şehir için bağış topluyorlar. | Open Subtitles | رجال مقدسون جدا , يمشون خلال كافيرستان يجمعون قرابين للمدينة المقدسة |
| Gelecek sefer şehre geldiğinde, çok büyük olacağım ve yapmak istemeyecek. | Open Subtitles | عندما يعود للمدينة ثانيةً سأكون ضخمة البطن و لن يود ذلك |
| Kendi ekip üyeni vurmazsın. Peterson, şehre geri gitmene izin verilmeyecek. Bekle, bekle. | Open Subtitles | . لن تضرب أحد أعضاء فريقك الخاص . غير مسموح لك بالعودة للمدينة |
| - Seninle olmak isterdim ama asker arkadaşım şehre geldi. | Open Subtitles | أود البقاء معك لكنني تذكرت صديق جيش قديم جاء للمدينة |
| O zaman şehir dışında kalmalısınız. Sakın şehre geri dönmeyin. | Open Subtitles | يجب أن تبقوا وقتها في الريف و لا تعودوا للمدينة |
| Seni şehre götürebilirim, sana deri tankı yapabilirler. Yaptıkların yüzünden yargılanabilirsin. | Open Subtitles | سآخذكِ للمدينة حيث سيصنعون لكِ جسداً جلدياً، لتحاكمين على ما اقترفتِه |
| şehre gelir ve Batının en hızlı dolandırıcısının karşısına çıkar gibi? | Open Subtitles | أتى للمدينة محاولاً تجربة يديه ضد أسرع المحتالين في الغرب ؟ |
| şehre yüksek lisansımı yapmak için taşınıyorum birinin hizmetçisi olmak için değil. | Open Subtitles | أنا أنتقل للمدينة لأذهب إلى الكلية لا كي أكون خادمة لشخص ما |
| Jill, şehre gelirseniz bize uğrayın. Evet, bugün bir oyuna gideceğiz. | Open Subtitles | جل , عليكم ان تأتوا للمدينة و تقابلونا سنذهب لمشادهة مسرحية |
| Sen kasabaya git. Biff'i bul ve onu takip et. | Open Subtitles | عليك الذهاب للمدينة, و سأتعقب أثر بيف الشاب و أتتبعه. |
| Bir çekici ve hatta bizi kasabaya götürecek bir taksi çağırmam lazım. | Open Subtitles | أعتقد أنني يجب أن أتصل بشاحنة السحب وربما سيارة أجرة لتأخذنا للمدينة |
| Çünkü kasabaya gelir de beni ararsa, beş dakikaya kalmaz yanında olurum. | Open Subtitles | لأنه إذا إتى للمدينة و إتصل بي سأكون هناك في 5 دقائق |
| Siyah memurların sayısı, şehrin nüfusuna uyum sağlaması için, beyazlardan %20 fazla olmalı. | Open Subtitles | تحتاج رفع نسبة توظيف الضباط السّود بـ 20 بالمئة لمواكبة التركيبة السكانية للمدينة |
| İşler kötüye giderse, şehrin ilk eşcinsel belediye başkanı gelip işi düzeltmeye çalışacak. | Open Subtitles | وعندما تسوء الأمور وأول مراقب شاذ للمدينة سوف يظهر ويلعب دور صانع السلام |
| Büyük New York Şehri, tüm ülkedeki en güvenli hapishaneye dönüştürüldü. | Open Subtitles | احدي المدن العظيمه بنيويورك قد اصبحت اكثر السجن خطوره للمدينة كلها |
| Varoşlarda kuşların cıvıltısı neyse şehirde de polis sireni odur. | Open Subtitles | تغريد العصافير في الضواحي بمثابة صوت صفارة إنذار الشرطة للمدينة |
| En azından denemeliyiz. şehire yolculuk edebilirim! Orada araştırma yapabilirim! | Open Subtitles | علي الاقل سنحاول سوف اذهب للمدينة , يمكنني البحث هناك |
| Yarın onlarla birlikte kente inmeni istiyorlar mı? | Open Subtitles | هل يتوقعون منك أن تذهب معهم للمدينة غداً ؟ |
| kasabanın dışında yaşamaya devam ediyor buraya haftada iki kez içki almaya gelir. | Open Subtitles | هي تعيش ببيتها القديم , تأتي مرة أو اثنتين للمدينة فقط لشراء الخمر |
| Seksten önce, şehirden önce, sadece ben vardım... | Open Subtitles | قبل التفكير بالجنس وقبل ذهابي للمدينة كنت فقط أنا كاري كاري برادشو |
| Kapatmak kasabada maddi sorunlara yol açar. | Open Subtitles | فهذا سوف يُمثل مُشكلة مادية . كبيرة للمدينة |
| Bu kasaba birinin hatırasına benziyor gittikçe silinmekte olan bir hatıra. | Open Subtitles | .. هذا المكان وكأنه ذاكرة شخص ما للمدينة ، والذاكرة تتلاشى |