"لم تخبرني" - ترجمة من عربي إلى تركي

• bana söylemedin
• söylememiştin
• Bana söylemediğin
• söylemezsen
• bana anlatmadığın
• söylemedin bana
• hiç söylemedin
• söylemediniz
• söylememişti
• bana anlatmadın
• bana hiç
• bana söylemedi
• daha önce söylemedin

Elder'ın ailesinin senin ailen için çalıştığını neden bana söylemedin?
لماذا لم تخبرني ان والدي ايلدر كانو يعملون لدى العائلة

Sen de olduğunu bana söylemedin Skinner göl evi, öyle mi?
أنت لم تخبرني أنك كنت منزل الشاطئ الخاص بسكينر, ألس كذلك؟

Benden bunu yapmamı istediğinde senin de işin içinde olduğunu söylememiştin.
لم تخبرني انك متورط بهذه الحالة عندما طلبت مني القيام بهذا

Ali'nin yaşadığını Bana söylemediğin zaman da mutluluğumu mu düşünüyordun?
أكنت تفكر في سعادتي عندما لم تخبرني أن علي على قيد الحياة؟

Ama sen, bana bir şey söylemezsen geride dinleyeceğim bir tek o kalıyor.
حصنا، لكن إذا لم تخبرني بشيئ ستكون هي الشخص الوحيد الذي سأستمع إليه

Kan lekesinin nasıl olduğunu hâlâ bana söylemedin.
انت لا تزال لم تخبرني كيف حصلت على الدم.

Neden daha önce bana söylemedin? Tabii ki bombayı o okula koymuş olmalıydı.
لم لم تخبرني قبلا بالطبع وضع القنبلة في تلك المدرسة

Rahul, sen hala bana söylemedin ama bence ikinizden birinin acelesi var.
58,990 راهول، أنت ايضاً لم تخبرني أنتما الإثنان كاللصوص كيف لي ان اعلم اذا بأنك بهذه العجلة للزواج ؟

Doktorların Amerikan askeri desteği olduğunu neden bana söylemedin? - Çünkü yok.
لم لم تخبرني أن الطبيبة لديها دعم من القوات الأمريكية؟

Yanlış olan birşey olduğunu biliyordum. Niye bana söylemedin?
علمت بأن هناك شيء ما خاطئ لما لم تخبرني بذلك؟

Gene burada olmamı neden rica ettiğini hala bana söylemedin.
جـيـن لم تخبرني لماذا طلبت مني المجيء إلى هنا

Beni işe alırken bilinçli çocuklar yaratmana yardım etmemi istediğini söylememiştin.
لم تخبرني عندما عيّنتني بأنك تريد مساعدتي على صنع أولاد واعين

Çok dürüst davranmış ve bana hiç yalan söylememiştin.
لقد كنت صادقاً جداً و لم تخبرني أي أكاذيب

Vahşi olduklarını söylememiştin.
مهورهم لم يسبق لها أن سُرجت انت لم تخبرني انها احصنة برية

Bana söylemediğin bir şey var diye düşünüyorum.
أن هنالك شيئاً لم تخبرني به ماذا تقصدين ؟

Son birkaç gündür ne derdin olduğunu söylemezsen onunla seni tekmelemem gerekecek.
فإن لم تخبرني عما أصابك في الأيام الماضية سأحتاج إليها لأركلك بها

Manyak gibi bir kredi kartı borcun ya da bahçene gömdüğün bir eski karın ya da bana anlatmadığın garip bir durumun var mı?
هل لديك دين لبطاقة ائتمانية مزورة أو زوجة سابقة مدفونة في فناء منزلك أو أي شيء غريب لم تخبرني به ؟

Ağzında bir bomba olduğunu neden söylemedin bana?
بحق الجحيم, لماذا لم تخبرني أنه كان عندك قنبلة في فمّك؟

Bana adını hiç söylemedin, aradan zaman geçince de, sorsam çok garip olurdu.
لم تخبرني بإسمك على الإطلاق وبعد مرور الوقت كان سيبدو غريباً أن أسأل

Buraya neden yasak bölge dendiğini hiç söylemediniz.
لم تخبرني أبدا ، لما تسمون هذه البقعة بالمنطقة المحظورة ؟

Polly'den önce kimse bana kürtaj olduğunu söylememişti.
قبل بولي لم تخبرني امرأة أنها قامت بعملية إجهاض.

Bay McLeod'u görmeye gittiğini neden bana anlatmadın?
لم لم تخبرني أنك كنت تذهب لرؤية السيد ماكلاود؟

Bir defasında karanlık bir sokakta bir seri katille karşılaştı ve bana söylemedi.
قامت مره بلقاء قاتل متسلسل في زقاق مظلم و لم تخبرني بذلك أبدا

- Bunu neden daha önce söylemedin?
حسنا ، لماذا بحق الجحيم لم تخبرني من قبل؟ مهلا ، لا يدفع لي للاجابة على اتصالاتك