geçmişi hakkında bir şeyler öğrenmek için, pedere gitti. Ama geç kalmıştı. | Open Subtitles | يذهب إلى رؤية الكاهن لسؤاله عن ماضيه لكنه يصل متأخراً بلحظات قصيرة |
Ama sonrasında cesedi bulundu. Anladım ki geçmişi onun peşini bırakmamıştı. | Open Subtitles | ثم تم العثور على جثته وعرفت أن ماضيه قد لحق به |
Churchill de bu coşku arasında eski politik geçmişini unutturmuş görünüyordu. | Open Subtitles | تشرشل" أيضاً كان يسعى جاهداً أن" يُنسى خصومه ومعارضيه ماضيه القديم |
İnsan kendi geçmişini düşündüğünde, daha nazik olur. | Open Subtitles | , عندما يفكر المرء فى ماضيه . يصبح أكثر طيبه |
- Bir daha o kelimeyi kullanma. - geçmişinden utanmamalısın. - Tek bir şeye pişmanım. | Open Subtitles | الرجل لا يجب أن ياسف على ماضيه أنا فقط أأسف على شيىء واحد |
Onun geçmişiyle ilgili işe yarar birşeyler hatırlamamı istediniz. | Open Subtitles | كنت قد أردتني أن أتذكر شىء من ماضيه يمكن أن يساعدك |
Ekibinizdeki herkesin geçmişinde bir şey var. | Open Subtitles | فريقكم فى شخص كل فقط انه ماضيه فى المشاكل من نوع لديه |
Bir erkek geçmişine baktığında, herşeyden gurur duymalıdır. | Open Subtitles | عندما الرجل.. ينظر الى ماضيه.. يجب أن يكون فخوراً به كله |
Karanlık Geçmişinin onun olmak istediği adamı tanımlamasına izin vermeyen adam. | Open Subtitles | الرجل الذى لا يدع ماضيه المُظلم أن يكوّن الشخص الذى يريده |
Bir şeylere dokunduğumda yapabildiğim bir şey. Sadece geçmişi görmüyorum. | Open Subtitles | إنها قدرة أزاولها إذا لمستُ شيئًا، فلا أبصر ماضيه فحسب |
Ama yine de geçmişi peşini bırakmaz bir meslektaşı sabıka kayıtlarını öğrenir. | Open Subtitles | يلحق به ماضيه على أية حال كما يعلم أحد زملائه عن سجله الإجرامي |
Lütfen, baş rahiple onun geçmişi hakkında konuşmayın. | Open Subtitles | أرجوك سيدي ، لا تحدث رئيس الدير عن ماضيه |
geçmişini hiç bilmiyordum ama aldırmıyordum da. | Open Subtitles | كنت لا أعرف شيئا عن ماضيه غير أن ذلك لم يضايقني البتة |
geçmişini araştırırken, garip bir şey bulmadın mı hiç? | Open Subtitles | ،عندما تحريت عن ماضيه ألم تجدي شيئاً غريباً ؟ |
Senin yaşlarındayken, hatta tam şu anki yaşındayken geçmişini hatırlamanın bir yolunu bulduğunu söylemişti. | Open Subtitles | انه حينما كان في مثل عمرك تماما في مثل عمرك اذكر الان يقول أنه وجد الوسيلة التي تمكنه من تذكر ماضيه |
Çünkü biz, insanı kendi geçmişinden kopardıktan sonra ailesinden, çocuklarından ve diğer insanlardan da koparıyoruz. | Open Subtitles | الماضي ممنوع . لماذا؟ لانه عندما يقطع الشخص من ماضيه |
Renkli geçmişinden uzak durmamız iyi olur. | Open Subtitles | نحن نوَدُّ أَنْ نَتفادى الإشارات إلى ماضيه الملوّن |
Çünkü biz, insanı kendi geçmişinden kopardıktan sonra ailesinden, çocuklarından ve diğer insanlardan da koparıyoruz. | Open Subtitles | لانه عندما يقطع الشخص من ماضيه عندها نستطيع قطعه من اسرته , اطفاله . والأشخاص الاخرين |
Onu daha iyi tanıyıp geçmişiyle ilgili bir şey olup olmadığını öğreneceksin. | Open Subtitles | حاول أن تتعرف عليه عن قرب وسنرى اذا كنت سندفعه للحديث عن ماضيه |
geçmişinde bu kadar aşırı reaksiyon vermesini tetikleyen çok daha önemi bir şeyler olmalı.. | Open Subtitles | يبدو انه قد اكتشف ذلك لا بد من وجود حدث كبير في ماضيه |
Bir erkek geçmişine baktığında, herşeyden gurur duymalıdır. | Open Subtitles | عندما الرجل.. ينظر الى ماضيه.. يجب أن يكون فخوراً به كله |
Tükenmiş, kimsesiz bir adam Geçmişinin şeytanlarıyla boğuşan bir adam. | Open Subtitles | وقد إحترق الرجل التعيس الرجل الذي طورد من قبل شياطين ماضيه |
geçmişindeki belli belirsiz parçalar bilincine yerleşmeye başlıyor. | Open Subtitles | القطع الممزقة من ماضيه بدأت بإقحام نفسها إلى وعيه. |
Tuhaf davranma evresini çoktan geçmiş durumda binbaşı. | Open Subtitles | أقول أن ماضيه هو المبالغ فيه أيها الرائد |
Ama geçmişte yaptıklarından ötürü sen buna inanmadın. | Open Subtitles | بالنظر الى ماضيه انت لا تصدقين هذا؟ |