Anlamıyorum. Niye dünyaya geri dönmeyi göze alıyorlar? | Open Subtitles | لم أفهم لماذا يخاطرون بالعودة للأرض على غير المعتاد ؟ |
Balinaları kurtar. Anlamıyorum. | Open Subtitles | إنقاذ الحيتان، كلّ تلك الأشياء أنا لم أفهم |
- Kapris diyebilirsin ama kalmak istiyor. - Anlamıyorum. | Open Subtitles | ـ أطلق عليها نزوة، لكنها تريد ذلك ـ لم أفهم |
Biliyor musunuz, ben bu iş meselelerinden hiç anlamam hiçbir zaman da Anlamadım. | Open Subtitles | أتعلم ؟ لا أفهم حقاَ هذا العمل لأني في حياتي لم أفهم التجارة |
Neden bahsettiğinizi hiç Anlamadım. Biraz daha anlayacağımız gibi konuşur musunuz? | Open Subtitles | أنا لم أفهم ما قلت هل يمكن تكلمنى أبسط من ذلك؟ |
Hiçbir şey Anlayamadım bayan. Biraz daha yavaş konuşmanız gerekiyor. | Open Subtitles | إننى لم أفهم ذلك يا سيدتى يجب أن تتحدثى ببطئ |
Bir ofis mi, pazar yeri mi yoksa bir boks ringi mi Anlayamıyorum. | Open Subtitles | ما زلت لم أفهم إن كان مكان السوق هو مجرد مكتب أم حلبة مصارعة |
Anlamıyorum. Neden biri kız yapmak ister ki? | Open Subtitles | لم أفهم ذلك لمَ يُريد أيّ شخص أن يستخدم فتاة ؟ |
Anlamıyorum. Bir yanlışlık olmalı. Hesabımızda 1,000 dolarımız olmalı. | Open Subtitles | أنا لم أفهم , يجب أن يكون هناك أكثر من ألف دولار في الحساب |
Kusura bakma ama, bu kuralı Anlamıyorum. | Open Subtitles | مع كامل الإحترام، لم أفهم سبب هذا القانون |
Neden Anlamıyorum ama tek şansının sen olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لم أفهم لماذا ولكنه قال بأنك فرصته الوحيدة |
Anlamıyorum. Bu araba öbürünün tıpatıp aynı. | Open Subtitles | لم أفهم هذا هذي بالظبط مثل سيارتك الأخرى |
Bu işe neden bir avukatı karıştırdığını gerçekten Anlamıyorum. | Open Subtitles | في الحقيقة لم أفهم لماذا كان عليكَ إحضار محامي |
Anlamıyorum. Ölmek isteyen biri neden yardım istesin? | Open Subtitles | لم أفهم , لماذا يطلب شخص يريد الموت المساعدة |
Mesela sen,sürekli yaptığın işi anlatmaya çalışıyordun... ama ben hiç Anlamadım. | Open Subtitles | على سبيل المثال، كنت دائما تشرح مالذي سنفعله ولكني لم أفهم |
Tamam biliyorum kızgınsın, ama topun sana çarpmasıyla bizleri nasıl cezalandırmış oluyorsun Anlamadım. | Open Subtitles | حسناً، فهمتُ أنّكَ غاضب، لكن لم أفهم من تعاقب بأن تجعلَ الكرةَ تضربك. |
Ama bana ne anlama geldiğini sorma çünkü bende Anlamadım. | Open Subtitles | لكن لا تسأليني ماذا تعني، أنا لم أفهم ولا كلمة. |
Ve son olarak, bunu hiç Anlamadım, bazı insanlar gerçekten kendi gerçek versiyonları ile yanıt verdiler. | TED | وفي النهاية كذلك، لم أفهم هذا أبدا، بعض الناس قد جاؤوا بنسختهم الخاصة عن الحقيقة. |
Tek bir kelimesini dahi Anlamadım demek istedim. | TED | ولكن ما أقصده هو أني لم أفهم و لا كلمة من قراءتي. |
O kadar güzel varlığın benim gibi bir kötülüğü nasıl sevdiğini hiç Anlayamadım. | Open Subtitles | لم أفهم قطّ كيف يمكن لشخصٍ بهذا الجمال، أن يحبّ شيئاً بهذه السواد. |
Anlayamıyorum... neden trenle gelmek zorunda olduğumuzu Anlayamıyorum. | Open Subtitles | أنا لم أفهم أنا لم أفهم لماذا يجب علينا ركوب القطار.. |
Bütün bu şeyleri yaşamadan önce toplumun bu role (anneliğe) ne kadar sıkı bağlı olduğunu anlamamıştım. | TED | لم أفهم إطلاقًا مدى قوة تشبث المجتمع بهذا الدور حتى عايشت هذا. |
Neden bahsettiği hakkında zerre bir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | وتحدث عن السيجار، وبما أنني لم أفهم عمّا كان يتحدث |
Niye ona çalışmak istediğini bir türlü anlamış değilim. | Open Subtitles | أنا لم أفهم أبداً لماذا أردت أن تعمل لصالحه في جميع الحالات |
Ama o zaman bile sıradan insanların .... bizimle neden eşit olmaları gerktiğini anlayamamıştım. | Open Subtitles | لكن رغم ذلك لم أفهم لماذا هي تريد أن يتساوى العامة معنا |