Belki yüz yıl daha. Ama bunun sonsuza kadar süreceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | ربما تستمر لمائة عام اخرى و لكنها لن تستمر إلى الأبد |
Ailenin, yüz yıl boyunca mutlu bir biçimde yaşaması gerektiği anlamına gelir. | Open Subtitles | تعنى أننا يجب أن نعيش سعداء كعائلة لمائة عام |
"İfrit yüz yıl, otuz gün, otuz gece hüküm sürecek" | Open Subtitles | "سوف يسود الوحش لمائة عام و ثلاثون يوما و ليله" |
Bu kütüphane yüz yıldır sessiz. Buraya gelen her neyse, çoktan ölmüştür. | Open Subtitles | المكتبة كانت صامتة لمائة سنة مهما كان الشيء الذي أتى إلى هنا فهو ميت منذ زمن |
...yoksa yüz yıl boyunca kıyıda dolaşıp duracaklar. | Open Subtitles | يجب أن تؤخذ عبر النهر أو سيهيمون بالبنوك لمائة سنة |
yüz yıldır tanıdığın en iyi arkadaşını kocamı kurtarmak için kurtluğunu vermedin ama sadece bir kaç aydır tanıdığın bir kadın için kurtluğunu mu verecektin? | Open Subtitles | انت لم تقدر ان تمنح ذئبك لتنقذ اعز اصدقائك زوجي من عرفته لمائة عام لكنك كنت مستعداً ان تمنح ذئبك |
"Ve son günlerde gelecek... ifrit yüz yıl, otuz gün, otuz gece hüküm sürecek." | Open Subtitles | "و سوف يحضر الى الطريق فى الأيام الأخيره سوف يسود الوحش لمائة عام و ثلاثون يوما و ليله" |
Güzellk yarışması için en az yüz odaya ihtiyacımız var. | Open Subtitles | سنحتاج على الأقل لمائة غرفة للمدعويين |
yüz fersah içindeki tüm yabaniler ortadan kaybolmus. Craster hâlâ burada. | Open Subtitles | كل البريات الأخرى لمائة فرسخ قد أختفت بينما (كراستر) لازال هنا |
yüz yıl da deneseniz beni öldürmeyi başaramazsınız. | Open Subtitles | لا يمكنكم قتلي لو حاولتم ذلك لمائة عام. |
Beni yüz yılda uğraşsan öldüremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنكم قتلي لو حاولتم ذلك لمائة عام. |
yüz yıl yetecek kadar Transformium elde edeceğiz. | Open Subtitles | وسنصنع من مادة التحول ما يكفي لمائة عام |
yüz ajana daha yer var. | Open Subtitles | هذه غرفة لمائة عميل |
New Orleanslı olmasına rağmen 18. yüzyıldan bir Fransız asili olduğunu ve yüz senedir uyuduğunu iddia ediyor. | Open Subtitles | رغم أنة من نيو أورلينز ... ... يزعم أنة نبيل فرنسى من القرن الثامن عشر ... كان نائمآ لمائة عام . |
Ben yüz kişi için ayarlamıştım. | Open Subtitles | خطّطت لمائة شخص فقط. |
yüz puana ilk ulaşan kazanır. | Open Subtitles | أول من يصل لمائة" "نقطة يربح المسابقة |
Ve yüz fersah mesafedeki diğer tüm yabanıllar kayboldu. Craster hâlâ burada. | Open Subtitles | كل البريات الأخرى لمائة فرسخ قد أختفت بينما (كراستر) لازال هنا |
Sanırım bir yüz yıl daha yaşayacaksın. | Open Subtitles | أظن أنك ستعيش لمائة سنة أخرى |
- yüz milyon dolar gibimi? | Open Subtitles | - ولكن لمائة مليون |
bu yüz milyarlarca doları dünyanın en kritik ve yenilikçi 50 şirketine bir milyon istihdam yaratmaları için vermeleri gerekir. Uyuşturucunun yokedilmesindeki anahtar, istihdam yaratmaktır. Bakın bu, ortalama 1,000 dolar kişi başına legal geliri olan ve uyuşturucu üretmeyen ülkelerde çok az bilinen bir gerçektir. | TED | هذه ا لمائة بليون ا لي 50 شركة من ا لشركات ا لكبيرة في ا لعا لم ذات طابع الابتكار وا لتحديث و تطلب منهم تخليق وظائف . ا لمهم هنا ا لتخلص من ا لمخدرات هو في حد ذاته وظائف . انظر هنا ك حقيقة صغيرة معروفة -- ا لدول ا لذي يقاس فيها دخل ا لفرد ا لشريف بوحدة 1,000 دولار لا تنتج مخدرات . |