Bütün bu ıstırabını durdurmanın tek bir yolu var. | Open Subtitles | هناك طريقة واحدة لوقف كل ذلك الألم الذي تشعر به |
Bunu durdurmanın tek yolu aleti gezegene geri yollamak. | Open Subtitles | السبيل الوحيد لوقف هذا هو أخذ الجهاز والعودة مرة أخرى إلى الكوكب |
idi. Bu hareket kesinlikle çevresel yıkımı durdurmaya karşı politik yeteneğimizin bir testiydi. | TED | لقد كانت في النهاية امتحاناً لإمكانياتنا السياسية لوقف التدهور البيئي. |
Şu da ilginçtir ki, askeri alanda geldiğimizi sandığımız bu üstün noktaya rağmen iş Ruanda'da, Darfur'da, Myanmar'da ki soykırımlara müdahale etmeye, durdurmaya geldiğinde ordumuz aciz kalmştır. | TED | وفي الوقت نفسه، كانت كل قوى النيران عاجزة لدينا عندما جاء لوقف أو حتى الناشئة المذبحة في رواندا ودارفور وميانمار. |
Salgını önlemek ve izlemek için yakalanmayanları bilgilendirmek korumak ve aşılamak için işbirliği içinde özverili bir çaba gösterilir. | TED | هذا جهد جماعي يتَّسِمُ بالإيثار لوقف الإنتشار من الأساس وإبلاغ أي شخص غير مصاب بكيفية حماية أو تحصين أنفسهم. |
Bildirgesi, devletler arası, devletler arasındaki çatışmaları engellemek üzerine tasarlanmış. | TED | وقد اسست في الاساس لوقف النزاعات بين الدول وضمن الدول |
Kızağı durdurmanın tek yolu ayaklarını kullanmak. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لوقف تشغيل الزحافات هي مع قدميك. |
Ve eğer onları durdurmanın bir yolunu bulamazsak sadece bu ülke yok olmakla kalmayacak, bildiğimiz yaşam da son bulacak. | Open Subtitles | وإذا كان علينا أن نجد طريقة لوقف كل هذا، ليس فقط تدمير هذا البلد، ولكن الحياة نهاية كما نعرفها. |
Hissetme, çünkü bazen kötü insanları durdurmanın tek yolu budur. | Open Subtitles | لا تشعري، لأنه في بعض الأحيان تكون هذه الطريقة الوحيدة لوقف الأشرار |
Hayatımın geri kalanını... diğer ruh hastası katilleri durdurmaya adadım. | Open Subtitles | ونذرت أن أكرس حياتى سرا لوقف السفاحين الآخرين |
Nükleer atıkların otobanlardan naklini durdurmaya çalışan bir grup olduklarını söylemişler. | Open Subtitles | . قالوا بأنهم مجموعة تسعى لوقف نقل النفايات النووية على الطرق السريعة |
Çünkü seni sadece ben durdurmaya çalışmıyorum. | Open Subtitles | لأنه لن يكون مجرد لي الذي يجري لوقف لكم. |
Seslerinin değişmesini önlemek için, bu şarkıcılar seslerini kalınlaştıracak hormonal süreçleri durdurmak amacıyla ergenlik dönemlerinden önce hadım edilirler. | TED | لمنع أصواتهم من التدهور، هؤلاء المطربين تمت تخصيتهم قبل مرحلة البلوغ، لوقف العمليات الهرمونية التي من شأنها تعميق أصواتهم. |
Geçtiğimiz yüzyılda, Naziler, üstün ırk teorisini öne sürdüler, fakirlerin üremelerini engellemek için. | Open Subtitles | في القرن الماضي , استخدم النازيون نظرية تحسين النسل لوقف الفقراء من التكاثر. |
Bu salgını durdurmayı her şeyden daha çok istediğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّك تحفلين لوقف هذا الوباء أكثر من أيّ شيء |
Acilen savcıyı ara. Duruşmayı durdurmalıyız. | Open Subtitles | استدعاء المدعي العام على الفور لدينا لوقف المحاكمة |
Çıkmayacak. İşte bu yüzden çok geç olmadan döngüyü durdurmam lazım. | Open Subtitles | رقم هذا هو السبب الذي لدي لوقف دورة قبل فوات الأوان. |
Vahabiler Suudi krallığına petrol üretimini durdurması için baskı yaptı. | Open Subtitles | ضغط المسلمون الوهابيون على الحكم الملكي السعودي لوقف ضخ النفط |
Kitt, jipi zarar vermeden durdurmamız gerek. | Open Subtitles | كيت ، نحن بحاجة لوقف السيارة ذات الدفع الرباعي دون تدميرها |
Ne olduğunu anlayana kadar olayları durdurmalısın. | Open Subtitles | انت بحاجة لوقف تسليم المال حتى نعرف ما الذى يحدث هنا |
İnsanlar kamyonu durdurmak için para, köpek maması bağışlamış ve gönüllü hizmet önermişlerdi. | TED | كان الناس يتبرعون بالمال والمواد الغذائية للكلاب ويقدمون أعمالا طوعية لوقف تلك الشاحنة. |
Ve bu mahkeme, bu insafsız adaletsizliğe bir son vermek için yürütmeyi durdurma kararı almalı. | Open Subtitles | على هذه المحكمة ان تصدر مذكرة بالتقييد المؤقت لوقف هذا التقليد الشنيع للعدالة |
Hayır, seni buraya benim dünyamı çoktan ele geçirmiş şeytani bir deli adamı durdurmama yardım etmen için özellikle çağırdım. | Open Subtitles | لا ريك مارشال ، استدعيتك هنا على وجه التحديد مساعدتي لوقف شر جنون الرجل الذي احتل عالمي |
Musa'yı ara,Arınmayı durdurmasını söyle. | Open Subtitles | دعوة موسى، أقول له لوقف التطهير. |
Eğer testi durdurmak için iyi bir kanıt bulursan durduracağım. | Open Subtitles | لو كنت تستطيعين تقديم سبب وجيه لوقف التجارب ، سوف أفعل |