ويكيبيديا

    "ليس بالضرورة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Şart değil
        
    • Gerek yok
        
    • Pek sayılmaz
        
    • Gerekli değil
        
    • Olmasa da
        
    • Aslında hayır
        
    • olması gerekmez
        
    • olmak zorunda değil
        
    • tam olarak değil
        
    • Pek değil
        
    • Kesin değil
        
    • olması şart değil
        
    • ille de
        
    • değildir
        
    • her zaman
        
    Dolayısıyla ihtiyacımız olan şeyin illa internetin performansına sahip olması Şart değil. Fakat bir polis şubesi itfaiye şubesine internet olmadan da ulaşabilmeli veya hastaneler de akaryakıt ısmarlayabilmeli. TED ما نحتاج إليه شيء ليس بالضرورة أن نمتلك أداء الإنترنت, ولكن أن يكون قسم الشرطة قادرا على استدعاء قسم الإطفاء من دون الإنترنت، أو المستشفيات التي تطلب زيت الوقود.
    Soru sorman Şart değil, konuşmak isterler mi öğrenmek için. TED ليس بالضرورة السؤال ، لكن لأري إذا كانوا يريدوا التحدث ؟
    Ve nasıl olduğunu biliyorsunuz, bunun için engelli olmanıza Gerek yok. TED و كلكم تعرفون ذلك، ليس بالضرورة أن تكون معاقا لتعلم ذلك.
    Bu hikayelerin birbirleriyle uyum içinde olmasına Gerek yok. TED الآن ليس بالضرورة أن تتفق هذه القصص معا.
    Pek sayılmaz. Open Subtitles حسنا، ليس بالضرورة.
    sonuçların olmasını istediğiniz Gerekli değil, ama olmaları gerektiği şekilde olacaklar, ve sadece siz onu yapıp yapamayacağınız bileceksiniz. TED ليس بالضرورة كما تشتهيها أن تكون، لكنها ستكون تقريباً كما ينبغي أن تكون، وأنت ستعرف فقط سواء يمكنك فعل ذلك.
    Öyle olması Şart değil, isterseniz, Türkçe de olur. Open Subtitles ليس بالضرورة يمكن أن تكون بالتركية لو أردت ذلك حقاً
    Şart değil. Şart değil. Open Subtitles ليس بالضرورة يا سيدي, ربما أنت على علم بشأن برنامج الشرطي الآلي
    Bir çok kadınla birlikte olan biri olması Şart değil. Open Subtitles ليس بالضرورة أن يكون شخصاً محبوباً لدى النساء.
    Daha aylarım var, o yüzden hemen yarın gelip kontrol etmene Gerek yok. Open Subtitles سيستمر هذا طويلا ، لذا ليس بالضرورة أن تطمئنى علي غدا
    Gerek yok. Parti Planlama Komitesi herşeyi organize ediyor. Open Subtitles ليس بالضرورة لجنة تنظيم الحفلات تتولى الأمر
    Pek sayılmaz, majesteleri. Open Subtitles ليس بالضرورة يا سيدي
    Pek sayılmaz. Anneler bir şeyleri onarır. Open Subtitles ليس بالضرورة الام تصلح الامور
    Gerekli değil, efendim. Open Subtitles ليس بالضرورة يا سيدي, ربما أنت على علم بشأن برنامج الشرطي الآلي
    Çok çekici Olmasa da, cazibeyi açığa çıkarmak ilgi çekici. TED ليس بالضرورة أن يكون رائعاً لكن كشف ابهاره هو رائع
    Aslında hayır. Open Subtitles أو . ليس بالضرورة.
    Bu sırada olması gerekmez, ama sanırım anladın, değil mi? Open Subtitles ليس بالضرورة بحسب ذلك الترتيب، لكنكِ تفهمين الفكرة، صحيح؟
    Bu iki amaç her zaman birbirine zıt olmak zorunda değil ama böyle bir olasılık var. TED وهذه الأهداف ليس بالضرورة على النقيض، لكنها على خلاف.
    tam olarak değil. Bart ve Impulse, Jay ve Joan Garrick ile Central Şehrinde kalıyor. Open Subtitles ليس بالضرورة , بارت , الأندفاع , سيبقة مع جاي وجوان غاريك في المدينة المركزية
    Silahımı aldın! Senin sözüne karşılık benim sözüm. Pek değil. Open Subtitles . لقد أخذت مسدسي لقد كانت كلمتك ضد كلمتي ليس بالضرورة
    Kesin değil. Ve bak, haklılar. Open Subtitles حسناً ، لكن ليس بالضرورة و ، فكروا ، كما تعلمون ، هم محقون
    Eğer insan gibiyse, ne istediği ille de verilmesi anlamına gelmez. Open Subtitles اذا هو مثل الإنسان، مالذي يريده ليس بالضرورة ما هو يجِب أنْ يكون عِنْده
    Ama daha az çeşitliliği olması sağlığımız için iyi demek değildir. TED لكن كونها أقل تنوعا ليس بالضرورة أمرا جيدا لصحتنا.
    Görmeyi bekledigimizi görürüz ve bu her zaman gerçekte olan sey degildir. Open Subtitles نحن نرى ما نتوقع ان نراه ليس بالضرورة, ما هو موجود بالفعل

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد