Sonra da öldürüldüğü gece, kuyumcunun midesinden üç altın sikke çıktığını öğrendim. | Open Subtitles | عندها عرفت بوجود ثلاث عملات مكتشفة في بطن الصائغ في ليلة مقتله |
Hayır, hayır, Jack öldürüldüğü gece ben şehirde bile değildim. | Open Subtitles | لالا , انا حتي لم اكن في المدينه ليلة مقتله. |
Hammond'un öldürüldüğü gece, Leslie ona bungalova gelmesini isteyen bir mektup yazmış görünüyor. | Open Subtitles | يبدو ان ليزلى قد كتبت خطابا لهاموند تطلب منه ان يأتى الى الكوخ فى ليلة مقتله |
öldüğü gece kamera kayıtlarını izliyormuş. | Open Subtitles | لقد كان يشاهد أقراص مراقبة رقمية ليلة مقتله |
Komşuların dediğine göre kız, Conner'ın öldüğü gece ortadan kaybolmuş. | Open Subtitles | طبقاً لما قاله الجيران، لقد اختفت الفتاة ليلة مقتله. |
öldüğü gece Maya'yı Garret ile polis arabasında görmüş. | Open Subtitles | رأى مايا تدخل في سيارة للشرطة مع غاريت ليلة مقتله لها. |
öldürüldüğü gece kapanan kameraların olduğu bölgenin tam ortasındaydı. | Open Subtitles | كان في منتصف انقطاع بالكاميرات مسافة ميل ليلة مقتله |
Raporlarda nişanlınızın öldürüldüğü gece bekarlığa veda partisi nedeniyle bardan bara gezdiği yazılı. | Open Subtitles | التقرير قال ان خطيبك كان ينتقل من حانة الى اخرى بمناسبة حفلة عزوبيته في ليلة مقتله |
öldürüldüğü gece steroit kullanan sarışın bir adamla görüşmüş. | Open Subtitles | لقد إتّصل مع رجل أشقر الشعر يعمل بالمنشطات ليلة مقتله |
Onun öldürüldüğü gece buarya gelme sebebiniz içinizin el vermemesi mi? | Open Subtitles | لديكَ عذر للعودة إلى هنا ليلة مقتله لأنّه كان لديكَ تغيّر في الشعور؟ |
Hayır, söyleyebileceğim tek şey Dante'nin öldürüldüğü gece, ayakkabılarının orada olduğudur. | Open Subtitles | كلا ربما أقدر على استنتاج القول بأن حذائه كان هناك ليلة مقتله |
öldürüldüğü gece, bir randevuya çıkar gibi giyinmiş. | Open Subtitles | في ليلة مقتله و ارتدى ملابس انيقة و كأنه ذاهب الى موعد |
Renee dedi ki, Lucky öldürüldüğü gece ona yol vermiş. | Open Subtitles | رينيه قالت أن لاكي أرسلها بعيدا ليلة مقتله |
Seth'in öldürüldüğü gece bir flaş belleği götürmeye gidiyordu. | Open Subtitles | ليلة مقتله كان ذاهب لتوصيل وحدة تخزين فلاش |
Yani öldüğü gece orada ne yaptığını belirlemede pek yardımcı olmuyor. | Open Subtitles | لذلك لا يساعدنا كثيرا في تحديد ما كان يقوم به في ليلة مقتله |
öldüğü gece birisinin onu takip ettiğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | نظن بان احدهم كان يلاحقة في ليلة مقتله. |
Jessica, baban öldüğü gece bu kaydı izliyormuş. | Open Subtitles | يا (جسيكا) , لقد كان والدكِ يشاهد هذا الفيديو ليلة مقتله |
Bu da öldüğü gece izlediği şey. | Open Subtitles | هذا ما كان يشاهده ليلة مقتله |
Bridget'in Zack'e, öldüğü gece bombaladığı mesajlara bakın. | Open Subtitles | أنظروا إلى الرسائل النصيّة التي أرسلتها (بريدجيت) لـ(زاك) في ليلة مقتله |
öldüğü gece... | Open Subtitles | و في ليلة مقتله |
Bu resim babanın çatı dairesinin karşısındaki bankanın güvenlik kamerasıyla cinayet gecesi çekilmiş. | Open Subtitles | هذه الصورة تم إلتقاطها بواسطه كاميرات المراقبه الخاصة بالبنك المقابل لشقة والدكِ ليلة مقتله |