ويكيبيديا

    "ليترك" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bırakacak
        
    • bırakıp
        
    • bırakmak
        
    • bırakmaz
        
    • bırakmazdı
        
    • izin vermeyecekti
        
    Her zaman burayı kimin bırakacak kadar aptal olduğunu düşünmüştüm. Open Subtitles ولكنى أتساءل من السخيف بما فيه الكفاية ليترك هذا هنا
    en azından silahını evde bırakacak kadar akıllıymış. Open Subtitles على الأقل هو ذكي بما يكفي ليترك مسدسه بالمنزل
    Geçmişinin ağırlığıyla yaşıyor... kendini bırakıp o dehşetle yüzleşmekten korkuyor. Open Subtitles خائف جداً ليترك الأمر يذهب ما واجه رُعبه أبدآ
    Ailesi onun öldüğünü öğrendiğinde kuzenlerinden birkaçı gelip bir hatıra bırakmak istemişler. Open Subtitles وعندما اكتشفت عائلته بأنه قد قضى نحبه أتى بعض أقاربه ليترك علامة.
    Makul bir insan vücudunu o şekilde bırakmaz. Ne şekilde? Open Subtitles ما من مصمّم عاقل كان ليترك الجسم على ماهو عليه.
    Hayır, o tam bir pisliktir. Bana asla arabasını bırakmazdı. Open Subtitles لا ، إنه أحمق بشكل كُلي ما كان ليترك لي سيارته
    Diğer taraftan ben, bana sağlık kliniğini bırakacak bir başka ölü ebeveyn bulmalıyım. Open Subtitles اخرى ناحية من أنا, سري أب أجد أن علي ميت آخر لي ليترك الطبية ممارسته
    Demek, o buradaydı ve bize ipucu bırakacak kadar ayık kafadaydı. Open Subtitles حسنا اذن لقد كان هنا و واع بشكل كاف ليترك لنا دليلا
    Bak, bu işin arkasında kim varsa çıkmak için kullanabileceğimiz bir şey bırakacak kadar salak değildir. Open Subtitles من خلف هذا ليس غبياً ليترك شيئاً نستعمله للتحرر
    Böyle bir iz bırakacak kadar küçük at görmedim. Open Subtitles لم ارى حصان كبير كفايه، ليترك اثر كهذا
    Çalınmış botların izini bırakacak kadar aptal ama onları önceden çalacak kadar akıllı mı? Open Subtitles - ماذا تقولى؟ غبى ليترك آثار أقدامه لكنه ذكى ليسرق الحذاء
    Ama sadece timsah, suyun güvenli ortamını bırakıp aslan'ın mekanında karşısına çıkmaya cesaret edebilir. Open Subtitles لكن التمساح جريء بما فيه الكفاية ليترك أمان الماء ويقابل الأسد على ارض موطنه
    Bir köylü için evini, ekinini bırakıp orak yerine kılıç kuşanarak top patlamasının içinde emir altında olmaya yeterli sebep mi? Open Subtitles هل هذا سبب كافي ليقوم فلاح بأستبدال منجله بسيف ليترك منزله ومحاصيله
    Sence ataların, mum yakıp, matemlerine katılım bekleyen bir avuç histerik yüzünden, her şeylerini bırakıp Londra'ya giderler miydi? Open Subtitles أتظنين بأن أيٍ من أسلافك كان ليترك كل شيء... ويسافر إلى لندن لأن بعض الهرعى... يحملون الشموع وبحاجة إلى تخفيف أحزانهم؟
    Şunu idrak ettim: bu gezegende bir iz bırakmak için hepimizin fırsatı oluyor. Open Subtitles أدركت أن كلاً منا الوقت ليترك بصمته على هذا الكوكب
    Yolun ortasında bir atı bırakmak ne aptallık! Open Subtitles ياله من أحمق ليترك حصاناً فى وسط الطريق
    Bana bir not bırakmak için, bir tezgahtarı mı öldürdü ? Open Subtitles و قتل كاتب مبيعات فقط ليترك لى ملاحظة ؟
    Araştırmasını bırakmaz. Open Subtitles لم يكن ليترك مشروعه
    Hayır. Adam çok akıllı, bırakmaz. Bir sürü görgü tanığının önünde öldürüyor. Open Subtitles كلاّ، إنّه ذكيٌّ جداً ليترك دليلاً إنّ( ميلز)يقتلُأمامَعشراتِالشهود.
    Hollings asla orda bir harita bırakmazdı. Open Subtitles ما كان هولينغز ليترك خريطة هناك
    Chesapeake Matadoru, organları geride bırakmazdı. Open Subtitles سفاح "شيسابيك" لم يكن ليترك الأعضاء بمسرح الجريمة
    Ama o hikayenin son bulmasına izin vermeyecekti. Open Subtitles ولكنه لم يكن ليترك الأمر فحسب

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد