- Oh, adamım, bugün senin için çok güzel olacak. -Evet | Open Subtitles | ـ يا رجل، اليوم سَيصْبَحُ يوماً جيّداً جداً لَك ـ نعم |
Andrew'ı gruba getireceğim. Umarım bu senin için sorun olmaz. | Open Subtitles | سأُحضرُ آندرو إلى المَجموعَة آمَلُ ألا يُشَكِّلَ ذلكَ مُشكلةً لَك |
"Sınırın ötesinde senin için hayatını verecek bir adam olduğunu unutma" | Open Subtitles | فقط نَصلّي من أجلهم هناك رجل عبر الحدودِ سَيَعطي حياتَه لَك |
Evet, ama yapmayacaksın çünkü sana doğruyu söyleyen tek kişi benim. | Open Subtitles | نعم، لكنكَ لَن تَفعَلَ ذلك لأني الوَحيد الذي يَقولُ الحَقيقَة لَك |
Belki sana bir yatak yapabiliriz. Tabii Bayan Veigh buna aldırmazsa. | Open Subtitles | نحن يُمْكِنُ أَنْ نضع سرير لَك إذا الآنسةِ فيجان لا تمانع |
Pasaport Kontrolde Size bir mesaj var. | Open Subtitles | سّيد فرانكس. هناك رسالة لَك في وحدة تحكم جوازات السفر. |
Gelin, galiba paskalya tavşanı sizin için mutfağa bir şey bırakmış. | Open Subtitles | مرحباً. أعتقد أرنب عيدَ الفصح الشيء اليسار لَك الأطفال في المطبخِ. |
"Sınırın ötesinde senin için hayatını verecek bir adam olduğunu unutma" | Open Subtitles | فقط نَصلّي من أجلهم هناك رجل عبر الحدودِ سَيَعطي حياتَه لَك |
Bu arada, telefon hattında şüpheli hareketlilikler olmuş, senin için çaresine baktık. | Open Subtitles | أوه، بالمناسبة، لاحظنا نشاط مريب على خطِّ هاتفك، لذا إعتنينا به لَك |
senin için şu anda yapabileceğim bir şey var mı, Rachel? | Open Subtitles | حَسناً، هناك أيّ شئُ أنا يُمْكِنُ أَنْ أعْمَلُ لَك الآن، رايتشل؟ |
Bu senin için umduğumdan daha ağır bir görev oldu. | Open Subtitles | هذه كَانتْ مهمةً أقسى نوعاً ما مِنْ أَنِّي مُتَمنّى لَك. |
Artık sürülerini gütmeyeceğim ya da senin için başka Hannassey vurmayacağım. | Open Subtitles | لا أفرغ ماشية اكثر لك أَو أضرب الهانسيس أكثر لَك |
Haklısın. Ama biraz param olsaydı, elektrik faturasını senin için yatırırdım. | Open Subtitles | و لَكن كان يُمكن أن أَدْفع فاتورةَ الكهرباء لَك |
Selam, futbol kahramanım. Şimdi sana yeterince çekici gelir miyim? | Open Subtitles | كيف حالك يابطل الكرة هَلْ أنا جذّابة كفاية لَك الآن؟ |
Melek olduğumu ve aşağıya inip sana, karnında İsa'yı taşıdığını söylediğimi düşün. | Open Subtitles | فَكرِي بِأنِي المَلاك نَزلَت لأقِول لَك بِأنَك تحمَلين طِفل المَسيح في بَطنك |
Eksi senin 5,000 doların. Bana 45,000 dolar kalıyor ve sana teşekkürler. | Open Subtitles | ناقص 5,000 دولار لَك يتبقي لي 45,000 دولار، وشكراً جزيلاً. |
Abinin son isteği bu hesap cüzdanını sana iletmemdi. | Open Subtitles | هذا كشف الحساب المصرفي كَانَ أمنيةً أَخِّيكِ الأخيرةِ لَك. |
Sanırım sana uygun bir yer bulabiliriz. | Open Subtitles | أعتقد نحن سَنَكُونُ قادرينَ لإيجاد مكان لَك |
Petrol şeyhleri güneş enerjisini satmamanız için Size para verecektir. | Open Subtitles | شيوخ النفطَ سَيَدْفعون لَك فقط لإبْقاء الطاقةِ الشمسيةِ بعيدا عن السوقِ. |
Temiz hava ve sağlıklı bir faaliyet işte Size önereceğim reçete bu, leydim. | Open Subtitles | الهواء النقي والنشاط الصحّي.. تلك هى وصفتُي لَك, سيدتي.. |
Bay Jan Godefry sizin için her şeyi ayarladı. | Open Subtitles | السّيد جان جوديفري كُلّ شيء المرتّب لَك. |
İnandığın her şeyi sikeyim, mücadele ettiğin her şeyi sikeyim, seni de sikeyim. | Open Subtitles | لِذا تَباً لكُل ما تُؤمنُ بِه تباً لكُلِ ما تُمثلُه، و تباً لَك |
Senin adına çok mutluyum. | Open Subtitles | لا، لا، بالطبع لَيسَ، النيل. أنا لا يُمكنُ أَنْ أكُونَ أسعدَ لَك. |
Sorun ne? Emmek istediklerimi emerim, siktir ol git. | Open Subtitles | أمصُ القضيب الذي أرغبُ بِه، لِذا تباً لَك |
Mamayı da iade ederim. | Open Subtitles | سَأَرتفعُ تنظيف التجهيزاتِ، أنا سَأعْمَلُ هو لَك. |