Evet, ihtiyarı alnında bir kurşunla bulmam da belli bir şey değildi mesela. | Open Subtitles | فمثلا لم يكن الأمر واضحا أني قد أجد الرجل العجوز وبجبهته ثقب رصاص |
-Önemli bir şey değildi. -Söylediklerinin farkında değilsin. | Open Subtitles | لم يكن الأمر مهماً، ليس لديك أدنى فكرة عما تتحدثين بشأنه |
Ne yazık ki, eve dönüşümüz pek keyifli değildi. | TED | وللأسف، عند العودة للوطن، لم يكن الأمر ممتعاً دائماً. |
Bir şey olmadı fakat sakın ona bu konuyu açma. | Open Subtitles | لم يكن الأمر بتلك الأهمية بالنسبة إلي، أرجوك لا تخبرينه. |
Şimdi, gerçekte okyanuslar için olmayan son teknoloji bir parçayı kullanmak her zaman kolay bir şey değil. | TED | الآن، بمساعدة تكونولوجيا حديثة لم تكن مستعملة بالأساس للمحيطات لم يكن الأمر بهذه السهولة دائمًا. |
Bazı şeyler yetki sınırlarımız dahilinde olmasa bile, barodan atılabilecek bir durum sözkonusu. | Open Subtitles | حتى إن لم يكن الأمر ضمن صلاحيتنا فقد يتسبب بشطبك من قائمة المحامين |
Affedersiniz Bayan Monroe. Daha önce... hiç bu kadar kötü olmamıştı. | Open Subtitles | أنا آسف، سّيدة مونرو لم يكن الأمر بهذا السوء قبل ذلك |
Eğer biriyle çıkma konusunda bir acil durum olmasaydı burada olmazdım. | Open Subtitles | لم أكن لآتي إلى هنا لو لم يكن الأمر ضروري |
Evet,yaptık O kadar da zor olmadı | Open Subtitles | نعم، لقد توقفنا. لم يكن الأمر بذلك السوء |
Mesai saatlerinde bankaya nasıl gidersiniz? Bunun bir önemi yoktu. | TED | كيف يمكنك الذهاب إلى البنك إذا كنت في العمل؟ لم يكن الأمر مهمّا. |
Kişisel bir şey değildi ama. Sadece işti. Siz ikinizi şu anda öldürmem gibi yani sadece iş. | Open Subtitles | لم يكن الأمر شخصي، مجرد عمل كقتلي لكما الآن، مجرد عمل |
Gerçek bir sinema aktristi? - Bu gerçekten de çok romantik Anne. - Öyle bir şey değildi. | Open Subtitles | ـ هذا رومانسي للغاية يا أماه ـ لم يكن الأمر هكذا |
Bu öyle bir şey değildi. Sanki dünyaya bakan bir sürü pencere varmış gibiydi. | Open Subtitles | لم يكن الأمر هكذا، كان مثل مجموعة من النوافذ على العالم |
Ne gördün bilmiyorum ama öyle bir şey değildi. | Open Subtitles | لا أعرف ماذا تظن أنك رأيت, ولكن لم يكن الأمر كذلك. |
Her hafta yapılan bir şey değildi. | Open Subtitles | لم يكن الأمر كما لو كانوا يحتفلون بصفة أسبوعية أو شئ من هذا القبيل |
Evet ama sana karşı sürekli nazik olmak pek kolay değildi. | Open Subtitles | لم يكن الأمر سهلاً , حتى أكون لطيفة معه دائماً |
- Bu her zaman böyle değildi. - pek çok şey değişiyor. | Open Subtitles | لم يكن الأمر دوماً كذلك لقد تغيرت أشياء كثيرة |
Medyanın bunu da sansürlemesi elbette sürpriz olmadı, fakat zaman zaman gülünç şeyler meydana geldi. | TED | لم يكن الأمر مفاجئًا أن قامت وسائل الإعلام بالتعتيم على الأمر أيضًا، ولكن وصل الأمر لحد السخافة فى بعض الأوقات. |
Dün gece gördüğün, sandığın şey değil. | Open Subtitles | ما رأيتيه أمس , لم يكن الأمر كما تعتقدين |
İnan bana, aşırı önemli bir durum olmasaydı gelmezdim. | Open Subtitles | صدقيني ، لم أكن لأكون هنا لو لم يكن الأمر مهم للغاية |
Kolay olmamıştı. Bu iş bitene kadar bir çok vampir onun ellerinde ölmüştü. | Open Subtitles | لم يكن الأمر سهلاً,لكن العديد من مصاصى الدماء ماتوا على يديه |
Eğer ölüm kalım meselesi olmasaydı asla bunu iptal etmezdim. | Open Subtitles | لو لم يكن الأمر موقف حياة أو موت ماكنت تخلفت عن هذا الموعد |
O kadar da kötü değildi. Biraz gürültülüydü sadece. | Open Subtitles | و لم يكن الأمر بذاك السوء لقد كان الصوت عالي فقط |
Başka çareniz yoktu, Onu tedavi etmek zorundaydınız. | Open Subtitles | لم يكن الأمر بأيديكم كانَ عليكم أن تعالجوه |