ويكيبيديا

    "ليس هناك طريقة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yolu yok
        
    • imkanı yok
        
    • imkan yok
        
    • imkânı yok
        
    • imkansız
        
    • bir yöntem yok
        
    • mümkün değil
        
    • mümkünatı yok
        
    • imkân yok
        
    • ihtimali yok
        
    • bir yolu yoktur
        
    İkna edildim ki bu nesneyi oradan ... onu öldürmeden çıkarmanın yolu yok. Open Subtitles لقد تأكدت انه ليس هناك طريقة اخرى لازالة الجسم من الفتاة دون قتلها
    Bunu söylemenin kolay yolu yok. Bu yüzden doğrudan söyleyeceğim. Open Subtitles ليس هناك طريقة سهلة لقول هذا لذا سآتي به فقط
    Hiç anestezi olmadan tüm geceyi burada aynı dişçi esprilerini dinleyerek geçirmemin imkanı yok. Open Subtitles ليس هناك طريقة ستجعلني أبقى اللية كاملة لأستمع إلى تلك النكت التي تخص أطباء الأسنان من غير التخدير
    "Baksana", onları uyarmaya mı yoksa Debbie'yi bulmaya mı gelmişti bunu bilmeye imkan yok. Open Subtitles ثم عادت لوك إليهم إما لتحذيرهم أو لتعثر على ديبي من أجلي ليس هناك طريقة لنعرف
    Aptal, böyle kazanmamızın imkânı yok. Open Subtitles لا تتسم بالغباء ، ليس هناك طريقة يمكننا كسب هذه الحرب
    Ya da başka birşeyler yapmak isterler. - Dinle, bu imkansız, unut bunu. Open Subtitles أسمع , ليس هناك طريقة لتفعل ذلك هل لديك عائلة أيها العقيد ؟
    Sorun şu ki kişilik bölünmesini kanıtlamanın bilimsel bir yolu yok Open Subtitles المشكلة في تشخيص إنفصام الشخصية أنه ليس هناك طريقة مؤكده لإثباتها
    Bunu yapmanın tek bir yolu yok, şu an geliştirilmekte olan birçok yol var. TED ليس هناك طريقة واحدة لفعل ذلك، ولكن يوجد عدة طرق بدأت تنشأ.
    Bu eski insanları neyin öldürdüğünü bilmenin kesin bir yolu yok ancak kemiklerinin çok tanıdık bir bakteri tarafından enfeksiyon kaptığını biliyoruz. TED ليس هناك طريقة حاسمة لمعرفة ماذا قتل هؤلاء القدامى، لكننا نعلم أن عظامهم مصابة بواسطة بكتيريا مألوفة جداً.
    Başka yolu yok, onu gerçekten anlamak için başka yol yok. TED ليس هناك أي اختصارات أو طرق أخرى ليس هناك طريقة أخرى لتفهمه
    Bana hizmet etmenin daha iyi bir yolu yok. Korkak. Open Subtitles افعل ما أقوله لك ليس هناك طريقة أفضل لخدمتي
    Tamam, iyi, bu gemideki hasarı tamir etmemizin imkanı yok. Open Subtitles رائع . لكن ليس هناك طريقة لعمل رقعة ومضخّة رئيسية في الظلام
    Onlara buradan ulaşmanın imkanı yok. Doğruca Ortaklık'a gidiyorlar. Open Subtitles ليس هناك طريقة لمشاهدتها هنا انها تذهب مباشرة الى الشركة
    Anne, onun, şu otoparkçıların ödediği parayı vermesinin imkanı yok. Open Subtitles ليس هناك طريقة وستعمل ما دفع الشعب موقف للسيارات التي تقدم.
    Çocuğun iki gün içerisinde yetmiş beş bin dolar getirmesine imkan yok. Open Subtitles لا تقلق بشأن هذا. ليس هناك طريقة ممكنة لهذا الطفل لكي يأتي بـ 75 الف دولار
    Hangi otele ait olduğunu bulmanın imkânı yok. Open Subtitles ليس هناك طريقة لمعرفة الفنادق التي جاء منها
    Onları kaleye kadar taşımamız imkansız. Open Subtitles ليس هناك طريقة لحملهم جميعم .على طول الطريق ونعود إلى الحصن
    Bugün, 20 yıl sonra, bu hastalığı kontrol etmek için başka bir yöntem yok. TED اليوم، بعد 20 سنة، ليس هناك طريقة أخرى للتحكم بالمرض
    O kayıp olduğu sürece kaç kişinin hayatının tehlikede olduğunu hesaplamak mümkün değil. Open Subtitles طالما انها في عداد المفقودين ليس هناك طريقة لحساب عدد الاشخاص المعرضين للخطر
    Sanırım kıçıma kum girdi, ama görmemin mümkünatı yok. Open Subtitles أعتقد أن لدي الرمل في مؤخرتي ، ولكن ليس هناك طريقة لمعرفة على وجه اليقين.
    Birincisi: oradan çıkmasına imkân yok. Open Subtitles رقم واحد: ليس هناك طريقة انه هو الحصول على الخروج من هناك.
    Telsiz kısa mesafede çalışıyor, ama sinyalin bu kadar katı naqahdah'dan geçme ihtimali yok. Open Subtitles لكن ليس هناك طريقة للإشارة لتسطيع إختراق الناكوداة الصلبة
    Ama soğuk ve zalim gerçeklikle yüzleşene kadar bunu bilmenin bir yolu yoktur aslında. Open Subtitles لكن ليس هناك طريقة حقيقية لمعرفة ذلك حتى تواجه الأمر واقعيًا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد