Oraya ulaşana kadar sana yardım için elimden geleni yapacağım. | Open Subtitles | سأفعل ما أستطيع لأساعدك متى ما وصلنا إلى محطة الحراسة |
Eğer... buradan kurtulursak, söz veriyorum... onlar için elimden geleni yapacağım. | Open Subtitles | ..وإذا ..نجوت من هذا ،أعدك سأفعل كل ما أستطيع لأجلهم |
- Benim söylemek istediğim de sadece, geriye dönüp baktığımda demek istiyorum ki Elimden gelenin en iyisini yaptım, burada sıkışıp kalmışken. | Open Subtitles | ..جل ما أقوله هو ..أريد النظر للوراء وأقول أنني فعلت أقصى ما أستطيع عندما لم يكن هناك مفر آخر |
Bu yüzden işletme hakkında Olabildiğince çok şey öğrenmek için okula dönmeye karar verdim. | TED | لذلك قررت العودة إلى الجامعة لأتعلم ما أستطيع عن الأعمال التجارية. |
Yeni bir ev aldım, biriyle nişanlandım, ama tek yapabildiğim seni düşünmek. | Open Subtitles | أعني،منزلي الجديد، مع خطيبي الجديد، وكلّ ما أستطيع التفكير فيه هو أنتَ |
Böyle ortamlar için kendimi Elimden geldiğince hazırladım. | TED | لقد حاولت الاستعداد للحظات كهذه بأحسن ما أستطيع. |
Onu canlı getirebilmek elimden geleni yapacağıma söz veriyorum. | Open Subtitles | أعدك بأني سأفعل كل ما أستطيع كي أعتقله حياً |
Kanamayı durdurdum. Elimden geleni yaptım. | Open Subtitles | لقد أوقفت النزيف تثبيته هو أفضل ما أستطيع |
Bunu ben başlattım. Elimden geleni yapmam lazım, lütfen ailenizi uzaklaştırın. | Open Subtitles | لقد بدأنا هذا يجب أن أفعل ما أستطيع لذلك أرجوكى أبعدى عائلتك من هنا |
Sonunda dinledim ve bu gece bir şeyi anladım ki ben Elimden gelenin en iyisini yaptım. | Open Subtitles | حسناً , أخيراً استمعت ولقد أدركت نوعاً ما في وقتِ ما الليلة فعلت أفضل ما أستطيع |
Söz verebileceğim tek şey, Elimden gelenin en iyisini yapacağımdır. | Open Subtitles | كل ما أستطيع أن أعد به هو أن أبذل أفضل مابوسعي |
Elimden gelenin en iyisini yapacağım. | Open Subtitles | احاول أن أكون أفضل ما أستطيع ان أكون علية |
Olabildiğince hızlı siparişimi verip kahvemi almak için ilerliyorum. | TED | أطلب بأسرع ما أستطيع وأذهب لإحضار قهوتي. |
Kutlama içkimizi yarıda bırakmıştık, ben de sizi Olabildiğince iyi tanıma fırsatını kaçırmak istemedim. | Open Subtitles | لم يتم مشروبنا بالحفلة لذا أنا لا أريد تضييع الفرصة للتعرف عليك بقدر ما أستطيع |
İş ortaklarımla yapabileceklerim ve yapabildiğim zaman çerçeveleri hakkında makul beklentiler belirledim. | TED | كنت قادرة على تحديد توقعات معقولة مع شركائي في العمل عن ما أستطيع فعله والإطار الزمني لفعله. |
Seni hep seveceğim, ve sana saygı gösterip hizmet edeceğim, ve Elimden geldiğince senin yanında olacağım, ve senin için her şeyi yapacağım, ve senin için yaşayacağım. | Open Subtitles | إنني سوف أحبك و أكرمك و أخدمك دائماً و أبقى قريبة منك بقدر ما أستطيع و أفعل كل شئ من أجلك |
İşte sorunun olduğu yer burası, ve size sorunun ne olduğunu Elimden geldiğince açıklayacağım. | TED | وهنا تكمن المشكلة، وسأشرح لكم، بقدر ما أستطيع ما هي المشكلة. |
Tek diyeceğim, bunun ikimizin ülkesi için de çok önemli olduğu. | Open Subtitles | كل ما أستطيع أن أخبرك به أنه أمر يهم أمن وطنينا |
Söyleyebileceğim tek şey hepimizin en kötü senaryoya hazır olması gerektiği. | TED | ما أستطيع قوله هو أنه يتعين علينا الاستعداد لسيناريو أسوأ الحالات. |
Yapabileceğim bir şey yok. Yardım etmek isterdim... - ama yapamam. | Open Subtitles | أنا آسف ,ليس هناك ما أستطيع فعلة,أود المساعدة ,لكن لا أستطيع |
Annemi kurtarmak için geldi ve benim tek düşünebildiğim odamı alması. | Open Subtitles | وكل ما أستطيع التفكير فيه هو أنها استولت على غرفة نومي. |
İzleme vagonunda olacağım, mümkün olduğunca ayarladığımız yere atlamaya çalışacağım. | Open Subtitles | سأعود عن منبر الملاحظة,سألقى بنفسى عند النقطة بقدر ما أستطيع |
Sizlere bu dağılımın kadın ve erkeklerde oldukça benzediğini söyleyebilirim. | TED | ما أستطيع قوله لكم هو أن التوزيع يبدو مشابها جدا للرجال والنساء. |