sahibi uğradı. Beni iflas ettirmenin, onun görevi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | جاءنا مالكه ،قال أن مهمته أصبحت مساواة هذا المكان بالأرض |
Ev sahibi, Lily Lockhart köpeğinin yardımıyla hırsızla mücadele etmiş. | Open Subtitles | مالكه المنزل,ليلى لوكهارت قاومته بمساعده كلبها من نوع بيلجان مالينوا |
Son sahibi tarafından 35 banka soygununda başarıyla kullanılmış. | Open Subtitles | مستعمل بنجاح عظيم للإستيلاء على 35 مصرف من قبل مالكه الراحل |
O zaman sahibini bulana kadar, bunu yine cebime koyayım bir de fotoğrafı bu akşama kadar tutabilir miyim? | Open Subtitles | إذن يجب أن أحتفظ به حتى أجد مالكه الحقيقى أيمكننى أيضا الإحتفاظ بالصوره حتى المساء ؟ |
Sanatının örneği bir model ev sahibinin istek ve arzularına karşılık vermeye programlı. | Open Subtitles | أحدث نماذج المنازل العصرية تم تصميمه لتلبية جميع إحتياجات و رغبات مالكه |
Kendime gelir gelmez, o web sitesi ve sahibine baktım. | Open Subtitles | وبمجرد أن تعافيت تحققت من الموقع ومن أن مالكه هو |
Devlet arazisi olarak görünebilir ama sahibi benim. | Open Subtitles | قد يبدو هذا مملوكا للدولة . و لكننى أنا مالكه |
Ama gerçekte her eşya sahibi tarafından değiştirilir. | Open Subtitles | لكن الحقيقة أن كل غرض يتغير من قبل مالكه |
sahibi gelene kadar şu köpeği dondurucuya atsana. | Open Subtitles | إرمي ذلك المغفل في احدى المجمدات حتى يأتي مالكه |
Bir köpek sahibini asla ısırmaz, sahibi ne kadar deli olursa olsun. | Open Subtitles | الكلب لا يجب أن يعض مالكه حتى وإذا كان غاضبا |
Yoksa neden boş barın sahibi, benden uzağa gitmek için, yerini değiştirir ki? | Open Subtitles | أم مكان خالي آخر يجب أن يقوم مالكه بعرض لنقل الموقوع بعيداً عني ؟ |
- Bir de sahibi gözleri önünde öldürüldüğü için travma geçirmiş bu zavallı ufaklığa söylemeyi dene. | Open Subtitles | أنت لا تعتقدُ ذلك؟ أحاول أن تُخبرُ هذا الرجل الصَغير الفقير، الذي صَدمَ لرُؤية مالكه مقتولا |
sahibi ise Ivy'nin kibar bağışını kendi hesabına geçirmişti. | Open Subtitles | والذي حوّل مالكه تبرعها الكريم ،إلى حسابه المصرفي |
Gerçek sahibi gelene dek Kader Gölü'ne saklandı. | Open Subtitles | كان مخفى فى بحيره القدر ينتظر مالكه الحقيقى |
Vücudumun beklediği yeri, bulacağım... o gerçek sahibini bekliyor. | Open Subtitles | سأذهب لأجد المكان حيث جسمي ينتظرني به ينتظر مالكه الحقيقي |
Belki de çipi falan var mı diye bakabiliriz, sahibini bulmak için. | Open Subtitles | ربما يجب أن نرى إن كان يحمل رقاقة أو شيئا ما، لنعرف مالكه. |
Silah sadece sahibinin parmak izlerini tanıdığında ateş eder. | Open Subtitles | المسدس لايطلق الا عندما يتعرف على بصمة مالكه |
Yani, sefil bir halde sahibinin eve dönmesini beklemez mi? | Open Subtitles | حسناً اليس من المفترض أنه سينتظر ببؤس قدوم مالكه للبيت ؟ |
O da köpekte bir tarama yapar. İçinde sahibinin bilgis olan bir barkod bulunmaktadır. | Open Subtitles | عندما يخضع الكلب للفاحص، يعطيك معلومات كاملة عن مالكه. |
Ben yalnızca bir aracıyım. ve görevim sadece parayı doğru sahibine teslim etmek. | Open Subtitles | انا فقط سمسار ارجع المال الى مالكه الشرعي |
Doğru zaman geldiğinde yaptığı şeylerin sorumluluğunu alıcaktı, ve kitabı gerçek sahibine dönmesini sağlıyacaktı. | Open Subtitles | لتتحمل مسؤلية ما فعلته وأن تعيد الكتاب إلى مالكه لقد كانت نواياها حسنة بدون شك |
Lambayı görünce onu sahibinden önce yakaladım sonra da onu öldürdüm kuyrukluyıldız yakaladım sonra da Cin olmak için geri döndüm. | Open Subtitles | بمجرد أن احصل علي المصباح سوف آخذه من مالكه و من ثم سأقتله |