| Bu henüz bir oyun değil ama gerçekten olmalı. | TED | هذه ليست لعبة بعد ، لكن يجب أن تكون كذلك |
| Hayır, oyun değil. Bana yardım etmen gerek. | Open Subtitles | لا، هي ليست لعبة أنا أريدكِ أن تتعاوني معي |
| Fantezi değil bu. oyun değil, ucubeler! | Open Subtitles | حسناً , هذه ليست خرافة ليست لعبة يا غرباء الأطوار |
| Bu benim için oyuncak değil! Bu oyun saati değil! | Open Subtitles | أنا أريد ان أصبح طبيب وهذه ليست لعبة بالنسبة لي |
| Harika bir gösteri yaptığınızı sanıyorsunuz ama bu bir oyuncak değil. | Open Subtitles | متأكد من انكم تعتقدون هذا عرضاً ممتع لكن هذه ليست لعبة |
| - Sana söyledim, bilgisayar oyunu değil bu! | Open Subtitles | لقد قلت لك . إنها ليست لعبة فيديو إذا ماذا هي ؟ |
| Bu, bir oyun değil. Hayatlarımızdan bahsediyoruz. | Open Subtitles | أنها ليست لعبة.أنها حياتنا التي نتحدث بشأنها |
| Bu, bir oyun değil. Birini öldürmeye hazır ol. | Open Subtitles | الآن، كايت ، هذه ليست لعبة هل أنت جاهزة لقتل شخص ؟ |
| İspanyolca niño, İspanyolca. Bu da bir oyun değil. | Open Subtitles | بالإسبانية يا نينو بالإسبانية وهذه ليست لعبة |
| Arabada bir cesetle beraber buldunuz. Bu bir oyun değil. | Open Subtitles | وجدتموها في سيارة قرب جثّة، هذه ليست لعبة. |
| Dikkat et. Oynamak isteyeceğin bir oyun değil. | Open Subtitles | كن حريصا في هذا، هذه ليست لعبة تريد لعبها. |
| Evet, bu evde oynanabilen bir oyun değil. | Open Subtitles | من الواضح أنها ليست لعبة تلعب بداخل المنزل |
| - Bu oyun değil. Bir kapışma. - Piste çıkıp dans ediyorsun. | Open Subtitles | انها ليست لعبة ، انها معركة فقط قم ببعض الحركات |
| oyun değil bu, arkadaşını gebertirim | Open Subtitles | أوقفي السيارة حالاً هذه ليست لعبة سوف أقتل صديقتيكِ |
| Ama bu bir oyun değil, canım. Bunlar bazı ciddi karışık şeyler. | Open Subtitles | وعندما تريدين الفوز في اللعبة، لكن هذه ليست لعبة يا عزيزتي، هذه مسألة جادة وفوضوية |
| Kelvin! Sana önceden de söylemiştim. Bu oyuncak değil. | Open Subtitles | كيلفين حذرتك ألا تلعب بها إنها ليست لعبة |
| Bu oyuncak değil. Sanat eseri bir oyun konsolu. | Open Subtitles | انها ليست لعبة انها افضل لعبة على الاطلاق |
| O oyuncak değil, benim için anlamı var. | Open Subtitles | تلك ليست لعبة إنها تعني شيئاً ما لي |
| Bizim yaptığımız iş video oyunu değil. Bir atışta hedefi vurmak lazım. | Open Subtitles | إنها ليست لعبة فيديوا إنها طلقة وحدة وميت واحد |
| İşin yoksa ve aileni geçindirmek zorundaysan, oyun değildir. | Open Subtitles | إنها ليست لعبة إذا كنت خارج العمل وتحاول أن تطعم عائلة |
| Bu, oyun falan değil, Ekselânsları. Birisi geliyor. Bence sizi öldürmeye niyetli. | Open Subtitles | هذه ليست لعبة يا صاحب الجلالة يوجد شخص قادم و أعتقد أنه يريد قتلك |
| - Oyun oynamıyoruz, Logan. - Dalga geçme. | Open Subtitles | انها ليست لعبة يا لوجان حسنا, لقد خدعتيني اذن |
| - Satranç da bir masa oyunu değildir. On yedinci yüzyıldan beri deha ve stratejinin üstün bir sınavıdır. | Open Subtitles | الشطرنج ليست لعبة لوحة، بل إنّها الإختبار النهائي للذكاء والإستراتيجيّة منذ القرن السابع. |
| Ve sana oyun olmadığını söylüyorum. Sayılır ve kendi evimde böyle saçmalıklara... - ...izin vermem! | Open Subtitles | إنها ليست لعبة , يجب أن تتعلمى وأنا لا أساند ذلك النوع فى بيتى |
| Bud, silahlar oyuncak değildir. | Open Subtitles | ،بد)، المسدسات ليست لعبة) إنها أسلحة قاتلة |