Nansen Uluslararası Mülteciler Ofisi, bu uygulanabilir stratejiyi tanımasıyla Nobel Barış Ödülü'nü aldı. | TED | والمكتب الدولي للاجئين حصل على جائزة نوبل للسلام تقديراً لهذ الاسترتيجية القابلة للتطبيق. |
Ve bu bunun için getirdiğiniz bir çeşit değişikliktir. | TED | وهذا هو نوع التغيير الذي يمكنك الحصول عليه لهذ الغرض |
Çünkü bu ürünle ilgili olarak enerjinin bir sorun teşkil ettiği belli. | TED | لان الطاقة مشكلة كبيرة بالنسبة لهذ المنتج |
bu hafta da geç saatlere kadar çalışmayı düşünüyor musun? | Open Subtitles | لذا تخططين لفعل هذا مرةً ثانية لهذ الأسبوع؟ |
Yani, sanırım hiçbirimiz ünlü olmak için bu işe girmedik, ha? | Open Subtitles | لذا ، أعتقد أن أحدا منا لم ينضم لهذ العمل للحصول على الشهرة ، أليس كذلك؟ |
Sanırım bu yüzden şanslıyım. | Open Subtitles | اعتقد لهذ انا احب الغريبين 158 00: 06: 37,993 |
bu yere ne oldu kesme blok olmak? | Open Subtitles | ماذا حدث لهذ المكان الذي كان في خطة الشقق السكنية؟ |
bu yüzden yeteneğimi kullanmayı bırakmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | لهذ السبب أضطررت التوقف عن إستخدام موهبتي. |
bu pozisyona ilk baktığınızda belki de fil için güvenli bir yer olmadığını düşünürsünüz. | Open Subtitles | عندما تنظر للوهلة الاولى لهذ الموقف ربما كنت تعتقد أنه لا يوجد أي ملاذ آمن للفيل |
Ya da belki bu balıkçıları balık bağırsaklarıyla baş başa bırakır daha farklı, daha büyük bir hedefe yöneliriz. | Open Subtitles | او ربما نترك لهذ الصيادين اسماكهم و نذهب لهدف مختلف، هدف اكبر |
bu salı alıp bu adadan tam da bu yüzden gitmeliyiz. | Open Subtitles | لهذ السبب يجب ان نركب القارب ونرحل عن هذه الجزيرة |
bu evde içecek ne var? Adama içecek bir şeyler ikram et. | Open Subtitles | لم لاتقدمين لهذ الرجل بعض المرطبات؟ |
Bazılarınızın yoğun programının, aslında yoğun olmadığını düşünerek bu mükemmel toplantıyı hazırladığınız için teşekkür ederim. | Open Subtitles | ...رغم أن البعض ليس مشغولا ...بجدولكم المليء بالمشاغل عن الحضور لهذ الجمع الرائع |
bu sopalara çok dikkat et. Çünkü antikadır. | Open Subtitles | انتبة لهذ المضارب انها عتيقة الطراز. |
Onların yardımı olmadan asla bu kadarını yapamazdım. | Open Subtitles | أنا ما كنت أبدأ أصل لهذ المكان بدونهم |
bu haftaki futbol karşılaşmasının atıştırma sorumlusu benim. | Open Subtitles | لهذ يجب ان أتوقف في مخازن البقاله |
Hiç hoşlanmazdım. bu yüzden bir özel hayatım yok. | Open Subtitles | سأكره ذلك لهذ ليس لدي حياة شخصية |
bu yüzden aileme söz vermekte hiçbir sorun görmedim. | Open Subtitles | لهذ لم يكن لديّ مشكلة لأعدهم بذلك |
Tanrı'nın lanetlediği bu ada için asla İtalya'yı terk etmemeliydim! | Open Subtitles | ما كان يجب ان اترك "ايطاليا" لهذ الجزيرة المنبوذة |
bu yüzden hep yorgundular, ve aç, ve fakirdiler. | Open Subtitles | لهذ هم دائما متعبين و جياع و فقراء |