Ama biz de bazen fazla bağışlayıcı olamıyoruz. | Open Subtitles | لا شك أنها كانت خاطئة، لكن في بعض الأحيان نحن لسنا متسامح جدا. |
İkinci şekersiz latteni daha içmedin. Seni bağışlıyorum çünkü bağışlayıcı havamdayım. | Open Subtitles | لا بأس لأنك لم تتناولي قهوتك المفضلة بعد سأسامحك لأن مزاجي متسامح اليوم |
"iyi bir doktor... bağışlayıcı bir rahip... ve akıllı bir muhasebeci. " | Open Subtitles | طبيب جيد كاهن متسامح,و محاسب ذكي |
Ve bu beni çok affedici bir hale sokar. | Open Subtitles | وهو يَضِعُني في مزاج متسامح جداً. |
Üzgünüm, sadece bundan daha affedici olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | آسفة، لكن أعتقد أنك متسامح أكثر من هكذا |
Bayan Crawley, umuyorum beni hoşgörüsüz biri olarak görmüyorsunuzdur. | Open Subtitles | سيدة "كراولي"، آمل بأنكِ لا تنظرين إلي كشخصٍ غير متسامح |
Benim uzmanlık alanımda bir şeyler sallamanı dinledim .ve bu sorun değil. Ben büyük çocuğum, toleranslı adamım ama bir şeyi düşünmeni istiyorum. | Open Subtitles | لقد أنصتّ إلى إهاناتك لمهنتي ولا بأس، أنا شخص ناضج، رجل متسامح |
Teröristlere karşı çok hoşgörülüsün. | Open Subtitles | ..أنت متسامح مع الإرهابيين |
Kardeşini serbest bırakarak nazik ve hoşgörülü biri olduğunu gösterme şansı var. | Open Subtitles | لديه فرصة لكي يظهر انه شخص عطوف و متسامح باطلاق سراح اختك |
"İyi bir doktora, bağışlayıcı bir rahibe..." | Open Subtitles | طبيب جيد كاهن متسامح,و محاسب ذكي |
Bugün pek bağışlayıcı havamda değilim. | Open Subtitles | لست في مزاج متسامح جداً اليوم. |
Ne kadar da asil bir beyefendi. Ne bağışlayıcı... | Open Subtitles | يالك من شخص نبيل اوه يالك من متسامح |
Fazla havalanma. bağışlayıcı bir yapım olduğu için göz yumuyorum. | Open Subtitles | لا تغترّ، إنّي متسامح وسأتغاضى عن ذلك. |
Jake'in bu bağışlayıcı modundan nasiplenebilceğini sanmıyorum ve inan bana, bunu asla unutmayacak. | Open Subtitles | أراهن على أن (جايك) في مزاج متسامح جداً، وثق بي، لن ينسَ إطلاقاً |
Aslında oldukça bağışlayıcı biriyim hatalarını kabul ettikleri sürece tabii. | Open Subtitles | أنا فعلا شخص متسامح جدا... ما داموا يعترفون بأخطائهم. |
Beni, aksini düşünecek kadar bağışlayıcı gördüğün için sağ ol. | Open Subtitles | أنا سعيد,بأنك تظننى متسامح |
Veya bağışlayıcı bir yüreği olan yetişkin bir oğul... | Open Subtitles | .. أو إبن بالغ بقلب متسامح |
- bağışlayıcı bir hakimmiş. | Open Subtitles | ـ ياله من قاضٍ متسامح. |
Bir dahaki sefere bu kadar affedici olmam. | Open Subtitles | المرة المُقبلة، لن أكون متسامح جدًا |
Çok affedici bir genç adam. | Open Subtitles | هو شاب متسامح جدا |
Ama şimdilik, toleranslı olacağım. | Open Subtitles | ولكن الآن, سأكون متسامح |
Geri döndün demek, Gaston. Ne kadar hoşgörülüsün. | Open Subtitles | رجعت يا (غاستون), أنك متسامح |
Yani, bu toplumun günümüzde biraz daha hoşgörülü olduğunu düşünmek istiyorum. | Open Subtitles | أعني، أحب أن أعتقد بأن المجتمع متسامح اكثر بقليل هذه الأيام |