gizli görevde o yüzden kişisel hayatından çok bir haberimiz yok. | Open Subtitles | إنه يعمل متخفي لذا لا نعلم الكثير عن حياته الشخصية آسفة |
gizli görevdeki bir DEA ajanı öldü, iki ajan da kayıp. | Open Subtitles | حسنا، الأن عميل متخفي لوحدة مكافحة المخدرات ميت، و إثنان مفقودان. |
Unutma ki bu gizli bir iş. Dikkatli ol. | Open Subtitles | كن على حذر، انه شرطي متخفي كن حذراً جداً |
Şimdi, diyelim ki... bir uyuşturucu satıcısı bir gizli polisi öldürdü. | Open Subtitles | افترضي الآن أن تاجر مخدرات أطلق النار على شرطي متخفي |
Sana bu okulda bir sivil polis var demiştim. | Open Subtitles | لقد أخبرتكِ أن هنالك شرطي متخفي في المدرسة |
Çalıştığı adamlar senin gizli bir polisle ilgin olduğunu biliyor. | Open Subtitles | الجماعة التي يعمل معها يعلمون أنك متورطة مع ضابط شرطة يعمل متخفي |
Bir zamanlar bu gizli adamın haber kaynaklarıyla yakından ilgilendiğini biliyordum. | Open Subtitles | لقد تعرفت على عميل متخفي والذي كان يعطي الكثير لمصادره |
Gece-gündüz barış için savaşan bir gizli dedektifim. | Open Subtitles | محقق متخفي و الذي يحارب بإستمرار, ليلاً و نهاراً, من أجل السلام. |
gizli çünkü, buradaki otoritelerden saklanmalı, bana zararı dokunacaklardan uzakta kalmalı, beni görmek isteyen ve arayanlardan gizlenmeliyim. | Open Subtitles | انا متخفي هنا بعيدا عن السلطات وعن كل من قد يؤديني وعن كل من يسعى ورائي بسبب شهرتي |
İki kere aşırı güç, olay yerini ve el izlerini mahvetmek gizli çalışan bir polis memurunu iş üstünde teşhis edememek. | Open Subtitles | قضيتي إستعمال قوة مفرطة وتلويث مسارح جريمة فشل في تعريف ضابط متخفي في الميدان |
Sekiz aylık gizli bir soruşturmayı mahvedebilirdin. | Open Subtitles | لقد قمتَ بإفشال تحقيق متخفي يُعمل عليه منذ ثمانية شهور |
Asla gizli bir polisi takip etmek zorunda kalmadın. | Open Subtitles | ولا يجب عليك أن تكون شرطي متخفي لكي تعرف ذلك. |
Evet, savcı için gizli görevdeydi, 12 saattir haber alınamıyor. | Open Subtitles | نعم، كان يعمل متخفي مع مكتب العاصمة فقدنا الأتصال به من أثنى عشر ساعة |
Onun gizli ajan olduğunu bilmek bizi tedavisine yaklaştırmıyor. | Open Subtitles | معرفة أنّ هذا الرجل شرطي متخفي لا تقرّبنا بتاتاً من علاجه |
Aslında Dean'in gizli çalışırken daha hoş olduğunu varsayıyorum. | Open Subtitles | أفترض بأنه أكثرحبّاً عندما يكون في الحقيقة متخفي سريًا. |
gizli bir çalışan olarak sen... hayatta her zaman çalışma arkadaşına güvenirsin. | Open Subtitles | كجاسوس متخفي ثقتك الوحيدة في حياتك تكون مع زملاء عملك |
gizli devam edip, hedefinin içeriden kim olduğunu öğrenmeye çalışabilirim. | Open Subtitles | يمكن أن أبقى متخفي وأكتشف من يستهدف من الداخل. |
Keşke Lakers kızlarıyla gizli çalışsaydım ama bunu hallederiz. | Open Subtitles | تمنيت لو كنتُ متخفي مع فتيات الليكر، لكن حللناه. |
sivil bir federal ajan tarafından izleniyorsun. | Open Subtitles | ما معنى ذلك؟ إنك تحت المراقبة من قبل عميل فيدرالي متخفي |
Bahse girerim içeri gizlice girdiğimi düşündün. | Open Subtitles | ارَاهنُ بأنّك إعتقدتَ أنا كُنْتُ جئت متخفي. |
Tebdili kıyafet, en berbat genelevlere gider. | Open Subtitles | يَذْهبُ إلى أسوأ بيوت الدعارة متخفي |
O bunu yapmayınca, FBI onu köstebek yaptı. | Open Subtitles | لكنه لم يفعل ولذلك أرسلوه كمباحث متخفي |
Ama bugün saklanmam hiç de sorun değil. | Open Subtitles | لكنني متخفي بشكل جيد.. الليلة# |