Zenci, gidip Gina'yı becermeye çalışmak dışında bir şey yapmayacaksın, zenci. | Open Subtitles | ايها الزنجي,أنت لن تقوم بعمل أي بشئ لكن حاول الذهاب الي جينا, ايها الزنجي. |
Onları bulana kadar hiçbir şey yapmayacaksın. | Open Subtitles | حتى نكتشف ما الذي حصل هناك, لن تقوم بفعل أي شيء |
İçimi doldurup yahut ne bileyim kafamı falan delmeyecek misin yani? | Open Subtitles | لن تقوم بتحنيطي ولن تصنع حفرة في رأسي ؟ ماذا ؟ |
-Dostum, üzgün olduğumu söyledim, sen de bunu yapmayacağını söyledin. | Open Subtitles | لقد قلت أنني آسف وأنت قلت بأنك لن تقوم بذلك |
Fidyeyi ödemek istersek FBI resmi onay vermeyecek. | Open Subtitles | إذا أردنا دفع الفدية لن تقوم المباحث الفيدراليّة بدعمها |
Bu evin içinde küfür etmeyeceksin ve bana bir daha böyle diklenmeyeceksin. | Open Subtitles | لن تقوم باللعن بهذا المنزل مجدداً ولن تتحدث لي بهذه الطريقة أبداً. |
- Bunu yapmaz, yapamaz ki zaten. - Sus, sus. | Open Subtitles | لن تقوم بذلك أو حتى لن تستطيع القيام بذلك اصمت |
Bunu mahkemeye taşırsanız tanıklık etmeyecek. | Open Subtitles | حسنٌ، الآن إذا لجأت إلى المحكمة لن تقوم بالشهادة |
Evet, ama... sen hiçbir şey yapmıyorsun, öyle değil mi? | Open Subtitles | ... أجل، ولكن أنت لن تقوم بأي عمل، أليس كذلك؟ |
Pekala, aptalca bir şey yapmayacaksın, değil mi? | Open Subtitles | حسناً ، لن تقوم بأي عمل غبي ، أليس كذلك ؟ |
- Arkadaşlara bir yudum verebileceğimi düşünmüştüm. - Böyle bir şey yapmayacaksın! | Open Subtitles | فكّرت فقط فى اعطاء الرجال بعض الشراب لن تقوم بهذا |
- Bunu bir daha yapmayacaksın. - Yalnızca istemiyorsam. | Open Subtitles | أنت لن تقوم بذلك مُجدّداً إلاّ إذا أردتُ أنا ذلك |
- Şimdilik kopyalama yapmayacaksın. | Open Subtitles | متحمس للغاية. حسنا، لن تقوم بطباعة أي شيء بعد. |
İkinci bir emre kadar hiçbir ajanıma denetmenlik yapmayacaksın. | Open Subtitles | لن تقوم بمُساعدة أى عميل ميداني حتى إشعار آخر |
Eğer vurmayacaksan, bari kung fu falan yap ta, tekmele şunun kıçını. | Open Subtitles | إذا لن تقوم بضربه بالمسدس، إضربه بالكونغ فو في .مؤخرته أو في شيء آخر |
Eğer vurmayacaksan, bari kung fu falan yap ta, tekmele şunun kıçını. | Open Subtitles | إذا لن تقوم بضربه بالمسدس، إضربه بالكونغ فو في .مؤخرته أو في شيء آخر |
Tatil paramızı ikiye katlamaya çalışmak için aptal bir komplo yapmayacağını söylemiştin. | Open Subtitles | أنت قلت أنك لن تقوم بمحاولة مضاعفة رخوياتنا من خلال مخطط طائش. |
2006'nın sonbaharı idi. Apple'ın neden bir cep telefonu yapmayacağını açıkladım. | TED | كان ذلك في خريف 2006 وضحت لماذا لن تقوم شركة ابل بعمل هاتف نقال |
Ona zarar vermeyecek. | Open Subtitles | لن تقوم بإيذائها |
Caleb, artık söyle ona. Vay be. Yaptığını inkar bile etmeyeceksin. | Open Subtitles | كايلب اخبره فحسب اذاً لن تقوم حتى بإنكار بأنه انت من فعله |
Biyoloji bunu asla yapmaz. | TED | لن تقوم الأسس الحيوية بفعل ذلك على الاطلاق. |
Dur, onu asıl ailesine teslim etmeyecek misin? | Open Subtitles | مهلاً، لن تقوم بتوصيلها لوالديها الفعليين؟ |
Hayır baba, şu Kara Cuma'larından bir tane daha yapmıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أبي, لن تقوم بإحدى أيام الجمعه السوداء؟ |
Tabi siz şırıngayla resim yapmıyorsunuz ancak sonuç olarak aynı işe yarıyor. | TED | أنت لن تقوم بالطلاء في الحقن، ولكنه يعمل بنفس الطريقة. |