ويكيبيديا

    "ليس كذلك" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • değil
        
    • değildi
        
    • değilim
        
    • değilmiş
        
    • olmadığını
        
    • degil
        
    • değildir
        
    Bu durumda değil, çünkü bu çevresel olarak çok sağlam bir teknoloji ürünü. TED حسناً في هذه الحالة هو ليس كذلك لانها تكنولوجيا بيئية نظيفة مفيدة جداً
    Bu sizin için ilgi çekici olsa bile, benim yaşımda değil. Open Subtitles حتى لو كان مثيرا للاهتمام لك فهو ليس كذلك في عمري
    Bu doğru değil. Sen onu gerçeğe dönüştürüyorsun. Ama doğru değil. Open Subtitles لا، ذلك غير صحيح أنت تجعل ذلك صحيحًا، لكنه ليس كذلك
    Hayır, hiçbir şey yapmadın. Bu-- senin ile alakalı değil. Gerçekten değil. Open Subtitles لا, لم تفعلي شيئاً, إنه حقاً ليس بشأنكِ, إنه حقاً ليس كذلك.
    Federal değil, sizlerden hızlı silah çeken sessiz bir çocuk. Open Subtitles ليس كذلك , إنه مجرد فتى هادىء سيقتلكم جميعا ً
    Ama ölmediler. Arkadaşların hala hayatta, benim küçük oğlum değil ama. Open Subtitles لكنهم لم يفعلوا, أصدقائك علي قيد الحياة, لكن طفلي ليس كذلك
    -Herkes, Ben'i sevgilin sanıyor, ama değil, o bir doktor, değil mi? Open Subtitles جميعنا نعتقد ان بين هو حبيبك, لكنه ليس كذلك, هو دكتور, صحيح؟
    Hayır hayır, öyle bir şey değil. Ondan aldığınız plastik şey bana gerekiyor. Open Subtitles لا لا الأمر ليس كذلك أنني فقط اريد العلبة البلاستيكية التي أخذتها منه
    Tabii ki de değilsin. Çünkü sence her şey seninle ilgili, değil mi? Open Subtitles بالطبع ليس كذلك ، لأن في رأسك كل شيء عنك ، أليس كذلك؟
    - Onu seviyorum, seviyorum işte. - Bunu aşk sanıyorsun ama değil! Open Subtitles ـ ربما تعتقدي أنه حب, لكنه ليس كذلك ـ لا, أنا احبه.
    Senin için orospu çocuğu olabilir, ama benim için değil. Open Subtitles قد يكون سافلاً بالنسبة لك لكنه ليس كذلك بالنسبة لي
    Keşke bu adam başkalarının söylediklerine kulak veren biri olsaydı, ama değil. Open Subtitles أتمني لو كان ذلك الرجل يهتم بما يقوله الآخرون, ولكنه ليس كذلك
    Distoni büyük bir tıp muamması olsa bile, bu sefer değil. Open Subtitles حتى إن كان التشنج لغز طبي كبير، فإنه ليس كذلك الآن
    Evet, ama tamamen kurallara uygun olmamız gerekiyordu. Bu öyle değil. Open Subtitles أجل، لكن يفترض بنا العمل بطريق قويم تماماً وهذا ليس كذلك
    Ama artık böyle bir yer değil, bu uzun yıllar önceydi. Open Subtitles إنّه ليس كذلك الآن, ولقد كان هذا منذ سنوات وسنوات عديدة.
    Anne, senin tanrı, bir çocuğun hikayesi değil, benim mızrak. Open Subtitles أمي ، إن الآلهة غير حقيقية، بينما رمحي ليس كذلك
    - Tamam. Öyle bir şey değil. Tamamen tükenmiş, şuna bir bak. Open Subtitles حسنا، إنه ليس كذلك أبدا أنظر اليها، لقد تم استنزاف كل طاقتها
    Hayır, hiç de değil. Dediklerini anlıyorum. Seninle aynı fikirde değilim sadece. Open Subtitles لا، الأمر ليس كذلك إننى أفهم ما تقوليه لكننى لا أتفق معك
    Demek istediğim, itfaiye ekipleri, insanların ölmesine alışkındır Amy ama bu şekilde değil. Open Subtitles نعم. أَعْني، رجال إطفاء مُتعودون عَلى رُؤية الناسِ يَمُوتونَ، أيمي، لكن ليس كذلك.
    21 roket fırlatmamız gerekti, bu animasyon bunu çok basitmiş gibi gösteriyor ama değildi. TED لقد تطلب الأمر إطلاق 21 صاروخا وهذا الرسم التوضيحي يظهره على أنه أمر بسيط لكنه ليس كذلك.
    Birisinin eşcinsel olduğunu öğrenirsen ama o değilmiş gibi davranıyorsa bildiğini söyler miydin? Open Subtitles لو اكتشفت أن احداً ما تعرفه كان شاذاً نو الذي كان يدّعي أنه ليس كذلك
    Ölümün hep görkemli bir şey olduğunu düşünürdüm, şimdi ise olmadığını biliyorum. Open Subtitles ظننت دائماً أنّ الموت أمر مُبجّل لكنّني أعرف الآن أنه ليس كذلك
    Bombalanmis bir yer gibi duruyor ama aslinda degil. TED ويبدو كمنظر تفجير, اليس كذلك؟و لكنه ليس كذلك.
    Anlarız ki bu yeni mükemel ev, o kadar da mükemmel değildir. TED وندرك أن المنزل الجديد المثالي ليس كذلك.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد