Bu büyük yanılgıda başarılı olmak için refleksleri bile Amerikan olmalı. | Open Subtitles | لنجاح هذه الخدعة الكبري، لا بد أن تكون ردات فعلهم أمريكية |
başarılı bir kelno'reem için, diğerlerinin hepsinden önemli bir şey gerekir. | Open Subtitles | لنجاح هذه العميلة، هناك شيء شديد الأهمية أكثر من أي شيء |
Glabrus'un başarısı için tanrılara eski usul bir kurban sunalım. | Open Subtitles | لنقوم بعمل أُضحية على الموضة القديمة لنجاح جلابروس |
İnanın bana, renk bu işin başarısı için şart. | Open Subtitles | انا اقول لك , ان الالوان ضروريه لنجاح هذا الفيلم |
Bak, bu ancak beni ortama uyum sağlayabilecek biriyle gönderirseniz işe yarar. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لنجاح هذا هو أن أذهب مع شخص يستطيع الإختلاط بهم |
Planın işe yaraması için, polise ihtiyacımız var ve Beifong hayır dedi. | Open Subtitles | لنجاح الخطة سنحتاج الى الشرطة و بايفونغ سبق و ان رفضت معونتنا |
Sunumunu yaptığım şey herhangi bir girişimde başarı için plan... | Open Subtitles | تمهل لدقيقة واحدة, ما قدمته لكم كان مخطط لنجاح أي رجل أعمال. |
Planın işe yaramasının tek yolu birilerini tutmak olur, kayıt tutulmaksızın. | Open Subtitles | السبيل الوحيدة لنجاح هذه العملية هي عبر موظّف مستقلّ وبشكل غير رسميّ |
Duruşmada başarılı olmak için her şeyin üzerinde çalışman gerekiyor. | Open Subtitles | لنجاح في قاعة المحكمة انتِ تحتاجين العمل على كل شئ |
Planladığımız ikinci Samil ayaklanmasının başarılı olması için bunu mutlaka yapmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نفعل هذا لنجاح مجموعة مانسي الثانية للأنتفاضة ضد الحكومة |
Eğer kurtarma işinin başarılı olmasını istiyorsak, diğerleri de savaşmaya hazırlanmalılar. | Open Subtitles | لنجاح عملية الإنقاذ، يجب أن يستعدوا للقتال |
Teröristlerin başarılı olacaklarına dair hiçbir işaret görmüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه لايوجد أي سبب لنجاح الارهابيين في هذا |
Ve çalışmalar gösteriyor ki, başarılı CEO'ların beyin yapısı genellikle seri katillerle bire bir eşleşiyor. | Open Subtitles | وتشير الدراسات إلى أنّ التركيبة العصبيّة لنجاح المُدراء التنفيذيين أحياناً تطابق تقريباً أؤلئك السفاحين. |
O bu ünitedeki herkesin morali için zehir, ve bu görevin başarısı için tehlikedir. | Open Subtitles | فهو سم لمعنويات الوحدة وكارثة لنجاح المهمة |
En iri ve en baskın timsahı bulmak ekibin başarısı için kilit nokta olacak. | Open Subtitles | العثور على التمساح الأضخم و المهيمن عنصر جوهريّ لنجاح طاقم التصوير |
Bunlar Roma İmparatorluğu'nun başarısı için ne kadar gerekliyse, eyaletler arası otoban sistemi de Amerika Birleşik Devletleri'nin refahı ve gelişmesi için o kadar gereklidir. | TED | وهذا كان ضرورة لنجاح الإمبراطورية الرومانية كما هو الحال في نظام الربط بالطرق الخارجية السريعة لتوفير الرفاهية والتقدم التي تحظى بها الولايات المتحدة |
Sahte hikâye, arkada olanları anlatacak biri kalırsa işe yarar. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لنجاح قصة تغطية هي أن يتبقى أحدٌ ما لحكايتها. |
Plan ancak böyle işe yarar, biliyorsun. | Open Subtitles | إنّها الطريقة الوحيدة لنجاح الخطّة و أنتَ تعلم ذلك |
İşe yaraması için, senin de dinleyip söyleneni yapman gerek. | Open Subtitles | لنجاح هذا، يجب أن تستمعوا وتقوموا بما يُقال لكم. |
İşe yaraması bizim için gerçekten büyük şans çünkü; kafamızdaki düşüncelerin evrenin temel işleyişi ile neden ilişkili olması gerekiyor, yanıtı gerçekten kimse bilmiyor. | TED | نحن بالفعل محظوظين لنجاح تلك العملية، لأنه لا أحد يعرف لماذا يجب على الأفكار الموجودة في أدمغتنا أن ترتبط بنشاطات الكون الأساسية. |
Sunumunu yaptığım şey herhangi bir girişimde başarı için plan... | Open Subtitles | تمهل لدقيقة واحدة, ما قدمته لكم كان مخطط لنجاح أي رجل أعمال. |
Bak, bunun işe yaramasının tek yolu, temiz bir sayfa ile başlamamızdan geçiyor. | Open Subtitles | نعم , أسمع الطريقة الوحيده لنجاح هذا هي أن نفتح صفحة جديده |
Öğretmenler okul başarısının can suyudur. | TED | المعلمون هم شريان الحياة بالنسبة لنجاح المدارس. |