ويكيبيديا

    "لهم أن" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • onlara
        
    • Onların
        
    • onlar
        
    • olduğunu söyle
        
    onlara genç bir Yahudi'nin ekonomi hakkında sapıkça konuştuğunu söyle. Open Subtitles نقول لهم أن يهودياً صغيراً يتحدث بشكل سيء ضد الاقتصاد.
    Mekanizmaların gelişmesi onlara titreşimleri anlama ve ışığı algılama yeteneği verdi. Open Subtitles تطورت الآليّات للسماح لهم أن يفكّوا شفرة اهتزازات و كشف الضوء.
    Onların bunun gibi küçük bir limana yanaşması oldukça şaşırtıcı. Open Subtitles إنه من المفاجئ لهم أن يأتوا إلى ميناء صغير كهذا.
    Ve sonra bu sinekleri alıp Onların seçim yapmalarını sağladık. TED وعندها نأخذ هذه الذبابات ونسمح لهم أن يصنعوا إختيارات .
    onlar için risk almak kolaydı tabii nasıl olsa sonuçlarından etkilenmeyeceklerdi! Open Subtitles لقد كان سهل لهم أن يجازفوا لأنهم لن يعانوا من النتائج
    Unutmayın onlar ingilizce çalışmıyorlar. TED تذكروا، لم يسبق لهم أن درسوا اللغة الإنجليزية.
    Ama onlara bir vergi avukatı olarak uzmanlık alanının, radarda gözükürken, sistemdeki gerekli açıkları oluşturmak olduğunu söyle. Open Subtitles ولكن قل لهم أن تخصصك كمحام للضرائب، هو خلق الثغرات أثناء ظهورها تحت الرادار.
    onlara, Empirical ile temasa geçip kitabı yayınlamamızı istemelerini söyleyeceğim. Open Subtitles سأقول لهم أن يتواصلوا مع الصحافة التجريبية ويطالبون بنشر الكتاب
    "Tamam. Küçük. Buzdaki ateş. onlara beni öldürmemelerini söyle. TED 'حسناً، صغير. نار على ثلج. قل لهم أن لا يقتلوني.'
    Çoğu insan da onlara soldakinin Hitler, sağdakinin Martin Luther King olduğunu söylediğimde kararlarını değiştiriyor. TED ومعظم الناس يغيّرون اختيارهم عندما أقول لهم أن الذي على اليسار هو لهتلر والذي على اليمين هو لمارتن لوثر كينغ.
    Al Jazeera, dinleri adına söylenen ve yapılan şeyleri getirip gösterdi onlara. Usame Bin Ladin'in ve El-Kaide'nin iki yüzlülüğünü gösterdi ve onlara gerekli bilgileri verdi ve kendi sonuçlarına ulaşmalarına imkan tanıdı. TED الجزيرة أحضرت المعلومة إليهم، أرتهم بأم أعينهم ما الذي يقال و يفعل باسم دينهم فضحت رياء أسامة بن لادن و القاعدة و سمحت لهم، أعطتهم المعلومة التي سمحت لهم أن يصنعوا استنتاجاتهم الخاصة
    Fakat onlara başarının, köyü terk edip simgesel Amerikan Rüyası sembolünü ve beyaz bahçe çitini takip etmek olduğu söylendi. TED ولكن قيل لهم أن النجاح يعني ترك القرية وراءهم وملاحقة الرمز الابداعي للحُلم الأمريكي. السياج الخشبي الأبيض.
    Bir binanın şeklinin, işlevlerini yansıtması gerektiğini onlara söyledim. Open Subtitles قلت لهم أن شكل المبنى لابد أن يتسق مع الغرض من بناءه
    - Bana çalışan bir İspanyol. Bir casus ve onun sayesinde Onların kararlarına etki edebiliyoruz. Open Subtitles إسباني، جاسوس لي، وسيقول لهم أن الأمر عما قريب
    Hayır, yapmamalısın. Ayrıca Onların senin üzerine yürümelerine de izin vermemelisin. Open Subtitles لا, لا يتوجب عليك ذلك لا يجب أن تسمح لهم أن يفعلوا بك ذلك
    Onların aleyhine olan kanıtı senin çaldığını söyledim. Open Subtitles قلت لهم أن كنت واحدة سرق من الأدلة ضدهم.
    En nihayetinde çocuklarım var. Onların babasız büyümelerini istemiyorum. Open Subtitles لدي أولاد ،لا أريد لهم أن يعيشو يتيمي الاب
    Onların hayatlarından endişe etmeden etrafta gezebilmelerini istiyorum. Open Subtitles و أود لهم أن يكون قادرين على التجول في الانحاء بدون خَوْف على حياتِهم.
    onlar için çalışmamı teklif ettiler... ama ilerlememi reddettiler, ben de cehenneme gidin dedim onlara. Open Subtitles .. سألونيإن كنتاريدالعمللهُم. لكنهم رفضوا إعطائي المال مُقدماً لذلك قلت لهم أن يذهبوا إلى الجحيم.
    onlar batılılaşmış, onlar için Hintli kızlarla evlenmek mi? Open Subtitles . لقد أصبحوا غربيون كيف لهم أن يتزوجوا من فتيات هنديات؟
    Ama çünkü cadı whitelighter kuralı şey, onlar doğumda bana vazgeçmek zorunda kaldı. Open Subtitles لكن بسبب قاعدة الساحرة و المرشد الأبيض كان لابد لهم أن يتركوني عند الولادة
    Sonra beyaz atına atla, nakdi olan bir alıcı olduğunu söyle. Open Subtitles حتى تركب على حصان أبيض بك ونقول لهم أن لديك مشتر مهتم نقدا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد