Eğer dediğin doğruysa ve masumsan, öyleyse korkacak bir şeyin yok demektir. | Open Subtitles | اذا كان ما تقوله حقيقيا اذا انت بريء و ليس لديك ما تخاف منه |
Eğer dediğin doğruysa ve masumsan, öyleyse korkacak bir şeyin yok demektir. | Open Subtitles | اذا كان ما تقوله حقيقيا اذا انت بريء و ليس لديك ما تخاف منه |
Bunun dışında kaçırılma teorinizi destekleyecek pek bir şey yok. | Open Subtitles | ليس لديك ما يؤيد قصة أختطاف زوجتك سوى هذا السوار |
Evet, endişe edecek bir şey yok. | Open Subtitles | نعم، متأكّدة من أنّه ليس لديك ما تقلق عليه |
Coudair haklı. Ona verebilecek hiçbir şeyin yok. Wheaton'ın her şeyi var. | Open Subtitles | كودير علي حق ، ليس لديك ما تمنحه لها ، ويتون لديه كل شيء |
O hâlde kaybedecek hiçbir şeyin yok, tatlım. | Open Subtitles | فإذن ليس لديك ما تخسره الآن يا عزيزي، صحيح؟ |
Ama hiperaktif olduğu sürece endişelenmene gerek yok. | Open Subtitles | ولكن طالما انها مفرطه ليس لديك ما يدعو للقلق. شيء واحد ليس عندها,الهدوء. |
İki türlü de korkacak hiçbir şey yok çünkü seni öldürmeyeceğim. | Open Subtitles | بكل ألأحوال، ليس لديك ما تخشاه لأنني لن أقتلك أنا أحبك! |
Senin için söylemesi kolay. Endişelenecek bir şeyin yok nasılsa. | Open Subtitles | يسهل عليك قول ذلك، ليس لديك ما تقلق بشأنه |
Senin karın, kaybedecek bir şeyin yok, ama biz ofislerimizin sahibini kaybederiz. | Open Subtitles | لا تفكر فى خطه لتستغل المباراة البعيدة كعذر. ليس لديك ما تخسرة سوى زوجتك، لكننا سنخسر مالكة مكاتبنا. |
Gerçekten. Mikrofonun başına geç. Kaybedecek bir şeyin yok. | Open Subtitles | كلا , حقا , تعال لتغني على الميكرفون ليس لديك ما تخسره |
- İşte bunun için. Korkacak bir şeyin yok, o yüzden devam edip işimize bakalım mı? | Open Subtitles | إذًا ليس لديك ما تخشاه، أيمكننا البدء عندئذٍ؟ |
O kadar kutsanmışsın ki, uğruna dövüşecek bir şeyin yok. | Open Subtitles | أنت مباركٌ للغاية .ليس لديك ما تُقاتل لأجله |
Özür dileyeceğin bir şey yok. | Open Subtitles | ليس لديك ما تعتذر عنه كنت أعرف أنك سوف تتخذ القرار الصحيح |
Nasıl yani, ne demek "pek bir şey yok"? | Open Subtitles | ما الذي تعنيه بأنه ليس لديك ما تخبرني به ؟ |
Bunların herhangi biri ile ilgili söyleyeceğin bir şey yok mu? | Open Subtitles | ليس لديك ما تقوله عن أي من ذاك؟ |
Öyleyse, savunman için söyleyecek hiçbir şeyin yok, Zeyna. | Open Subtitles | إذاً ليس لديك ما تقولينه في دفاعك |
Aylar süren deneylere rağmen sunacak hiçbir şeyin yok. | Open Subtitles | بعد أشهر من التجارب ليس لديك ما تريه |
Castle, bir şey ispatlamana gerek yok, ne bana ne de kimseye. | Open Subtitles | كاسل " ليس لديك ما تثبته هنا " لي أو لأحد آخر |
Bu konu hakkında endişelenmene gerek yok. | Open Subtitles | ليس لديك ما يدعو للقلق حول هذا الموضوع. |
İnan bana, endişelenecek hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ـ رقمٌ ممتاز، ثِق بي، ليس لديك ما تقلق حيّاله ـ شكراً لقولكِ ذلك |