Lütfen soldaki ilk müsait kabine girin. | Open Subtitles | من فضلم خذوا أوّل حجرة متاحة على اليسار. |
İyi bir adama benziyorsun, ilginç bir işin var, ama ben müsait değilim. | Open Subtitles | تبدو رجلاً رائعاً و في مجال عمل جيد لكنني غير متاحة حالياً |
Bir telefon bulup Harlow'un takımı ile görüşmeliyim. müsait değiller! | Open Subtitles | يجب أن أحدث هارلو على الهاتف إنها ليست متاحة |
- Beni endişelendiren şu gençler okuyunca kesmenin travmaya uygun cevap olduğunu düşünecekler. | Open Subtitles | لأنني أعتقد الشابات سيقرأون هذا ويفكرون أن تشريح الجسد ردة فعل متاحة للضرر |
boş bir süitimiz var ama sizden tek yataklı oda ücreti alacağım. | Open Subtitles | هنالك غرفة متاحة ، إنها جناح لاكني سأعيرك غرفة في الجناح فقط |
Mac'in babasını arayacağım ve ona senin müsait olduğunu ve onu sorduğunu söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأتحدث مع والد ماك واخبره انك متاحة وانك تسألين عنه |
Programın işleyiş şekli bu. İlk müsait uçaktaki yeri alıyorlar. | Open Subtitles | هكذا يجري عمل البرنامج بأن يأخذوا أول رحلة متاحة |
O arazi müsait olduğunda, yatırımcılara ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | حين تصبح هذه الأرض متاحة سوف أحتاج مستثمرين محليين |
Bu, Milan Düşesi bir kez daha Majestelerinin yatağı için müsait anlamına geliyor. | Open Subtitles | وهو ما يعني أن دوقة ميلان مرة أخرى متاحة لسرير جلالتكم |
Başkasına aşıksın ve bana ve tavsiyelerime şükret ki, şimdi o da müsait. | Open Subtitles | أنت واقع بحب شخص آخر وبفضل مهاراتي الإستشارية إنها متاحة الآن |
Senatör müsait olduğunda sizi arar. | Open Subtitles | سأجعل السيناتور تتصل بكَ بمجرّد أن تكون متاحة |
Bu akşam için uygun olabilecek küçük şovlar var mı diye merak etmiştim. | Open Subtitles | كنت أتساءل عما إذا كان أي من الشرائح قد تكون متاحة لهذا المساء. |
Evet ama bana ancak yaptığı seçimleri kabullenirsem uygun olabilir. | Open Subtitles | نعم, ولكنها ستكون متاحة لي عندما أقبل على مضض أختياراتها |
Dünya istatistiklerinin uygun bir şekilde hazırlanıp kullanıma sunulmadığını anlattım. | TED | اخبرتكم أن إحصائيات العالم ليست متاحة بشكل جيد. |
Ajan Gibbs, siz hiç her boş vaktinizde yuvanıza dönmeyi hayal ettiniz mi? | Open Subtitles | عميل غيبز أنت تعرف كيف تقضي كل دقيقة متاحة تحلم بالمنزل مرة ثانية |
Ve gelecek cumartesi tekrar boş olacağını ve onu tekrar görebileceği düşünüp, o günü iple çekiyordu. | Open Subtitles | وكانت الفكرة هو أنها ستكون متاحة مجددًا السبت القادم لكي يتمكن من رؤيتها وتمحنه شيئًا لكي يتطلع إليه. |
hazır yolun başındayken vazgeç. Bilmem anlatabiliyor muyum? | Open Subtitles | الافضل ان تتعاون والفرصة متاحة اتدرك مقصدي ؟ |
- boşta odanız var mıydı diye soracaktık. | Open Subtitles | نعم، نحن نتسأل ما إذا كانت لديك غرفة متاحة |
Eğer Lacine'de yaşıyorsanız şu anda geçerli bir bilgi yok. | Open Subtitles | أما اذا كنت تقطن في راسين فليس هناك معلومات متاحة في هذا الوقت |
Kalan son Hapşıran Bebeği sokağın karşısındaki doğum canlandırmamızda açık arttırmayla satacağız.. | Open Subtitles | سنفتح المزاد على أخر طفلة متاحة للبيع عبر هذا الشارع في مخيمنا. |
Yine aynı şekilde, bu tür çılgınca kombinasyonlardan oluşan milyonlarca video internette mevcut. | TED | ومرة أخرى، هناك الملايين والملايين من هذه الفيديوهات متاحة أون لاين في جميع هذه المجموعات الجنونية نوعا ما |
Bilgi öncelikle kısa süreli belleğe gider. Bilgi burada birkaç saniye ve birkaç dakika arasında ulaşılabilir kalır. | TED | تخزن المعلومات أولا في الذاكرة قصيرة المدى، حيث تكون متاحة للاسترجاع من أي مكان في بضع ثوان، أو في بضع دقائق. |
Eğer yardım edecek birine ihtiyacın varsa, bana bakabilirsin... müsaidim. | Open Subtitles | اذا كنتي تبحثين عن شخص ما ليعطيك على مؤخرتك تعالي لي أنا متاحة. |
Ben de buz ringi işinde olan bir müşterim var diye mutluyum. | Open Subtitles | حسناً،إذاً انا سعيدة أننى لديّ عميلة متاحة لتشترى مكاناً به حلبة تزلج |
Öğlen 3.30'a kadar boşum sonra da 5'e kadar mahkemede olacağım. | Open Subtitles | وبعد الظهر سأكون متاحة حتى الساعة 3: 30 وبعدها سأكون بالمحكمة حتى الساعة الخامسة |
Bütün tekliflere açığım ve sonraki 48 saat içinde karar vermeyi planlıyorum. | Open Subtitles | جميع الخيارات متاحة أمامي وأخطط لأقرر في الـ48 ساعة القادمة |
müsait olmadığımdan değil. Aslında müsaitim, olabilirim. | Open Subtitles | لا يعني ذلك أنّني لستُ متاحة أنا مُتاحة ، أو ، يمكنني أن أكون مُتاحة |
- Teknik olarak demiryolu işleri için demiryolu tarafından kullanılmıyorsa istimlak hakkı uyarınca, devlet tarafından iktisap edilmeye müsaittir. | Open Subtitles | وفقاً للحقائق، هي ليست قيد الإستخدام من قبل السكة الحديد لأغراض السكة الحديد تلك الأرض هي متاحة للإستحواذ من قبل الدولة تحت قانون المصادرة |