Geri getirmek için yeterince benzinimiz var peşinden gitmek ister misin? | Open Subtitles | لدينا ما يكفي من الوقود للعودة فقط أتريد أن تذهب ورائها؟ |
Bir gün için yeterince azap, hüzün ve kişisel gelişim oldu. | Open Subtitles | كان هناك ما يكفي من العذاب والكآبة والنمو بالشخصيّة ليوم واحد |
Peki ya yeteri kadar temiz hava ve temiz su olmazsa? | TED | ماذا لو لم يتبق ما يكفي من الهواء النقي والماء العذب؟ |
Sen, aynı iksirden bir daha yapabilmek için yeterli kulak kaldı mı? | Open Subtitles | أنت ، هل لديك ما يكفي من الأذن لصنع جرعة أخرى ؟ |
Dişi avcıya ayrıIması için zaman veriyor, av için yeterli miktarda zaman. | Open Subtitles | إنها تمنح الصيّادة وقتاً للرحيل, ما يكفي من الوقت للاندماج في الصيد. |
Ayinin işe yaramaması senin suçun değil. Diğer insanlar kadar çok kanım yok. | Open Subtitles | إنها غلطتي بأن الطقوس لم تفلح لم يكن لديَّ ما يكفي من الدماء |
Burada bundan sonraki 3 nesil Makedon ordusuna yetecek kadar altın var. | Open Subtitles | لدينا ما يكفي من الذهب هنا لتمويل الجيش المقدوني لثلاثة أجيال قادمة |
Federal hükümetin çok fazla işi var ve bunu eyalet hükumetleri yapmak zorunda. | TED | إن الحكومة الفيدرالية لديها ما يكفي من المسؤوليات، وستقوم حكومات الولايات بتصعيد الموقف. |
Tüm kasabayı zil zurna sarhoş edecek kadar içkiniz var. | Open Subtitles | لقد شربت ما يكفي من النبيذ ليذهب البلدة كلها بالرياح |
Şimdi tek yapman gereken, yarışma için yeterli sayıda üye bulmak. | Open Subtitles | الآن كل ما عليك أن تجد ما يكفي من أعضاء للمنافسة |
Gerçek şu ki bu şehir için yeterince şey yapmadım. | Open Subtitles | الحقيقة أنّي لم أفعل ما يكفي من أجل هذه المدينة |
Eğer bir limanınız yoksa, nüfusu desteklemek için yeterince yardım malzemesi alma yolunuz yoktur. | TED | وإذا لم تمتلكوا ميناء، لن يكون لديكم وسيلة لتحصلوا على ما يكفي من إمدادات الإغاثة لدعم السكان. |
Hatların ikisini yönetiyor, ve kendi evini ödeyebilmek yapmak için yeterince para tasarruf etti. | TED | إنها تدير خطين، وقد وفرّت ما يكفي من المال لدفع مقدم لبيتها. |
Ve birkaçımız için yeterince çim kesiyoruz. | Open Subtitles | ويمكننا تقطيع ما يكفي من العشب لما لدينا من القليل |
Belkide yeteri kadar keserse, seni burada tutmaya güçleri yetmez diye düşünüyor. | Open Subtitles | ربما يظن إن اقتطع ما يكفي من الميزانية فلن يمتلكوا ثمن راتبك |
Belkide yeteri kadar keserse, seni burada tutmaya güçleri yetmez diye düsünüyor. | Open Subtitles | ربما يظن إن اقتطع ما يكفي من الميزانية فلن يمتلكوا ثمن راتبك |
Evet. Fakat bu ona yeteri kadar güç ve güven veriyordu. | Open Subtitles | نعم, و لكن هذه تعطيه ما يكفي من القوة و الآمان |
Neyse ki, burada kısmî yeniden oluşturma için yeterli kafatası var. | Open Subtitles | أأمل أن يكون هناك ما يكفي من الجمجمة لإعادة بناء جزئية |
Ya da yeterli miktarda çoklu karıştırıcınız olmadığı için yeterli milkshake mi satamıyorsunuz? | Open Subtitles | أو أنّك لا تبيع ما يكفي من الحليب المخفوق لأنّك لست بحاجة لخلاط؟ |
Bunun ne anlama geldiğini öğrenecek kadar çok pizzacıyı yumrukladım. | Open Subtitles | لقد واعدت ما يكفي من الإيطاليّين لأعرف ماذا يعنيه ذلك |
Gerçekten. Artık düzeneği yukarı çıkarmaya yetecek kadar sıvı çeliğimiz var. | Open Subtitles | لدينا الآن ما يكفي من الفولاذ السائل لنقوم بضخه تحت الحفريات |
Nakil için elimizde zaten ihtiyacımız olandan fazla kan var. | Open Subtitles | لاننا لدينا ما يكفي من الدم لنقله من شخص لآخر |
Sadece 8 ila 10 olaya müdahale edecek kadar kehribarımız var. | Open Subtitles | لدينا ما يكفي من الكهرمان، يحتوي على ثمانية أحداث وربّما عشرة |
Fakat bir sorun var, dünyada bunu yapacak yeterli sayıda psikolog ve psikiyatrist yok. | TED | لكن المشكلة هي أننا لا نملك ما يكفي من الأطباء النفسيين أو علماء النفس في العالم للقيام بهذه المهمة. |
- Yine mi bu? - Yeterince huzur verdim. | Open Subtitles | ـ هذا الرجل ـ لقد منحتك ما يكفي من الفرص |
Yankilerden işittiğimiz hakaretler yetti de arttı. | Open Subtitles | لقد تحملنا ما يكفي من الإهانات من الشماليين المتطفلين |
Büyük şirketler Zaten yeterince kazanıyorlar, bu nedenle, sahtecilik de bir tür reklam sayılır, değil mi? | TED | هذه الشركات الكبيرة تكسب ما يكفي من المال، لذا إذا كان هناك شيء، فالتزوير هو فقط شكل حر من الإستثمار، صحيح؟ |
Herşeyi uygun bir dengede tutacak kadar yeterli bir filozofum ben. | Open Subtitles | أَنا ما يكفي من فيلسوف لحمل كل شيء في المكان الصحيح ماذا؟ الميزان الصحيح |