Hadi yüzleşelim, Yeşil Ranger Rita'nın kozuydu. Onu oynadı ve kazandı. | Open Subtitles | لنواجه الأمر, المغامر الأخضر هو ورقة ريتا الرابحة وقد لعبتها وفازت |
Aslında, insanlar olarak -- Yani, bununla yüzleşelim: İnsanüstü bir hâl aldık. | TED | في الواقع، نحن كبشر، أعني، لنواجه الأمر، لقد أصبحنا بشرًا خارقين |
Ama kabul edelim, çoktan çöp bidonuna atılmıştır, değil mi? | Open Subtitles | لكن لنواجه ذلك هي ملقاة في القمامة اليس كذلك ؟ |
Haydi kabul edelim, hepimiz tek yönlü bir yolda değil miyiz | TED | لنواجه الأمر، نحن في شارع ذي اتجاه واحد، أليس كذلك، |
Seni başkan yardımcısı yaptığım için memnunum ama bu seferki işte çuvalladığını Kabul et. | Open Subtitles | أنا سعيد أنني جعلتك مهماً لكن لنواجه الأمر لقد أخفقت في هذه |
Gerçekçi olalım. Katetmeleri gereken daha çok yol var. | Open Subtitles | أتعلمون , لنواجه الأمر يا رِفاق أنا أعرف أن لديهم وسائل للذهاب حتى الآن. |
Gerçekle yüzleş artık Mickey beni gerçekten hiç istemedin değil mi? | Open Subtitles | و لنواجه الأمر يا ميكي لم ترغب بي مطلقا,أليس كذلك؟ |
Ki, doğruya doğru hayatı boyunca bizi bu kadar bile düşünmedi. | Open Subtitles | والذي ، لنواجه الأمر أكثر بكثير مما فكر به يوماً معنا |
Fakat gel yüzleşelim, Elle tutulur hiç bir kanıt elde edemedin. | Open Subtitles | لكن لنواجه الواقع لم يكن لديك كثير لإنشاء قضية |
Hepimiz ne yapacağımızı biliyoruz o yüzden gerçeklerle yüzleşelim. | Open Subtitles | نحن جميعا نعرف ما سنفعله لذا لنواجه الحقائق اللعينة |
yüzleşelim. Hilton da kalmanızdan iyidir. | Open Subtitles | لنواجه الأمر ، من الأفضل لك بكثير أن تنزل في فندق هيلتون |
Ah, ayrıca bunları arkanızda da kullanabilirsiniz, çünkü bayanlar, bununla yüzleşelim, hangi erkek bagajda biraz kalçayı sevmez? | Open Subtitles | , و يمكنكما استخدامها للمؤخرة , لنواجه الامر يا سيداتي الرجل لا يريد المرأة الغير متناسقة؟ |
Yani, yüzleşelim bakalım. Bana baya bir borcun var. | Open Subtitles | اعني، لنواجه الموضوع، انت مدين لي بالكثير من المال |
Gerçeklerle yüzleşelim. | Open Subtitles | لنواجه الحقائق , لم تكن لدينا حكومة حقيقية خلال الخمس السنوات السابقة |
Şunu kabul edelim. Kimse seni olmamış bir cinayet yüzünden asmaz. | Open Subtitles | لنواجه الأمر ، لا يمكنهم شنقك لجريمة قتل غير متعمدة |
kabul edelim. Bu ülke bizim için fazla zor. | Open Subtitles | هيا , لنواجه الامر هذا بلد واعر جدا بالنسبه لنا |
kabul edelim. Aramızda kalsın ama neredeyse 100 yaşındayız. | Open Subtitles | أعني، لنواجه الأمر بيننا، نحن على وشك أن نصل الى سنة ال100 سنة |
Ama Kabul et, gerçek bir politik anlam taşımayacak. | Open Subtitles | لكن لنواجه الأمر لن يكون لهذا أى معنى سياسى |
Hoş olmadığını biliyorum ama Kabul et. | Open Subtitles | أعلم أنّ ذلك غير مرضٍ ولكن لنواجه الواقع |
Hoş olmadığını biliyorum ama Kabul et. | Open Subtitles | أعلم أنّ ذلك غير مرضٍ ولكن لنواجه الواقع |
Bu çok hoş ama dürüst olalım. Bir dul değilim. Pek sayılmaz. | Open Subtitles | ذلك لطيف، لنواجه الأمر إنني لست بأرملة صحيح، ليس تماماً |
Çünkü bunun bozulmasını istemiyorum, yüzleş artık bununla Lynette. | Open Subtitles | لأنني لا أريد أن أفسد هذا ( لنواجه الأمر ( لينيت |
Sakın üzerine alınma ama doğruya doğru. Daha 10 yaşındasın. | Open Subtitles | لا إهانة ولكن لنواجه الأمر، فأنت بعمر العاشرة |
Gerçeği kabullenelim tatlım. Sen çok güzel değilsin. Ve yüzünü seğirtip duruyorsun. | Open Subtitles | و لنواجه الأمر يا عزيزتي، أنت لست جميلة و ترتعشين كثيراً |