Efendim. Sormamın sakıncası yoksa... Afedersiniz, tüm bunlar biraz yeni de. | Open Subtitles | سيدي، لو لم تمانع سؤالي، آسفة، لكن كل هذا جديد عليّ |
Senin için bir sakıncası yoksa, gücümü böyle kullanmak istiyorum. | Open Subtitles | لذلك أريد أن أستخدم السلطة من أجل هذا،إذا لم تمانع. |
Eger bir dakika beklemek sizin için sorun olmazsa arkadan getirebilirim. | Open Subtitles | يمكنني أني آتي بالمزيد من الخلف اذا لم تمانع الأنتظار لدقيقة |
Sence sorun değilse Geraldo'dan öğrenmeden aileleri uyarmak isterim. | Open Subtitles | ولكننى أريد أن أعلم عائلتهم قبل أن يعرفوا بما حدث فى جيرالدو، إذا لم تمانع ذلك |
Eğer mahsuru yoksa, bulmanızda yardımcı olmak isterim. | Open Subtitles | إذا لم تمانع سيد ثورن أريد أن أساعدك باكتشاف ما حدث |
Shankar, Kusura bakmazsan sana bir şey sorabilir miyim? | Open Subtitles | شانكار ، إذا لم تمانع هل يمكن ان اسالك سؤالاً؟ |
Sana da uyarsa bunu Bay Hobb'un aldigindan emin olmak isterim. | Open Subtitles | اذا لم تمانع أريد ان اتأكد بنفسي ان هوب سيحصل على الحاسوب |
Moral verdiğin için sağ ol. Ama sakıncası yoksa şu işe dönmek istiyorum. | Open Subtitles | أشكرك لهذا الحديث المؤثر ، لكنى أرغب فى العودة لعملى إذا لم تمانع |
Efendim. Sormamın sakıncası yoksa... Afedersiniz, tüm bunlar biraz yeni de. | Open Subtitles | سيدي، لو لم تمانع سؤالي، آسفة، لكن كل هذا جديد عليّ |
sakıncası yoksa bir şey soracağım efendim. Başkana ne diyeceksiniz? | Open Subtitles | إذا لم تمانع سؤالي يا سيدي ماذا سوف تقول للرئيسة؟ |
Bakın, Komiser, sakıncası yoksa, şimdi gitmem gerekiyor, limuzinim bekliyor. | Open Subtitles | اسمع ملازم إن لم تمانع علي الذهاب سيارة الأجرة الخاصة تنتظر |
sakıncası yoksa polis doktorunu çağırmak istiyorum. | Open Subtitles | ، أود في إستدعاء طبيب الشرطة إذا لم تمانع طبيب الشرطة ؟ |
Peki, senin tavrın nedir, sakıncası yoksa söyler misin? | Open Subtitles | وماالذي ستفعله إذا لم تمانع بأن تخبرني ؟ |
Eğer sizin için sorun olmazsa, Bay Thorn. | Open Subtitles | إذا لم تمانع سيد ثورن أريد أن أساعدك باكتشاف ما حدث |
Yani esasında, Charlie hayallerimi çalıyorsun ve eğer sorun olmazsa hayallerimi geri almak istiyorum. | Open Subtitles | من أجل الجواسيس، لذا تقنياً أنت تسرق أحلامي وإذا لم تمانع أنا ذاهبة لإستعادة أحلامى |
Lex, eğer sorun değilse Ferrari'yi biraz daha tutacağım. | Open Subtitles | ليكس لو لم تمانع فسأحتفظ بالسيارة لفترة أطول |
Annen için sorun değilse, bir hafta sonu uğrar seni alırım. | Open Subtitles | إذا لم تمانع أمك يمكنك إختيار أين ستقضي عطلة نهاية الأسبوع ، و سآتي لأقلك |
Senin için mahsuru yoksa gerçek ismin kullanmayı tercih ederim. | Open Subtitles | ،أفضّل أن أناديك بأسمك العادي إذا لم تمانع |
Pekâlâ ama Kusura bakmazsan, etki etmesi için duraklamak istiyorum. | Open Subtitles | حسنًا إذًا، ولكن إن لم تمانع ما زلت أود التوقف لبرهة لجعل الأمر مؤثر |
Ben sadece buradan başka bir yer görmek istiyorum. Sana da uyarsa patron. | Open Subtitles | أنشد تغييراً بالمشهد فحسب، ما لم تمانع يا حضرة الزعيم |
Eğer izin verirseniz, siz adamlarımla ilgilenin ve ben de işimi yapayım. | Open Subtitles | دكتور ، إذا لم تمانع إهتم أنت فقط برجالى و دعنى أؤدى عملى ، حسنا ؟ |
İzninizle, buna ben karar vereyim. Neyiniz var? | Open Subtitles | أنا التي سَأُقرّرُ، إذا لم تمانع الآن، ما الذي يبْدو أن يكُونَ المشكلةَ؟ |
Söylememde bir sakınca yoksa, siz pek birbirinize uymuyor gibisiniz. | Open Subtitles | إذا لم تمانع بقولى أنتما تبدوان أنتمالا تبدوان كثنائى متماثل |
Bir mahzuru yoksa etrafa bir göz atmak istiyoruz. | Open Subtitles | حسنا، نريد إلقاء نظرة في الأرجاء إذا لم تمانع |